Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

İhanet, desise, kulak hırsızlığı!

GİRİŞ 27.02.2014 GÜNCELLEME 27.02.2014 YAZARLAR

Yaklaşık üç yıldır yeni romanımın konusu olan Hz. Süleyman dönemini araştırıyorum. Nihayet roman bitti ve bittiği şu günlerde de açık söylemek gerekirse reel dünyanın çarkları arasına düşmenin pişmanlığı içindeyim…

Hatta şaşkın ve bir nevi kederliyim.

Nitekim Hz. Süleyman döneminde yaklaşık kırk gün süren “Tahtı kaybetme, saltanatı yitirme” döneminde Hz. Süleyman'a baş kaldıran emrindeki şeytanların, cinlerin, kâhinlerin ve İsrailoğullarının bazı kabile reislerinin entrika, kumpas, hile ve desise yoluyla bir iktidarı nasıl ele geçirme planı çevirdiklerine şahit oldum.

Uzun süre gecemi ve gündüzümü verdiğim, kapanıp kaldığım Edebiyat ve İlahiyat ikliminden reel dünyaya henüz adım atmıştım ki ( Roman sanatı öyle bir alan ki kurgusuna girip bazan aylarca o muhayyel âlemde geziniyorsunuz) şiddetli bir kasırganın içinde buldum kendimi.

İhanet, kumpas, entrika, kulak hırsızlığı, hile ve desise…

17 Aralık'tan bu yana gecemiz gündüzümüz bir takım insanların bu tipten ibretlik ihanet ve sapkınlıklarını izlemekle geçmeye başladı. Hz. Davut ve Hz. Süleyman'ın gül kokulu ikliminden böyle bir dünyaya geçiş yapmak gerçekten de ruh haletimi sarsmış olmalı ki günlerdir gözlerim yağmur yüklü bulutları andırıyor, öylesine kederli ve endişeliyim.

Emrindeki cinler, Hz. Süleyman'a gelip kâhinler tarafından zapt edilen bazı şeytan ve cinlerin güya gaipten kulak hırsızlığı yaptıklarını, bu bilgileri de aslı astarı olmayan şayialarla süsleyip kâhinler vasıtasıyla insanlara duyurulduğunu ve insanların bu fitne ve desise yoluyla Hükümdar ve Peygamber olan Hz. Süleyman'a karşı kışkırtıldığını anlatırlar.

Bugünlerde yapılan da buna benzer bir nevi kulak hırsızlığı değil de nedir?

Binlerce insan ( hatta yüz binler mi demeliyim ) ki bu insanlar Türkiye'nin her anlamda yetişmiş, önemli yerlere gelmiş, tanınmış, başarılı ve güvenilir insanları. Ancak hepsi dinlenmiş! Kulak hırsızlığı yapılmış!

Önce kalkıp bu ülkenin başbakanını dinliyor sonra da “muhaberat” devleti diye ortalığı velveleye veriyorlar. Bu ülkeyi muhaberat devletine dönüştüren meğerse bu fiili gerçekleştirenlermiş. Bu kadar insan başka hangi amaçla dinlenir? Başbakan bir siyasiden öte bu ülkenin şerefi, haysiyeti ve bayraktarıdır. Bu ülkenin şerefini dünyaya bu şekilde gösterdikleri için tarih bunları asla affetmeyecek!

Halkın yarısının desteklediği bir hükümeti eleştirebilirsiniz, bir takım icraatlarını beğenmeyebilirsiniz, yanlışları da olabilir lakin siz entrika ve kumpas kurarak yıkmaya, yok etmeye, parçalamaya çalışırsanız asla inandırıcı olamazsınız ve olamadılar da!

Bu dinlemeler bazı yönleriyle enteresan, bazı yönleriyle çok tehlikeli, bazı yönleriyle de hakikaten trajik komik, ironik ve saçma! Bazı Alüfteleri dinlemeleri gerçekten de hem komik hem de düşündürücü! Bu alüfte merakları nereden geliyor doğrusu çözemedim gitti!

Selam Terör Örgütü” diye sun'i ve sahte bir örgüt kurmuş ve devletin Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) koltuğu olan insanları bile bu sözde örgüte üye göstererek çocukların bile yapmayacağı bir acemiliğe de imza atmışlar. Allah büyüktür! İnsan kendisini gerçekten de ancak böyle yalanlar!

 İşte dinlenen bu isimler arasında konumları ve duruşları itibarıyla ilk duyduğumuzda şaşkına döndüğümüz, dinlenmeleri gerçekten de garabet teşkil eden çok değerli iki isim var:

Birisi MİT Müsteşarı Hakan Fidan!

Diğeri de Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Doç. Dr. M. Ulvi Saran.

Yahu insanda biraz iz'an, marifet, vicdan ve mantık olur. Bu ülkenin her türlü sırrına vakıf, devletin sırlarını emanet ettiğimiz, devlet olarak güvendiğimiz, siyasi kişilikleri olmayan, devletin eli, ayağı, hafızası ve kalbi olan birbirinden değerli ve güvenilir bu iki ismi dinleyerek ne yapmaya çalıştılar acaba?

Kimin için onları dinlediler? Ve elde ettikleri bilgileri ne yaptılar?

Bu kulak hırsızları belli ki kendilerini onlardan daha vatansever, daha dindar, daha mahir, daha güvenilir, daha dürüst ve dokunulmaz olarak görüyor. Bu hadsizliği anlamakta hakikaten güçlük çekiyorum.

 Bu kadar insanı dinleyerek toplumda güvensizlik ortamı yaratmaya, insanları itibarsızlaştırmaya, mahremlerini ortaya sermeye, desise ve şayialarla toplumu bölmeye, germeye çalışıyorlar.

Böylesi zamanlar her zaman olmuştur olacaktır da. Hz. Süleyman zamanına gidersek şayet… Kırk gün süren bu ihtilal nihayet yüce Allah, Hz Süleyman'a daha fazla güç ve mucize bahşederek, koyduğu kabzı kaldırmış ve Hz. Süleyman'a karşı bu ihanete ve ihtilale girişenler ağır cezalara çarptırılmıştır.  (Romanda ve gerçek hayatta bu kadar benzerliği insan yaşayınca tabii ki böylesi bir yazı ortaya çıkıyor?

Başbakanın içine çekilmeye çalışıldığı bu kaos ve ihanet günleri de geçecektir ama 31 Mart'taki seçimde halkın vereceği destek ile…

Destek halktan, mucize Allah'tan diyelim…

Tarih hep tekerrür eder, unutmayalım!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL