Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Yağdır Mevla'm su!

GİRİŞ 20.01.2014 GÜNCELLEME 20.01.2014 YAZARLAR

Şükürsüz insanlar olduk.


Özellikle Marmara Bölgesinde içme suyu barajlarımız SOS veriyor. Öyle ki birkaç ilde bir ay içinde ciddi anlamda içme suyu  sıkıntısı baş gösterecek.

Allah korusun mevsim şaşarsa ve gerekli yağışlar düşmezse gelecek yaz mevsimini düşünmek bile istemiyorum. Mevsimlerin şaştığını, kuraklık tehlikesinin ihtimal dahilinde  olduğunu,  dikkatli olanlar görüyor.

Dün bahçede dolaşırken normalde Nisan başında açması gereken menekşelerin ve bahar dallarının çiçek açtığını gördüm. Kayısı, kiraz, şeftali ve vişne ağacının tomurcukları kabarıp koyulaşmıştı. Açıkçası ürktüm ve derin bir üzüntüye kapıldım. Zira nebatat da şaşmıştı!

Ocak ayı şu haliyle gerçekten de şaşırmış durumda!

Ya bizler, biz insanlar! Bizler de şükretmeyi unuttuk ve korkarım ki bu şükürsüzlüğümüzün gadrine uğrayacağız!

Hayatımızı kolaylaştıran binlerce nimeti hiç düşünmeden hoyratça tüketip daha fazlasını istiyoruz. Elde ettikçe iştiyakımız daha da artıyor, biraz daha fazlasını istiyoruz. Herşey emrimizde, eksiksiz ve kusursuz olacak. Bir bardak suyun, ne kadar insanın alın teriyle, ne kadar emekle ve çabayla evimize kadar geldiğini  düşünmüyoruz bile.

Rahmetli Dedem bir bardak suyu ne zaman itinayla içse defaaten Allah'a şükrederdi. Su hayattı ama önce Allah'ın kullarına bahşettiği önemli bir nimetti onun için. O minnet ve şükranla suyunu içerdi! Bizler gibi hesapsızca lıkır lıkır değil!

İşte günümüz insanı suyun bir lütuf ve nimet olduğunu  unuttu.

Unuttuğu  için de su kaynaklarımızın kıymetini de bilemedi. Denize dökülen ne çok nehrimiz var oysa. Lakin çoğunun suyu artık kirli ve kullanılamaz durumda. Nerede bir nehir veya göl var hemen kısa süre zarfında etrafını çekirge sürüsü gibi işgal edip villaları konduruyoruz. Kıyılarımızın hal ü pür melali zaten ortada. Mamafih Anadolunun neresine giderseniz gidin gösterişli ırmak ve göl kenarları arazi ve yerleşim şartları elverişli ise hemen imara açılmış ve kısa zamanda çevresinin dağ taş evlerle doldurulmuş olduğunu görürsünüz.

Bu manzara gerçekten de ızdırap vericidir. Lüks ve safahattan kimse başını kaldırıp hakikatleri göremiyor, görmek istemiyor veya işine gelmiyor...

Hadi şimdi hepimiz bu gölleri ve nehirleri hoyratça kullandık ve kıymetini bilemedik diyelim. Sefasını sürdük, evlerimizi, malikhanelerimizi, villalarımızı bu doğal kaynakların dibine inşa ettik. Suların yataklarını değiştirdik, bir şey olmaz dedik!

Peki ya sonra?

Çocuklarımız, onların çocukları, gelecek kuşaklar ne yapacaklar? Bunları hiç düşündünüz mü? Biz toplum olarak sadece günü kurtarmaya meyyal bir toplum olduk. Biz rahat edelim de, sıkıntı çekmeyelim de sonra gelenin canı çıksın kabilinden bir tutum içindeyiz. Suyu israf ediyoruz, doğal alanlarımızı israf ediyoruz, denizi, havayı, toprağı, kuşu, kurdu israf ediyoruz.

Ey Hanımefendi, Beyefendi senin çocuğun da beş on yıl sonra senin şimdi ihtiyaç duyduğunun aynısına ihtiyaç duyacak. Temiz içme suyu,  temiz akarsular, göller, oksijeni bol dağlar, ormanlar, güzel ve yaşanabilir bir çevre, yemyeşil caddeler, parklar, bahçeler, sağlıklı sebzeler, meyveler, huzurlu sokaklar vs… Sen bunları iktisatlı kullanmazsan, sen bunları korumazsan, sen gözün gibi bakmazsan senin çocuğun ne yapacak bundan sonra, hiç düşündün mü?

 Geçmiş yazılarımızın birinde geçen yaz Karadeniz Yaylalarında bile su sıkıntısı baş gösterdiğini belirtmiştim. Daha önceleri gürül gürül akan çeşmelerin kuruduğunu anlatmıştım. Ülkemiz su fakiri bir ülke ne yazık ki…  Bir de lüzumsuz israflarımız var ki bizi daha da yoksullaştırıp çaresizliğe gark ediyor. El açıp Yüce Allah'a yalvarmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor. O güzel şarkının söylediği gibi el açıp yalvaralım:

“Suya kanacak kadar

Yağdır Mevlam Su!”

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 1
  • Nasuh BİLEN 10 yıl önce Şikayet Et
    İbadetle yalvaralım. Bizleri kulluk için yarattığı anlayışında seher vakitlerinde yalvaralım.
    Cevapla