Günlerdir artık münferit diyemeyeceğimiz siyasi olaylarla gündem oluyor ve ne yazık ki bütün bu olup bitenler yenilir yutulur cinsten değil. Türkiye’nin en demokratik, en ilmi ve en tanındık üniversitesi hergün yeni bir olayla adını duyuruyor…

Peki, sorun ne?

Birkaç gün önce evimizde akademisyen arkadaşlarla sohbet ederken bir arkadaşın yeğeni gelmişti. ODTÜ’de Uluslararası İlişkiler öğrencisi… Neler oluyor diye sordum. Söyledikleri çok manidardı!

“Bu bölücü ve ayrılıkçı öğrenci grubu koskoca üniversitede toplasanız üç yüz kişi civarındalar lakin sesleri yüksek çıkıyor, istediklerini yapıyorlar. Hocaların bazıları onlara destek veriyor sözde demokrasi diyorlar, eşitlik adı altında aleni Kürtçülük yapıyorlar.

Komünizmin her türlü fraksiyonu var!

Bu üç kişilik güruh namaz kılanlara da saldırıyor, her türlü sloganik eylemleri de yapıyor, bizlere karşı tehditkâr tavır da geliştiriliyor ancak disiplin kuralları işletilmiyor! Bizlerin bu durumda cesareti kırılıyor ve haykıramıyoruz, yani ciddi anlamda baskılanıyoruz!”

Bu öğrencimizi dinledikten sonra ben de ailemizden gençleri aradım ve onlara da sordum. Hemen hemen aynı şikâyetler. Hatta doktora öğrencisi yakınım öğretim üyelerinin siyasi eğilimlere göre öğrencilere tavır geliştirdiklerini anlattı ki durum böyleyse bu mesele daha da vahim demektir!

Evet, hal ve ahval böyleymiş ilgili üniversitede…

Bu kadar üniversal olmuş bir eğitim kurumunda elbette gönül ister ki eşitlik, özgürlük, hak, hukuk alabildiğine geniş olsun ve herkese işlesin… Lakin başkalarının hürriyetinin kısıtlandığı bir nokta hâsıl olduysa kimse kusura bakmasın müdahale edilmesi gerekir.

Bu ülkede müslüman Türk milleti büyük bedeller ödeyerek bugünlere gelmiştir. Son yıllarda demokrasi, barış, kardeşlik ve eşitlik söylemleri rüzgârıyla çokça tavizler verildiği halde, tarihte eşi benzeri görülmemiş kolaylıklar sağlandığı halde bu vandal sürüsünün hala ne istediğini anlamış değiliz!

Öğrenci beyanatlarına bakılırsa sadece Vandallar değil, üniversite bünyesinde de mikrobik bünyeler neşet etmiş ve bir virüs misali yayılmış gibi görünüyor!

Bu devlet kurumunda kendini devletin üzerinde gören zihniyet hala gerekli önlemleri almıyorsa devlet acilen gerekli önlemleri almalıdır vakit kaybetmeden!

Türkiye ciddi bir kuşatmanın, büyük tezgâhların, entrikaların tazyiki altındadır, üniversitelerimiz karıştırılıp yeniden gençleri birbirlerine düşürüp bir iç kargaşanın fitilini tutuşturma gayreti var!

Hemen yakın tarihimizde meydana gelen ve ülkemizi büyük travmalara sürükleyen 12 Eylül öncesi olaylara baktığımızda da yine namaz kıldırmak istemeyen komünist gençlerin sahaya sürülüp kullanıldığını görüyoruz!

Namaz dinin direğidir zira!

Tam da buradan saldırmaları çok manidardır!

Koskoca kelli felli üniversite hocaları bunu göremiyorlar mı dersiniz? Müneccim değiliz lakin her şey ortada, bu kadarı da olmaz dedirten uygulamalar göz önünde vuku buluyor!

Öğretim üyelerinin tavır ve üsluplarından da çok rahatsız olan öğrenciler hiç kimseye dertlerini anlatamadıklarını söylüyorlar zira korkuyorlar notla tehdit ediliyorlar!

Kızım Bengisu, önceki gün bilmeden şaka gibi bir cümle kurdu:

-Anne Ortadoğu üniversitesi olduğu için mi kavgalar var?

Çocuğun Ortadoğu denince haklı olarak savaş gibi bir nahoş çağrışım oluştu kafasında belli ki! Türkiye’nin en itibarlı kurumlarından birisi kabul ettiğimiz bu üniversite yönetiminin bir an önce ne gerekiyorsa yapması elzemdir!

Yoksa Bengisu’nun söylediği gibi terör örgütlerinin cirit attığı, her türlü gerilimin yaşandığı gerçek bir Ortadoğu (!) Üniversitesi olur çıkar!

Vesselam…

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan