Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Karma eğitim mi dediniz?

GİRİŞ 05.12.2014 GÜNCELLEME 06.12.2014 YAZARLAR

Milli Eğitim Şurası yine gelip “laik, antilaik“tartışmasına dayandı. Yani mesele pedagojik, psikolojik, sosyolojik bir mesele olmaktan ziyade bir rejim meselesine dönüştürülüverdi bir anda.

İlginç bir ülkeyiz. Hem de öylesine ilginç bir ülkeyiz ki bütün milli ve manevi meselelerimiz bir kesimin bu marazi kaygıları nedeniyle her defasında şartlandırılmış tuhaf bir psikolojiyle kavgaya dönüştürülüyor. Kız öğrenci ile erkek öğrenci yan yana oturmayınca kıyamet kopacak sanıyorlar.

Ya da Cumhuriyet yıkılacak sanıyorlar!

Oysa dünyanın bütün ülkelerinde sadece kız ve erkek öğrencilere eğitim veren okullar vardır ve hiçbir sakıncası da yoktur. Aksine son yıllarda yapılan araştırmalara göre karma olmayan okullarda eğitim ve öğretimin daha sağlıklı yapıldığı da görülmüştür.

Bu ülkede vatandaşın tercihlerine saygı duymak zorundayız. Kızlarını sadece kız okullarında okutmak isteyecek kimseler olabildiği gibi karma okulları tercih edecek kimseler de olacaktır.  Karma olmayan okullar her şehirde olmalıdır. Nitekim birçok şehirde sadece kız liseleri ve erkek liseleri mevcuttur ve bildiğim kadarıyla çok da başarılı okullardır.

Osmanlı Türkçesi!

Antalya’daki Şura’da bütün Orta Eğitim Kurumlarında biz Edebiyatçıların “Osmanlı Türkçesi” dediğimiz genel anlamda “Osmanlıca” denilen o ata yadigârı zengin dilin okutulması tavsiye edilmiş. Bilmeyen okuyucularımız için hemen belirtelim ki “Osmanlı Türkçesi” zaten bugün Sosyal Bilimler Liselerinde mecburi ders olarak okutulmakta ve çok da faydalı olmaktadır. Bizzat bu dersi veren bir hoca olarak yeni nesillerin Osmanlı Türkçesine büyük ilgi gösterdiğini, okuyup yazmada sorun yaşamadıklarını rahatlıkla söyleyebilirim.

Keşke bunu ortaokullara indirebilsek… Çok daha iyi olurdu. Zira bazı şeyler için lise yılları bazan çok geç olabiliyor…

İnşallah yakın vadede bu ders tavsiye olarak kalmayıp, bütün liselerde ve ortaokullarda okutulan mecburi ders olarak müfredata konacaktır. Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri bu dersi rahatlıkla okutacak yeterliliğe sahiptirler.

Yönetici Atama Meselesi

Milli Eğitim Bakanlığını en fazla uğraştıran, hem önemli hem de oldukça gereksiz bir mesele de “Yönetici Atama” meselesidir. Bir iktidar, birlikte uyumlu çalışacağı yöneticiyi ve bürokratı kendisi belirlemelidir. Devlette hiçbir bakanlıkta yönetici atama kriterleri MEB’de olduğu gibi değildir. Mesela Kültür Bakanlığı gerek merkez gerekse taşrada yönetici atamada tasarruf hakkını kendi elinde bulundurmaktadır. Zira bu durum birçok bakanlıkta böyledir. Uzun yıllardan beri MEB’de bir “Yönetici Atama” problemidir gidiyor.  Bir bakanlık hiç kimseyi yönetici yapmak durumunda değildir ve olmamalıdır bana göre.

Hiyerarşiye göre bakandan sonraki en önemli makam olan müsteşarlık makamı tarafından İl Müdürleri atandıktan sonra taşradaki atamalar tamamen il müdürünün tasarrufuna bırakılmalıdır. Bir ili yönetmek için gönderilen bir il müdürü, çalışma arkadaşlarını da kendisiyle aynı süreye denk gelecek şekilde seçebilmelidir. Zira bu girift meselenin kaçar yolu kalmamıştır.

Yirmi milyona yakın öğrencisi, bir milyona yakın öğretmeni olan bu devasa bakanlık sırf bu yönetici atamaları nedeniyle devamlı surette zaman ve enerji kaybetmektedir. Bu mesele nedeniyle sık sık binlerce davayla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Bendeniz burada tarihe bir şerh düşüyorum. Bu kısa, net ve basit çözüme geçilmediği sürece MEB asla huzur bulamayacaktır!

Burada yeri gelmişken oldukça önemli bir hususa değinmekte fayda görüyorum.

Bazı şehirlerimizde bu yönetici atama sürecinde sadece görevlerini yapan birçok il ve ilçe müdürü görevden alınan bazı müdürler tarafından mahkemeye verilmiş, bu hususu iyi bilmeyen veya kavrayamayan bazı mülkü idare amirleri soruşturma izni vererek belki farkında olarak veya farkında olmayarak ciddi bir kaosun önünü açma gafletinde bulunmuşlardır ne yazık ki! Bu hususu İç İşleri Bakanımız Efgan Ala Beyefendinin dikkatlerine sunuyorum.

Bu il ve ilçe müdürlerini sadece görevlerini yaptıkları için yargılamak veya buna kapı aralamak da oldukça manidardır bana göre!

Eğitim, spesifik bir alandır. Ancak bu işi ayrıntılı bilenler sağlıklı karar verebilirler. Bu alanda merkez teşkilatın kararlarını uygulamakla yükümlü taşra teşkilatları, bu hususun yabancısı olan mülkü idare amirlerinin yanlış karar ve uygulamalarıyla zaman zaman çok zor durumda kalabilmektedirler. Bu sorun nasıl ve ne zaman çözülür zaman gösterecek lakin bu pilav çok su kaldırır bunu da ifade etmek durumundayım.

Vesselam…

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter:@aybikesinan

meryemaybike.sinan@facebook.com

YORUMLAR 1
  • bayramyeri 9 yıl önce Şikayet Et
    benim çocuğum malum grubun kız okulunda okuyor. Allah biliyor tüm hocalarımızdan şimdiye kadarki gayraetlerinden dolayı razıyız. Okullarda çok başarılı ve problemsiz diyebileceğim durumdalar; fakat son yaşanan hadiselerden sonra aramıza giren tefrikalar bizide arayışlara itmiştir. Fakat ben çocuğumu karma okulda okutmak istemiyorum, çünkü şu an küçük kızımda aynı grubun ilk mektebinde okumakta ve her gün karma okul durumuyla ilgili şikayetlerle eve geliyor. Bulunduğumuz ilde ve araştırdığım kadarıyla büyük şehirler haricinde yalnız kız yada erkek lisesi grubun dışında yok. Hükümetimiz bu okullardan çocuklarımızı almamızı isterken, bizim sesimizede kulak verip alternatif üretmelidir. Ha çocuğunu İmam Hatip e ver diyen olursa (ben bir imam hatip mezunuyum); gelecek yıl 11. sınıf olacağız.
    Cevapla