Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Öğretmen ne ister, ne istemez!

GİRİŞ 16.06.2009 GÜNCELLEME 16.06.2009 YAZARLAR

İlk ve orta dereceli okullarımız Cuma günü uzunca sayılabilecek yaz tatiline girdi... Türkiye’de yaklaşık olarak on sekiz milyon insanı direkt, bir o kadar insanı da dolaylı olarak ilgilendiren eğitim öğretim meselesi ne yazık ki istenen, hedeflenen noktalara ulaşamadı.

Geçtiğimiz Salı günü Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarımız Sayın Muammer Yaşar Özgül Beyefendi ile oldukça yararlı bir görüşmemiz oldu. Eğitimin içerisindeki bir eğitimci- yazar olarak, Milli Eğitim Bakanlığının en tepesindeki bu değerli bürokratımız ile öğretmen sorunları merkezli güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Daha doğrusu şöyle tanımlamalıyım, bir memurunu karşısına alıp, gülümseyerek, babacan bir tavırla dinleyen, asla amirliğini hissettirmeyen mütevazı bir dost gibiydi Sayın Müsteşarımız. 

Sayın Müsteşar, uzun zamandan beri takip ettiğim ve icraatlarını beğendiğim oldukça başarılı bir bürokratımız. Bürokrasinin birçok kademesinde oldukça ciddi, ses getiren başarılı çalışmalara imza attıktan sonra, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarlığına getirildiğini biliyoruz.

Bendenizi çok sıcak karşılayıp ağırlayan, sorduğum bütün soruları geçiştirmeden ilgili bürokratlarına tek tek sorarak cevaplayan, karşısındaki memuruna oldukça nazik, sevecen yaklaşan, anlamaya çalışan; bu birikimli, entellektüel devlet adamını tanıdığım için gerçekten mutlu oldum. Sayın Müsteşar Muammer Yaşar Özgül’e buradan teşekkür ediyorum.

Kendilerine öğretmenler ne ister başlıklı şu soruları yönelttim:

*Öğretmen, performanslarına göre bir karşılık bulunmasını ve ekonomik bir karşılığa tahvil edilmesini ister.

*Öğretmen, kaybolan özgüvenlerinin yeni baştan inşa edilmesini ister.

*Öğretmen, okullarda üniversite öğretim üyelerinde olduğu gibi kendilerine  ait çalışma odası ister. Çünkü öğretmen bilgiyle, kitapla, ön hazırlıkla icra edilen bir meslektir. Zira hali hazırdaki öğretmen odaları asla öğretmene ait bir mekân olarak algılanmıyor, mekânsız öğretmen zaman içerisinde aidiyet duygusunu kaybederek işi biter bitmez okuldan neredeyse kaçar hale geliyor.

*Öğretmen, yapmış olduğu çalışmalarının görülmesini, buna hak ettiği karşılığın verilmesini ister. Öğretmen, mesleğinde ilerlemek ister. Çünkü hazırdaki yönetmeliklerle ne uzayıp ne de kısalmaktadır.

*Öğretmen, yerlere düşürülen itibarlarının iadesini ister. Öğretmenin toplumsal statüsü yara almıştır zira. Otuz sene önceki meslek itibarı ile günümüzdeki durum asla aynı değildir.

*Öğretmen müfettiş baskısından bunalmıştır, kurtulmak ister. Yaptığı onca olumlu çalışma takdir edilmezken, sıradan ve basit insani bir hatada müfettişin tepesinde boza pişirmesinden sıkılmıştır öğretmen.

*Öğretmen, merkezde alınan kararlarda etkili olmak ister. Çünkü ortaya konacak programı bizzat kendisi uygulayacaktır. Öğretmen, ders kitaplarının yazımında etkin rol oynamak ister. En azından fikrinin sorulmasını ister.

* Öğretmen, en azından büyük bir kısmı Tekli Eğitim Sisteminin yararına inanmamaktadır. Çok arzulanan ve yayılmaya çalışılan bir sistem gibi görünse de yıllardan beri eğitime ayrılan trilyonların müteahhitlere gittiği, durmadan betona yatırım yapıldığını,  sanıldığı gibi ikili eğitime göre ciddi başarı göstermediği de ortadadır. Başarı oranları birbirine yakındır. Aksine, tekli eğitim sisteminin içindeki çocukların, sabahtan akşamın dördüne-beşine kadar okulda bulunmaları, zaman fukarası, sosyal etkinliklere vakit ayıramayan, ayırsa bile mutlaka hafta sonlarından çalmak zorunda kalan mutsuz nesillere dönüştüğü gözlenmektedir. Bu konu ciddi anlamda araştırılmalıdır.

*Öğretmen, ekonomik durumlarının düzeltilmesini ister! Diye sormadım, soramadım, çünkü gerçekten bizim temel sorunumuz zannedildiği üzre para değildir. Zira bizim kültür ve medeniyetimizde ilim ve irfan paraya tahvil edilecek kadar ucuz değildir.

Müsteşar Muammer Yaşar Özgül’ün, bu sorularıma hakikaten samimi olarak cevap verdiğini düşünmekteyim. Sayın Müsteşar’ın bu sorulara cevapları ise şöyleydi:

*”Öğretmen performans kıstasları” konusunda yeni çalışmalarımız var. Öğretmene başarısına göre bir takım payeler verilmesi konusunu gündeme getireceğiz ama bunlar henüz tasarı aşamasında, üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.

*Öğretmenlerimizi biz çok seviyoruz, onların mutluluğu ve özgüvenleri bizim birincil hedeflerimiz arasında. Bu konuda da çalışmalarımız var.

*Her öğretmene bir oda oldukça güzel bir temennidir. Şartlarımızın oluşması halinde çok yararlı olacağını düşünüyorum ama Türkiye şartlarında özellikle bazı şehirlerde derslik sorunları devam ederken bu güzel düşünce biraz daha zaman gerektirecek. Ancak mutlaka gerçekleştirilmesi gereken önemli bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyorum.

*Çalışan ve kendini yenileyen öğretmen ile hala on, on beş sene önceki bilgileriyle derslere giren öğretmeni mutlaka ayırt etmeliyiz. Bu haliyle çalışanı motive etmeyen, ayırt edici olmaktan uzak durum, çalışan ve kendini geliştiren öğretmenlerin de zaman içerisinde şevkini kırmaktadır. Öğretmeni zaman zaman gerek kurslarla, gerekse bazı şartlar ve sınavlar koyarak yenilemek durumundayız. Yoksa biz ne kadar program yaparsak yapalım, ne kadar müfredat değiştirirsek değiştirelim öğretmeni gerektiği gibi yenileyip geliştiremezsek bir yere varamayız.

 *Öğretmen kendini yenilemeli, her sene yeni baştan donatmalıdır. Donanımlı olmalıdır öğretmen. Bilgiyi aktarma ve yayma vazifesini icra eden bir mesleğin erbabı kendisini her anlamda donanımlı kılmaya mecburdur. Yenilendikçe, başardıkça itibarını kendi elleriyle yeniden inşa edecektir. Zira itibar verilmez, alınır.

*Teftiş ve müfettiş elbette bazı durumlarda gerçeği ortaya çıkarmak adına önemli kurumlardır. Ancak okullarımızı “okul yönetim kurulları” adı altında yeni yapılandırma yoluyla yarı özerk bir duruma kavuşturacak ve böylelikle kendi kendini yöneten ve denetleyen, ayıklayan bir düzenlemeye kavuşturacağız. Böylelikle öğretmen ve idareci hem yönetecek, hem de kendi kendini denetleyen bir konuma yükselecektir.


*Merkezde alınan kararları elbette öğretmen uygulayacaktır. Dünyanın en iyi müfredatını yapınız, en iyi ders kitaplarını hazırlayınız bunu öğretmen aktaramıyorsa, hiçbir işe yaramaz. Öğretmenlerimizi elbette her anlamda yeri geldikçe değerlendirmeliyiz.

Evet, uzunca bir tatile girmiş bulunuyoruz... Geçen Cuma günü karneleri dağıttık ve uzunca sayılabilecek bir tatilin içindeyiz... Aylar sonra yeniden işbaşı yapıldığında gönül ister ki her şey gönüllerimizce olsun. Her şey hayal ettiğimiz gibi gerçekleşsin. Ancak Sayın Müsteşarımızın da değindiği gibi öğretmenin kendini bu yaz aylarında mutlaka yenilemesi elzemdir. Karne günü sınıflarda çocuklara “bol bol kitap okuyun” diyen sesinizi duyar gibiyim arkadaşlar ama lütfen önce kendimiz okuyalım!

Önce kendimizi yenileyip, donatalım ki istemeye yüzümüz olsun.

Öyle değil mi?

Meryem Aybike SİNAN / Haber 7
aybikesinan@gmail.com

YORUMLAR 41 TÜMÜ
  • SevaL 15 yıl önce Şikayet Et
    -. Evet hocam haklısınız yazdıklarınızın birçoğuna hatta tamamına birçok kişinin katılacağını düşünüyorum bizler sizin sayenizde okuyoruz sağolun varolun.. SevaL
    Cevapla
  • namik kemal 15 yıl önce Şikayet Et
    Ali Demir Haklı. evet, torpille gelen badem bıyıklı kültürsüz, sinsi, içten hesaplı, eğitimi ve hayatı namaz kılmakla özdeş tutan, okumayan araştırmayan idareci tipleri yeni nesil çağdaş öğretmenleri anlayamıyorlar ve ama idari yetkili olmanın verdiği kanuni güçle bu sefer sindirme harekatı başlıyor. velhasıl türkiyede eğitim ve öğretmenlik çok problemli iş.....
    Cevapla
  • hakanyum 15 yıl önce Şikayet Et
    Öğretmen ne ister?. OYAK a üye olmak ister... 250 milyar emekli ikramiyesi... Rüya gibi...
    Cevapla
  • yedidağınaslanı 15 yıl önce Şikayet Et
    ÖĞRETMEN NE Mİ İSTER. Bir general gibi emekli olmak ister. Bu günkü haber 7 sayfasında KÜRŞAT BUMİNİN yasını okuyunca bunu yazdım emekli bir öğretmen olarak KIskandım doğrusu OYAK üyelerini
    Cevapla
  • ali demir 15 yıl önce Şikayet Et
    torpil-siyaset. torpil ve siyaset eğitimi ele geçirmiş. dayın yoksa ne bir ödül veriyorlar ne de bir yöneticilik. torpille gelen yöneticiler parlak zekalı yeni öğretmeleri anlayamıyorlar. maaş lar ise ayrıca öğretmenleri mesleklerinden soğutuyorlar.
    Cevapla