Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Cüppe'nin kini!

GİRİŞ 12.05.2014 GÜNCELLEME 12.05.2014 YAZARLAR

Cumartesi günü ekran başında gördüklerimiz karşısında gerçekten de afalladık. Bir Barolar Birliği Başkanı ülkenin yarısının oyunu ve desteğini almış tam on iki yıldır ülkeyi selametle yöneten ülkenin Başbakanı'na ilkel bir üslup ve nezaketsizlikle ağzına geleni saydırıyordu. Hepimiz bu rezaleti yüreğimiz ağzımızda maalesef seyrettik!

Aylardır zaten bir “cüppe skandalı” yaşanıyor bu ülkede.

Ne yani sırtına her cüppe geçiren ağzına geleni saydırma özgürlüğüne sahip midir bu ülkede? Bir cüppe nelere kadirmiş meğer! Sandığa, rey'e meye ne gerek var! Bu ülkede sırtına bir cüppe al, bir de Hukuktan diploma tamam, artık oldun demektir. Tek başına bir ordu demeksin! Kabilinden bir tuhaf haller yaşanıyor ülkemizde.

İşte bu Cüppeli Feyzo Efendi de cüppesiyle var olanlardan.

O kürsüye çıkıp milletin huzurunda bu ülkenin başvekiline hariçten gazel okuyacak kadar küstah ve edepsiz! Kendisini gaza getirenlere, alkış tutanlara, zikren ve fikren bağlı olduğu baronlarına “rüştünü ispatlıyor”!

Üst düzey devlet ricalinin topyekûn hazır bulunduğu bu ortamda bu nasıl bir cürettir ki bu Cüppeli Feyzo Efendi bir saate yakın konuşma yapabiliyor? Bu programı düzenleyenler, konuşmacılara süre bildirmezler mi? Bunun bir kuralı kaidesi yok mudur?

Açıkçası bu sırtında kin ve nefret sırıtan cüppesiyle konuşan şahıs, tahrik amaçlı ve tasarlayarak yapmıştır bu konuşmayı. Zira bu Cüppeli, CHP meclis üyesiymiş! Yani bu ortamda siyaset yaparak bürokrasi nezaketini, kural ve kaideleri, adab-ı muaşeret kurallarını kasten, bilerek ve isteyerek es geçmiş ve ihlal etmiştir.

Hakkını vermek lazım… Türkiye'de sosyal medyada TT olmayı başarmıştır!

Kendi cenahında evet günün kahramanı olmuştur tebrikler! Lakin ezici çoğunluğa maskara olmuştur. Asıl ne olmuştur bu cüppeli biliyor musunuz: Anadolu ağzıyla konuşayım: Tek kelimeyle “Malamat” olmuştur.

Bu cüppeliler aylardır bu ülkede tabiri caizse adeta terör estiriyorlar.

İnsaf, insaf, insaf, diyorum.

Uzun upuzun yıllardır bu ülkede pistte uyuyup kalan uçağımız tam burnunu yerden yukarı kaldırırken, her anlamda özgüveni yakalamışken, bu ihtiraslı muhterislerin derdi nedir acaba? Neden bu uçağın havalanmasından bu kadar korkuyor bu gafiller?

Gündelik siyasi figür olmaktan öteye geçemeyeceklerini anlayınca, üniformadan ümitlerini kesince bu kez yargı cenahından saf açtılar! 

Bu hükümete ve özellikle Başbakan'a yapılanlar vakti zamanında ittihatçılar tarafından rahmetli 2. Abdülhamit Han'a yapılmıştı. İhanetin bin türlüsünü icra etmişlerdi ve dışarıdaki finans kaynaklarıyla menfaat birlikteliği sağlayıp Osmanlıya karşı bayrak açmış, hatta Abdülhamit Han'a bir olup “Kızıl Sultan” lakabını bile yakıştırmışlardı. Oysa o beğenmedikleri Sultan Abdülhamit Han, her türlü hile, suikast, desise, oyun, entrika ve dış baskıya rağmen ülkesini tam 33 yıl idare etti.

Ancak her türlü dolabı çeviren ittihatçılar en sonunda devleti ele geçirdiler ve en kısa zamanda da elbirliğiyle altı yüz yıllık Osmanlıyı yıktılar. Bir zamanlar İttihatçılara uyup Abdülhamit Han'a küfreden Rıza Tevfik devlet elden gittikten sonra pişman olup gerçeği görecek ve şu şiiri yazacaktır:

“Tarihler ismini andığı zaman

Sana hak verecek Ey Koca Sultan

Bizdik utanmadan iftira atan

Asrın en siyasi padişahına…

Padişah hem deli, hem zalim dedik

İhtilale kıyam etmeli dedik

Şeytan ne dediyse biz beli dedik

Çalıştık fitnenin intibahına.

Divane sen değil, meğer bizmişiz

Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz

Sade deli değil edepsizmişiz

Tükürdük atalar kıblegahına.

Sonra cinsi bozuk ahlakı fena

Bir sürü türedi girdi meydana

Nerden çıktı bunca veled-i zina

Yuh olsun bunların ham ervahına!”

Şiir hayli uzun ve Rıza Tevfik, şiiriyle Abdülhamit Han'dan bir nevi aff diliyor.

Ünlü mütefekkir Ahmet Kabaklı Hoca, “Temellerin Duruşması” adlı eserinde şu ilginç anekdotlara yer veriyor:

Rıza Tevfik ölüm döşeğinde şunları söylemiştir:

“Ben bu şiiri Türk milletine hakaret kastıyla değil, tamamıyla aksi olarak Türk milletini ölüme götüren bir zümreyi teşhir ve Abdülhamit Han'a edilen iftiraları tespit gayesiyle yazdım.

31 Mart'ı tertipleyen İttihatçılar ve bu işe memur edilenler arasında bizzat ben vardım.

31 Mart'ı kışkırtma ve körükleme işini Selim Sırrı ve Rıza Tevfik idare etti. Hasta yatağımdan söylediğim bu sözlere tarih kulak kabartsın.”

  (Ahmet Kabaklı, Temellerin Duruşması, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 15. Baskı, (1992), sayfa 140.)

Bir zamanlar 2. Abdülhamit Han'ın yaşadığı bu süreci şimdilerde başbakanımızın yaşamadığını söyleyebilir misiniz? Yaklaşık yüz sene önce tezgâhlanan ve Abdülhamit Han'ı hedef alan senaryonun işte alınız size cumhuriyet dönemi versiyonu; bir nevi ittihat'ın paralel ayağı ve sol cenahıyla yine bütün şiddetiyle aktif olmuş durumdadır. Bu kez Demokrasi Tarihimizin en uzun iktidarda kalan devlet adamını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan, ulusal ve uluslararası ayakları olan bir denklemde ciddi bir savaş yürütüyorlar.

Gerçekten de tarih tekerrürden ibarettir.

Tarihten biraz ders aldıysak şayet bu süreci doğru okuyup Başbakanımızı sonuna kadar desteklemek, uyanık olmak, olup biteni soğukkanlılıkla ve sağduyuyla takip etmek gerektir.

 Başbakanı aylardır ciddi bir gerilime sürüklemek isteyen bu psikolojik harekâtı geçmişi göz önünde bulundurarak değerlendirmek, basiretli olmak, gerekli önlemleri almak özellikle önümüzdeki günlerde çok daha önem arz edecektir. Zira önümüzde çok önemli seçimler duruyor.

Cüppelilere ayar üstüne ayar verme zamanı yaklaşıyor!

Ne dersiniz!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 3
  • imran 10 yıl önce Şikayet Et
    Haşim Kılıç. BUnu kim başlattı ? Tabiki haşim kılıç......Eğer o başlatmasaydı bu seviyeye gelmeyecekti ve onu örnek almayacaktı Fevzioğulu.
    Cevapla
  • mustafa kurt 10 yıl önce Şikayet Et
    çok haklısınız. cüppe de adalet de yargı da hiçbiri olmamalı
    Cevapla
  • Murat Kara 10 yıl önce Şikayet Et
    Tarih, Herkesi Layık Olduğu Şekilde Anacak; Ancak. Herkesin layık olduğu şekilde anılacağı bir tarih bırakmak için yine bir ülke mi feda edeceğiz? Bu vesile ile adını andığınız Sultan II.Abdülhamid Han'a rahmet diliyorum. Mekanı cennet, menzili mübarek olsun. Bu ülkeye ve ülke insanına düşmanlık yapanların da mekanları cehennem olur inşallah!
    Cevapla