Aydın Doğan dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup yazdı. Bu mektupta kendini savunmaya almış bir ruh halini gördük ilk etapta.

Mektubun en çok ilgimi çeken  bölümünde ise şöyle diyor:

Sayın Cumhurbaşkanı,

Aynı şekilde kendimi çok mağdur hissettiğim bir başka konuyu da dile getirmek isterim. Söz konusu mülakatta da olduğu gibi çeşitli konuşmalarınızda beni ve grubumu terör örgütlerine yardım etmekle suçluyorsunuz.

Bu benim asla altında kalamayacağım, kalmayacağım ve son nefesime kadar bütün kalbimle reddedeceğim bir suçlamadır. Terörün her türlüsü, özellikle de ülkemin bütünlüğüne yönelmiş terör, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesini seven her vatandaşı gibi benim de bir numaralı düşmanımdır. PKK Terör örgütü dâhil her tür terör örgütüyle vatandaş olarak da, yayıncı kimliğimle de sonuna kadar mücadele ettim, ediyorum ve etmeye devam edeceğim. Eğer milliyetçilik Türkiye sevdası ise, Türkiye’ye bağlılık ise, Türkiye’nin birliğini, kardeşliği ve barışı savunmak ise bu konuda herkesle yarışmaya hazırım. Ben doğma büyüme, katıksız milliyetçiyim…

 Doğan ve Katıksız milliyetçilik!

Eee ben de kendimi öyle gördüğüme ve tercihlerimiz asla birbirine benzemediğine göre birimizden birimizin katıksız milliyetçiliği sorunlu olsa gerek! Önce milliyetçiliğin birkaç tarifine bakalım:

Türkiye’de Türkoloji ilminin önemli ismi Prof. Dr. Mehmet Kaplan Milliyetçiliği şöyle tarif eder:

“ Maddi ve manevi açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı, ulusçuluk, ulusalcılık, nasyonalizm: “Milliyetçilik, sadece bir ideoloji değil, bir yaşayış ve bir duyuş tarzıdır.””

 Milliyetçilik, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde ise , “Maddî ve manevî açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı.”

Demek ki neymiş?

Maddi manevi açıdan milletinin ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin önünde tutacaksın.

Ama Sayın Doğan’ın kanallarındaki bir çok programda bunu görmek imkânsız. Yapılan yayınlarda bölücü terör örgütünün uzantısı olan parti 7 Haziran öncesinde alenen desteklendi. Hatta “Cici Çocuk” muamelesi çekilen zat, öyle cilalandı ki sazlı sözlü, bir kahraman ilan edilmediği kaldı.

Oysa bendeniz sırtlarını terör örgütlerine yasladıklarını açık açık söyleyenleri ekranlarda görmek istemiyorum mesela! Oysa Sayın Doğan kanallarınızın bazı yayınları nerdeyse onlara çalışıyor! HDPKK’NIN Reklamlarını yapıyor fütursuzca…

Şehit haberleri geldikçe, eğer katıksız milliyetçi olsaydınız Sayın Doğan, benim gibi siz de HDPKK uzantılı o hainleri sahibi olduğunuz ekranlarda ve gazetelerde görmek istemezdiniz. Zaten o milli duygular sizde onlara tahammül etme refleksi de bırakmazdı.

Sayın Doğan hergün askerlerimiz ve polislerimiz şehit ediliyor, masum vatandaşlarımız katlediliyor. Biz şehit annelerinin feryatlarını duydukça hüngür hüngür ağlıyoruz, o masum yavrular babasız kaldıkça yüreğimiz karalar bağlıyor, yaşarken ölüyoruz!

Peki ya siz?

Ne yapıyorsunuz?

Kanallarınızda ve gazetelerinizde çalışıp da yazı ve yayınlarında ülkenin maddi ve manevi çıkarları için değil de terör örgütü lehine konuşmalar yapan ve hatta oy vereceğini söyleyen bir takım kimseler hala el üstünde tutuluyor! Mesela siz de benim gibi katıksız milliyetçi olsaydınız o şahısları çoktan ait oldukları yere gönderirdiniz öyle değil mi?

Diyelim ki hala siz katıksız milliyetçi olduğunuzda ısrarcısınız!

Peki, tamam size çok basit bir şey teklif ediyoruz!

Madem yüreği yanmış katıksız bir milliyetçisiniz, o halde tez elden PKK lehine beyanatları medyaya yansımış, sizin dünya görüşünüzün tam aksine yayın yapmış konuşmuş kimseleri tespit edip bütün Türkiye’nin gözü önünde kapının önüne koyduğunuz ve yayınlarınızı bizim maddi ve manevi çıkarlarımız çizgisine çektiğiniz gün sizi biz de “Katıksız Türk Milliyetçisi! Olarak göreceğiz! Hem de en büyüğünden, emin olunuz.

Nitekim biz katıksız Türk Milliyetçilerinin ülkemiz için yüreği YANIYOR demiyorum artık, KANIYOR!

Sizi de görelim bakalım!