Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Cumhurbaşkanı haksız mı?

GİRİŞ 13.10.2014 GÜNCELLEME 13.10.2014 YAZARLAR

Evet, PKK ve IŞID arasında isim farkı dışında hiçbir fark yok! Birbirinin üvey kardeşi desek teşbihte kusur etmemiş oluruz.

Hayatımın üç yıla yakın bir süresini Mardin Nusaybin’de geçirdim. Apo’nun yeni yakalanıp Türkiye’ye getirildiği yıllardı ve henüz yeni atanmış bir devlet memuruydum. O bölgeye gittiğim günden tam üç akşam sonra oturduğum evin az ilerisinde Polis ve PKK arasında silahlı çatışma çıkmış ve saatlerce sürmüştü. Hayatımın en korkunç gecesi olduğunu söyleyebilirim.

Orada kaldığım süre zarfında her anlamda gözlem yaptım ve Kürt vatandaşın sosyo kültürel yapısını ayrıntılı inceledim. Bir kere o bölgede bütün Kürtler ayrılıkçı, teröre sıcak bakan kimseler değildir. Oldukça dindar, vatansever, bayrağına, vatanın bir karış toprağına ölecek kadar vatansever olan Kürtler tanıdım. Hepsi de çok değerli insanlardı.

Öte yandan ne yaparsanız yapın devlete T.C diyen ve ağzını her açtığında zehir saçan, ülkeyi bölmek için, başka mihraklara peşkeş çekmek için ülkenin zayıf anını kollayan tiplerin de sayıca azımsanmayacak kadar çok olduğunu, elleri silahlı olduklarından bölgede daha etkin olduklarını söyleyebilirim.

Mesela evini kiralayıp oturduğumuz ev sahibi devletin önemli bir kuruluşunda çalışıyordu ve hali - vakti Nusaybin’in en iyi olanlarından birisiydi. Evinde PKK toplantılar yapıyordu mesela. Lakin bu adam T.C demekten, ülkenin aleyhinde konuşmaktan kaçınmıyordu bile. Lüks villasında oturup, son model cipine binip sosyal ve siyasi yalanlar kıvırıyordu kendince… Ona göre büyük Kürdistan yakındı!

O yıllardan biliyorum ki devletin bütün kurumlarında yerli halk Kürtçe konuşuyordu ve hiçbir kısıtlama yoktu. Minibüslerinde Kürtçe şarkılar çalınıyordu ve hiç anlamadığımız halde dinlemek zorunda kalıyorduk. Hayatımda ilk kez Kürtçe kılam (türkü) o vakitlerde dinlemiştim. Çok içten, sadık, vicdanlı, merhametli, vatansever Kürtler de tanıdım, tam aksi istikamette durmadan devlete saydıran hainleri de…

Bütün köy yolları bile asfaltlı, bakımlıydı oralarda, yok yoktu.

Hâlbuki o sıralar mesela Karadeniz bölgesinde köy yolları patikaları andırıyordu ve maalesef hizmet namına hiçbir şey yoktu. Ama bölge insanının bir gün devlete söylendiğini hiç duymadım…

Bütün bunları yan yana koyduktan sonra mantığınız soruyor:

-Siz ne istediniz de yapılmadı, anadolunun diğer bölgelerinde olup da siz de olmayan ne var? Siz bu ülkeden ne istiyorsunuz, neyiniz eksik, sizin gerçek niyetiniz nedir?

Gerçekten de bu suni sorunu özellikle girift hale getiren sözde Kürt aydını ve siyasetçisiyle hiçbir yere varılamaz! Aysel Tuğluk gibi birinin devletin askerine ve polisine nasıl taş attığını hepimiz gördük ve şahit olduk. Maaşını bu devletten alan bu vekil nasıl bir ruh hali içerisindedir acaba bilen ve tahmin eden var mı? Bu kadınla neyi çözeceğiz Allah aşkına?

Bu Kobani Felaketinden sonra bütün bilgilerimi, gözlemlerimi, öngörülerimi ve tarihi bilgilerimi yan yana koyuyorum mamafih içim dehşetle sızlıyor… Türkiye’yi zerre kadar ilgilendirmeyen, sınır komşumuz olan bir ülkenin iç meselesi nasıl oluyor da bütün ülkenin meselesi haline getiriliyor ve sathına bilinçli yayılarak, ülkemiz milyonlarca zarara uğratılabiliyor! Bu nasıl nankörlüktür, basiretsizliktir, cahilliktir, hainliktir ki başka bir ülkenin halkı için benim halkım zarara sokuluyor, öldürülüyor, polisime suikast düzenleniyor, askerime kurşun sıkılıyor, bayrağım gönderden indiriliyor!

Bütün bunları görüp de çıldırmamak mümkün değil!

Doğu Türkistan, Kırım, Kerkük gibi coğrafyalarda Türk soydaşlarımız soykırıma uğrarken bu ülkede hiç kimse ortalığı yakıp yıkmadı, tepkisini bu şekilde ortaya koymadı. Bizim de içimiz yandı, biz de soydaşlarımızın acısını içimizde duyduk, biz de somut bir takım adımlar atılsın isterdik ama hiçbir vatandaşın aklından böyle bir şey geçmedi. Ülkenin Turancısı bile böyle tepki göstermedi. Yani ırkçılık yapılmadı!

Bu olaylardan anladık ki ne yaparsak yapalım hiçbir zaman yetmeyecek! Bütün Kobani halkını nüfusumuza da geçirsek bu insanları ikna edemeyiz. Neden mi? Çünkü bu yapının arkasında karanlık güçler, karanlık eller ve kanlı hedefler var.  Artık bu ülkede aydın geçinen sağa sola şirin gözükmek isteyen liboşlar, şucular, bucular bu millete hikâye okumasınlar.

Bu süreç yara almış, mikrop kapmıştır! Bu adamların niyeti hayırlı değil ki akıbet hayırlı olsun… Madem çok istiyorlar lütfen sınırlarımızı terk edip Kobani’ye yerleşsinler!

Bu Kobani’cilere madem bu kadar yiğitsiniz, madem bu kadar insancılsınız neden gidip IŞID’la savaşmıyorsunuz, neden masum halkın canına ve malına kastediyorsunuz a gafiller ve hainler ve dahi şımarıklar diye sormak istiyorum.

Yetmiş beş milyon Türk milleti olarak ülkeyi günlerdir savaş meydanına çeviren, vergilerimizle alınan milli servetimizi babalarının malı gibi yakıp yıkan bu kirli oyunun, entrikanın, tezgâhın figüranlarının bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmesini istiyoruz ve sabırsızlıkla bekliyoruz.

Ve son olarak bu figüranlara diyorum ki:

 Kusura bakmayın topunuz benim şehit olmuş Polisimin bir damla kanı bile etmezsiniz! Kansızlar!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter:@aybikesinan

meryemaybike.sinan@facebook.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL