Şarkıcı mı türkücü mü yönetmen mi olduğunu kestiremediğim bir sanatçı müsveddesi de nihayet niyetini açık etti! Şarkıcı Maho diyeyim ben kendisine, ancak yakışır!

Şarkıcı Maho da içindeki irini kustu, attı tuttu devlete, öyle ya kim tutar onu? Devleti savunmasız sanıyor! Ne de olsa ezik basının ezici çoğunluğu kendilerinden yana, hepsi birer barış güvercini, hepsi birer şefkat ve merhamet abidesi!

Aylardan beri vatan savunmasında şehit düşen yüzlerce askerimiz, polisimiz ve subayımız bu sözde ve sahtekâr barış güvercinlerinin gözünde “katil”  sadece!

Lakin öte yandan şehirlerde hendek kazan, güvenlik güçlerine tuzak kuran, silah çeken, masum insanları bombalayan, şehirleri ve devletin malını yakıp yıkan ve devlete baş kaldıran aşağılık hain sürüsü de MASUM!

Öyle mi? Ne yazık ki öyle!

Acı ama gerçek! Kahredici ama hakikat!

Bu devletin ve milletin sırtından tut şöhreti yakala, vatanın en güzel köşelerinde ye iç, İstanbul’u mesken tut, İstanbulsuz hiç durma ama her şeyi bütün gerçekliğiyle gören bu aziz milletin gözüne baka baka, güya güney şehirleri için, hariçten gazel oku emi!

Bir de Nişantaşı’nda mesken tutup sosyal içerikli yırlar dizip söylesin Şarkıcı Maho! O da yakışır… Yanına da o çakma ilahiyatçıyı alsın!

Ah Anadolu, ah Türkiye’m, ah kınalı vatanım? Bağrında yaşayan kime sevgini esirgedin, kime şefkatini ve merhametini göstermedin?

Hele bu millet böyle kadir kıymet bilmezlere neler yapmadı?

Mesela hiç hak etmedikleri yerlere getirdi bu görgüsüzleri…

Sanatın zerresini icra etmedikleri halde bunları sanatçı belledi, bağrına bastı, büyük paralar kazandırdı, saçma filmlerine gözyaşı döktü, berbat ötesi şarkılarını alkışladı!

Bu ülkenin kanını iliğini emdikleri yetmediği gibi yedikleri herzelerle bu ülkenin gençliğinin de hayallerini kirlettiler!

Artık bu ülkede yolgeçen hanı gibi gelen devlete giydiriyor, giden yine devlete giydiriyor! Neyi, katil elbisesini!

Neden peki?

Çünkü devletin caydırıcı olan bütün unsurlarını “demokrasi” hikâyesi yoluna berhava ettik! Açık söylüyorum önemli olan, esas olan devlettir! Devleti koruyamazsan milletini de koruyamazsın! İşte bakın Suriye’ye, demokrasi ayağına devlet yok oldu, millet perme perişan!

Bugün Türkiye’de olan “geniş ve ileri demokrasi” emin olunuz batılı ülkelerde yoktur! İşte bakın Almanya’ya! Avrupa’nın tüm ülkelerine, ABD’ye bakın… Devlete “katil” diyen, diyebilen sanatçı, vatandaş, gazeteci fark etmez, hangi ülkede bir günde hapishaneyi boylamaz acaba? Soruyorum!

Devlet, hiçbir ülkede bu kadar hakarete uğramaz, uğratılmaz!

Gereken anında yapılır! Bu devlet sahipsiz değil, işte uğrunda şehit düşen onca polisimiz, askerimiz, subayımız varken devlete böyle alenen “katil” diyen her kim olursa olsun doğruca kodesin yolunu tutmalıdır!

Devlet, kendini korumaya almalıdır, hem de acilen! Bu tür kepazeliklerin önü ancak böyle alınabilir! İşte “ileri Demokrasi”… Ne oldu? Hainlerin önünü açmış olduk, hepsi bu!

Hiç kimse kusura bakmasın, şehitlerimiz bu vatan için şehit olup toprağa düşerken, riyakâr, basiretsiz, gayri milli, mefkûresiz aydın müsveddelerinin sözde ve yalancıktan “demokrasi” martavalları atıp üç maymunu oynadıkları kod adı “BARIŞ” olan o düzmece oyunun içinde olanlara buradan açık açık haykırıyorum!

“Böyle adi böyle kirli ve böyle aşağılık bir oyun Şeyh Küşteri’den beri hayal perdesinde dahi görülmemiştir!”

Saflar netleşmiştir gayrı!

Ya devlet başa ya kuzgun leşe! Diyorum.

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan