Biz tepede olanlar en aşağıya çekilmiş yere yani çukura elimizde ne kadar çer çöp varsa bırakırız. Çünkü orası çöplüktür. Nokta! Şimdi elimizdeki bazı çer çöpü o noktaya bırakıyoruz izninizle:

İnsan dediğiniz ne garip ey Kari,

Kimileri eşref-i mahlûkat lisanını seçerler, yükselirler.

Kimileri ise esfel-i safilin lisanı üzre alçaktadırlar… Nokta!

Eşref-i mahlûkat ile esfel-i safilin arası yer gök arası gibidir öylesine uzak.

 Ar, namus, edep, irfan, vakar, erdem, fazilet, nezaket, nezahet, şefkat, merhamet, hakkaniyet, hüsnüniyet, değergamlık, utanma, vefa, şeref… Bu unsurları çoğalttıkça, bu dereceleri aldıkça en tepeye çıkar insan. İnsan-ı kâmil olur.

Ve…

Eşref-i mahlûkat mertebesine ulaşır.

Yalan, iftira, riya, öfke, ihanet, bozgunculuk, fitne fücür, arsızlık, kibir, kıskançlık, haset, kabalık, vefasızlık, terbiyesizlik, şerefsizlik, utanmazlık, kahpelik… Bu unsurlar artıkça insanoğlu esfel-i safilin çukuruna gark olur. Nokta!

Hacı Bektaş Sultan der ki:

Korku dileği edep sever.

Sabır dileği utanmak sever.

Utanmak dileği cömertlik sever.

Cömertlik dileği miskinlik sever.

Miskinlik dileği ilim sever.

İlim dileği marifet sever.

Marifet dileği can sever.

Can dileği akıl sever.

Akıl dileği Hak Teâlâ’yı sever.

İşte bu on iki nesne birbiriyle ilişkilidir. İman ordusunun evliyalarıdır. Bu dilekleri yerine getiren de olgun insandır, yani insan-ı kâmil olandır.

Ancak kalbi çukur, ruhu çukur, duygu ve düşünceleri çukur olan sadece küçücük bir Nokta’dır!

Nokta kadar küçülmüş insan ruh ve akıl sağlığını kaybetmiştir oysa. Hezeyan atakları geçirir, yalanı başka bir yalanla düğümler, kandırır, üfürür, ütopik âlemlerde gezinir, hayalleri küçük ve çukurdur! Nokta!

Üfürükçü teyzeler gibi kahve falına mahkûm olmuştur gayrı!

Günde kırk yalan ve iftira ile mahalleye nifak sokar, olmayanı olmuş gibi yayar, komşu Huuu! Ayaklarındadır. Nokta!

Yedi deryalara gark olan esfel-i safilin eşrafı, nokta kadar küçülmüş olsa da zaman kahpelik zamanı olsa da biz akl-ı selim ve kalb-i selim insanlar, Ya Kahhar ism-i şerifiyle onları işaret ediyoruz ısrarla! Nokta!

Bu topraklar Hacı Bektaş, Yunus Emre Ocağıdır.

Bu topraklar Alplerin Erenlerin yatağıdır.

Ne dağlardaki çakallara, ne şehirlerdeki tilkilere yar olmaz, yaran olmaz, olabilmez! Nokta!

Oğuzlarda devlet geleneğinde kahpelerin sonu bellidir… Ya kellesi alınır, ya kellesi alınır!

Ya devlet başa ya kuzgun leşe der geçeriz. Nokta!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan