Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Hayatları çalınan kadınlara ithafımdır

GİRİŞ 11.05.2009 GÜNCELLEME 11.05.2009 YAZARLAR

Bugün anneler günü…

Bütün kadınların günü.  Anneler hayatın kalbi, hayatın ritmi ve hayatın varlık sebebi. Bütün annelere tebriğimiz, sevgimiz, hürmetimiz sonsuz ama ben unutulmuş, hayatları çalınan annelere yazıyorum bugün…  Onların acısı ırgalıyor kalbimin duvarlarını, onlar gözyaşı olup doluyor gözlerime, onların mahzun simaları düşüyor hayalime.
Asuman ve Pınar annelerden söz ediyorum. Onların nezdinde yurdumun kıyıda kalmış, kişilikleri alınmış, hayatları çalınmış, beyinlerine prangalar vurulmuş o ceylan yürüyüşlü, ceylan gözlü kadınları düşünüyorum ve omuzuma salkım salkım bir keder ve ağırlık düşüyor. Asr-ı saadette itibarları iade edilen bizim inancın kadını, hala hor görülüyor, hala diri diri gömülüyor bu coğrafyalarda.

Asumanlar sevemez, sevmemeli, istiyorsa tez elden varmalı amcaoğluna…

Pınarlar düşünemez, onun adına düşünen o kadar beyin! Varken…

Kaderleri erkek eliyle yazılan ve bozulan kadınlar var susası…

İki ateş arasında kora dönen, hayatları zora dönen yaslı anneler var çıldırası, kahrolası, yıkılası, ölesi…

Bugün anneler günü…

Öyle ya…

Bugün anneler günü…

Bugün “Anneler Günü”

Yıllarca feminizm diyerek hikâyeler anlatan sözde kadın hakları savunucuları ne yaptınız, hani Asuman annelerin hakları, hani hayatları, hani umutları söyleyin nerdeler? Kadın denince aklınıza flörtleri, nasıl özgür takılacakları aklınıza gelirdi. Güneyimiz, kuzeyimiz, doğumuz sizin için zaten yoktu. Kadın siz, sevilesi siz, tutulası siz, gülesi siz olacaktınız… Kadın denince sadece kıyafetleri hakkında nutuk atanlara diyorum ki bırakın artık bırakın bu lakırdıları…
Kadının ruhu çalınmış, kadının yaşama hakkı, eğitim hakkı, sevme, sevilme hakkı alınmış ellerinden… Seçme ve seçilme onlar için olmazların ülkesindeki kavramlar olduğu için yanlarından teyet geçiyorum.

İşte önünüzde duruyor…

 Asuman iki ateş arasında… Asuman’ın kalbi bölünmüş, Asuman’ın beyni dağıtılmış, Asuman iki mezar arasında…
Bir tarafta babası, kardeşleri, bir tarafta bir buçuk yaşında oğlu ve doğmamış bebeği ve artık kanlısı olan kocası… Bir tarafta öldürülen anası ve kardeşleri… Asuman iki mezar arasındadır. Daha önce evleneceksin dedikleri amcaoğlu artık düşmanı…

Birden acının kanatan eli değdi yüreğime.

Ağlayan kadınların, acısı büyük, umudu yitmiş, çaresiz kadınların hüznü yakaladı beni, sürükledi…

İki ateş arasında yanan kadınlar hariç, anneler günü bugün…

Öyle ya…

Bugün anneler günü…

Acaba yılın annesi hangi anne?

Asuman bu yılın ve hatta bütün senelerin annesidir, bana göre.

Günlerdir kalbimi Asuman’a yürek yapmayı denedim, kaldıramadım ben, dayanamadım, birden düştüm hayatın sarkacından. Aklımı yitirir gibi oldum. Geldim Asuman’a baktım, gittim Asuman’ı düşündüm.  Vahşetten de öte bir vahşet aslında Asuman’a yapılanlar.

İki ateş arasında kalan kadınların hazin hikâyeleri bitmez, bitmeyecek. Bu Anneler Gününde yüreği mezarlığı, ruhu zindanı yaşayan analarımız varken, bacılar ağlarken, onlar bir mahşeri acıya gark olmuşken ben kutlamıyorum anneler gününü… Kimseler de kutlamasın anneler günümü… Önce iki ateş arasındaki analara su götürelim… Kalmasın bu ülkemde gözü yaşlı anneler, kalmasın sevgisiz, ilgisiz, kalmasın hasret can paresine…

Yüz binlerce Asuman ve Pınar yaşıyor bu topraklarda… Yüzlerce benzer hikâye var. Binlerce dram ve milyonlarca hüzünden şebnem var yüreğimize düşen… Bir anne, bir abla, bir kızkardeşim, yaralandım. Kızkardeşlerin yasını tutuyorum, kalbim suskun… Kahrımdan kalakalmışım, tükenmişim çaresiz… Bir şeyler yapılmalı diyor içim..
Bir şeyler yapılmalı ve hep birlikte gidilmeli nergisler ve kardelenler ülkesine…

Yaralar sarılmalı, kırık kalplere merhem olmalı, analar tutulmalı… Bilgece bir gidiş olmalı bu gidiş…
Ve ben söylemeliyim Asuman ve Pınar yürekli analara ve dahi kızlarımıza…

Siz ağlıyorsunuz ya, siz gamlısınız ya, siz dermansız ve nefessiz bırakılmışsınız ya… Siz tutsak, siz köle, siz birer nesne, siz kadersiz, siz çaresiz olduktan sonra…

Anneler Gününden bana ne?

İstemiyorum bu gün ne kutlama, ne çiçek, ne de sahte sözcükler!

Bugün bir daha hatırlıyorum sizi…

Bir daha yanıyorum sönmeyesi…

Bugün anneler günü!


Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com

YORUMLAR 14 TÜMÜ
  • smart 15 yıl önce Şikayet Et
    yazınz çok güzel. hala dünyanın en fakirleri kadınlar en cahilleri kadınlar sözü en az geçen kadınlar özgürlüğü en az onlar en büyük zorluklara ve acılara katlanan onlar kendilerini sebep olmadıkları kavgaların acısını çeken onlar ve hala mal gibi görünüp alınıp satılan kadınlar...
    Cevapla
  • Murathan Akçayır 15 yıl önce Şikayet Et
    Vasat Vatandaşa.... Bir kere seçtiğin ismin sana ve üslubuna çok yakıştığını söylemeliyim. Zahmet edip yazarın fotoğrafına takdığına göre anlıyorum ki bu resimle çok ilgilenmiş olmalısın. Erkeğe yakışmıyor öyle poz vermeler tamam, senin gibi bir erkeğe de (gerçi aklını yitirmiş kadın da olabilirsin) böyle saçma yorumlar yakışmıyor. Yazıyı eleştirsene, fikir fikirle savuşturulur. Çok ilginç birisin sen Vasat kardeş.kendim vasat, adın vasat daha ne söyleyeyim. Allah seni ıslah etsin.
    Cevapla
  • Vasat Vatandas 15 yıl önce Şikayet Et
    Kadin yazarlara tiyo. Yazinin ust sol kosesindeki resiminiz, vesikalik resminiz, hani elinizi cenenize dayiyarak poz verdiginiz resim... Kadin yazarlara tavsyemdir, o resimlerde bir erkek yazarin verecegi pozdan farkli bir poz vermeyin. Bir erkegi elini cenesine dayamis gozlerini semaya dikmis hulyali hulyali bakarken dusunemiyorum. Kadin yazarlarin hatalarindan biri de saclarini savururken poz vermeleri, Meryem hanimi tebrik ediyorum en azindan o hataya dusmemis.
    Cevapla
  • Neslim kalmuk 15 yıl önce Şikayet Et
    bir kadın olarak Aybike hanım.... Bir kadın olarak. benim de hislerimi anlatmişsınız. Güzel ve içli anlatımınızdan zaten kuşkum yok. Benim sevgili yazarım nerde isminizi duyup yazılarınızı okusam ıhlamur ve çiçek kokuları doluyor ruhuma. Sizi çok seviyorum kelimelerin tayy-ı mekan edibesi...
    Cevapla
  • Eren Akarcalı 15 yıl önce Şikayet Et
    .... Bir etrafınıza bakınız, neden her erkeğin bir sekreteri kadın olmak durumunda? Neden kadınlar hep emir alanlar? Yani okumuşu da kırsaldaki de aynı kaderin cilvesini yaşamaya devam ediyorlar. her gün etrafıma bakıyorum da süslenip püslenip işe giden kadınlara... Burası bizim ülkemiz mi? Benim bildiğim kadın sadece erkeği için süslenirdi. Şimdi evde hırpani, sokakata süslü. Yani sayın yazarımız kadının bir çok yönü var ve Sütun komşunuz Mehmet ağabey çok güzel anlatmış. Kaleminize sağlık. Sevgiler.
    Cevapla