İster bir Türk Beyi olsun, ister Osman Gazi’nin dedesi olsun fark etmez zira Türkiye Cumhuriyeti gerçekte ecdadına, mazisine ve dahi atisine sahip çıkmıştır. Bu operasyonu küçümseyerek gündelik siyasi amaçlarına malzeme yapmaya çalışmak,  bizim ülke muhalefetinin nev-i şahsına has bir tutum olsa gerek.

Ortadoğu gibi sabahtan akşama dengelerin değiştiği bir bataklıkta Türkiye itidalli bir adım atarak gerek dışarıdaki gerekse içerideki iflah olmaz hainlerin bahar (!) hazırlıklarına set çekmiş oldu.

Süleyman Şah türbesinin bulunduğu konum, gelecekte bir takım siyasi hesaplaşmaların odağı haline getirileceği açık iken, aylardan beri teyakkuz hali mevcut iken ve orada sınırlarımızın çok dışında yaklaşık kırk vatan evladının her dem nöbet tuttuğu biliniyorken böyle sorumsuzca, hesapsızca ve fütursuzca meseleye yaklaşmak bazılarına göre çok kolay olabilir!

Devlet yönetmek sorumluluğu ile muhalefet olma sorumsuzluğu birbirinden çok farklı şeylerdir. Biri, atacağı adımı bütün veçheleriyle hesaplamak zorundayken öteki bol keseden konuşabilir mesela.

İşte Efendim, savaşmadan toprak kaybettik hezeyanları gerçekten de hayli enteresan. Bizim muhalefeti memnun etmek mümkün değildir faraza bu önlem alınmayıp da Allah korusun herhangi bir savaş durumu hâsıl olsa bunun tam tersini iddia edip, bu kez hükümeti gerekli önlemleri almadıkları için suçlayacaklardı.

Sabahleyin bu haberi ilk duyduğumda gözlerim doldu. Bu millet kadar geçmişine sahip çıkan, ecdadı için bu kadar hürmetle dolu olan kaç millet vardır? İşte yanı başımızdaki Araplar! Ne ecdat yadigârı eserlere, ne kan kardeşlerine ne de din kardeşlerine bir hayırları var. Yetmezmiş gibi bin parçaya bölünüp tabiri caizse birbirlerinin kanını içseler doymayacak kadar kin ve nefretle dolular.

Bu denli milli bir meseleyi iç siyaset malzemesi yapacak kadar körleşen zihniyet sahiplerine ne dense boş zira o denli bir önyargı içindeler ki artık doğru ile yanlışı ayırt edemeyecek kadar perişanlar. Utanmasalar Suriye ağzıyla bir de hükümete nota verecekler!

Seçimden seçime halktan aldıkları notaları, sanırım musiki notalarıyla karıştırıp çabuk unutuyorlar.

Şu durumda söylenecek şey: ŞAH değil, muhalefet MAT!

Mecliste terörist mi var?

İç güvenlik paketiyle ilgili görüşmeleri bu millet ibretle seyrediyor.

İç güvenlik sağlanmadan ülkenin huzur içinde gelişmesi, halkın müreffeh bir hayat sürmesi kabil midir? Daha GEZİ olayları, KOBANİ eylemleri hafızamızda tazeliğini korurken, bu muhalefet çabucak unutuvermiş olup biten bunca rezaleti.

Yüzünü kapatıp polisimize, askerimize taş atıp,  silah sıkan, daha sonra inkâr eden teröristleri, masum esnafın dükkân ve işyerlerini Molotoflarla yakıp yıkan ve sonra da yağmalayan eylemcileri biz unutmadık! Hayatının baharında Molotof saldırısı sonucu yanan genç kızın görüntüsü de gitmedi gözlerimizde.

Şimdi utanmadan bu milletin huzurunu inşa edecek maddelere itiraz ediyorlar. Yok, efendim özgürlükmüş, demokrasiymiş… Hadi ordan hadi ordan! Diye bağırası geliyor insanın. Bir kere bunlar kesinlikle söylediklerinde samimi değiller, bunu herkesin görmesi lazım.

Bir takım kadın vekillerin (!) yüzlerini kapatarak oturma eylemi yapmaları başlı başına gerçek zihniyetlerini ortaya çıkaran, simsiyah maskelerini düşüren bir eylemdir. Gerçi onları hiç bir zaman vekil olarak göremedim şükürler olsun. Mesele şu ki her şey aslına tekabül eder!

Dünkü meclis oturumda yapılan gösteri ve oturma eylemlerinde insan ister istemez soruyor kendine:

Sahi, mecliste terörist mi var?

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twetter: @aybikesinan