Diyemediklerim yakar gönlümü!
Diyemediklerim var...
Güz beni bekler Şeyhim,
Efendim,
Diyemediklerim yakar gönlümü.
Bozkır rüzgârlarının önüne katılmış bir yaprağım.
Sürüklenip gelmişim kapına. Yüreğimde bir sonbahar telaşı. Bir göçmen kuşlarına bakıyorum bir kendime... Gökyüzünde kuşlar kafilesi döne döne uçuyor, renkli, ahenkli. Her kanat çırpışında yaralı bir kuşun kanadında bin tılsım gizli. Soğuk ve bezgin rüzgâra inat göçüyorlar ılık iklimlere.
Bense utanılası bir kördüğümü çözmeye çalışıyorum yıllardır. Hayatın gizi üzerine bildiklerimi, bilmediklerime ayarlıyorum. Çözmüyorum bu kördüğümü. Çözemiyorum. Düğüm üstüne düğüm atıyorum aslında.
Yolumu şaşırmışım Şeyhim.
Irmakların coşkusu, göğün mavisi, güneşin altın saçları, rüzgârın hüzünlü uğultusu, denizin sonsuzluğu yakalıyor ruhumu binbir yerinden. Dünya dönüyor mütereddit.
Dökülüyorum yollarına. Sana gelen yollara düşüyorum.
Bir söz düşür yüreğime Şeyhim göklerden gelen.
Yaralı yüreğime bergüzar olsun.
Diyemediklerim var.
Söz beni bekler Şeyhim...
Diyemediklerim yakar gönlümü.
Gönül can evi, gönül Beytullah. Bir celsede düşür yüreğime közü. Hakk Hakk diye yak közü. Kar yüzü görmemiş bir ateş yansın yüreğimde. Biraz kül biraz duman olayım... Ellerim yaralı bir kelebek, kanat çırpsın göklere... Dualar yorgun düşsün dudaklarımda.
Bir kör kuyuda Yusuf olayım Şeyhim. Çöllere düşeyim sonra. Çöl yürek yangını. Yürek kavrulan çöl. Mısır’a hiç varmasa yolum. Yayan yapıldak çöllerde savrulayım. Bir çöl ikindisinde diktiğim gül, bir çöl seherinde açsa yine. Çöl Hüseyin demek. Hüseyin çöl gibi yakar gönlümü. Çöl bir ermiş. Her dem şükreden, tazelenen. Gündüz yakan, gece üşüten. Bir tarafı vaha, bir tarafı serap.
Çöl ceylanlarının âhı vursun yüreğime.
Bir avcı ol, gönder oklarını kalbimin dehlizlerine.
Köz beni bekler Şeyhim,
Diyemediklerimi sen söyle, yüreğimin tenhasına...
Vefasız yüreğime intizar olsun...
Göremediklerim var.
Göz beni bekler Şeyhim,
Sevdam hangi ırmağa düşmüş? Hangi umman bekler beni... Hangi dağlar saklar beni? Hangi dualara düşer dileğim? Bilemediklerim yakar gönlümü.
Ayaklandır damarlarımdaki donuk kanı. Güzel dualar adına, bir ırmağın akışına kat beni. Yatsı ezanı okunurken bir vav gibi eğileyim, büküleyim sevgilinin dergâhında. Bir elif gibi mağrur, bir mim gibi mesrur, dizileyim sevgilinin yollarına. Helal bakışlara çeleyim gönlümü. En sevgilinin kapısında durayım kırk yıl Yunus misali.
Bu zindan, bu yeryüzü kara bahtım ola...
Kervan göçmeden Şeyhim, kalmadan dağlar başında ebedi bahçelere gitmek diler bu gönül.
Ebedi bahçelere gitmek diler bir şafak vaktinde ruhum..
Kendimden geçmişim, kendimden uzaklara düşmüşüm, senden himmet diler bu yürek...
Öz beni bekler Şeyhim.
Göremediklerimi sen göster bana...
Gözlerim birbirinden bî-haber olsun.
Bilemediklerim var.
Giz beni bekler şeyhim.
Bir musikarın nağmesinde gizli tılsımlı sözler. Bir peygule güzinim dağlar başında. Karanlık nura akar. Yalnızlık çıkmazında bir akşamüstü o nura aksa yüreğim. Bildiğim bütün şeyleri unutsam. Ebedi bir huzura, ebedi bir hayata ayarlasam düşlerimi, giden kuşlarım dönse uzaklardan. Sonra...
Sabah sisi gibi düşsem yollara.
Aşk kervanı karşılasa beni ansızın, sevgiliye giden kafileye katılsam. Kalmasam dağlar başında. Gönül şehri baştan ayağa can kesilse. Yakup’un sabrı bilese sabırsızlığımı.
Bir giz düşür yüreğime Şeyhim,
Kurtulayım ruhumun hamallığından. Bilemediklerimi sen söyle bana...
Bildiklerime efsunkâr olsun.
Silemediklerim var.
İz beni bekler Şeyhim.
Sadakat içlenip sözlendiğinde, dönüp dönüp bakıyorum mahrem-i esrarıma. Ne zamanlar akmış hayatın yanağından. Bir gözyaşı, bir hüzün, bir güz yağmuru gibi yitip gitmiş nice zamanlar... Geriden geriye avucumda, heybemde kalanlar beni taşımaz yarınlara diyorum. Hiçlik denizindeyim şimdi. Bilemediklerim, göremediklerim, diyemediklerim, silemediklerim ve soramadıklarım yüzünden olsa gerektir çektiğim bunca çile.
Yollarıma çizdiğim izleri silmek gerektir.
Bir giz düşür yüreğime şeyhim. Beni ona götüren bir iz düşür yollarıma.
Gideyim.
Silemediklerimi bırakarak. Bilemediklerimi bildiklerimden çıkarak.
Gideyim artık şeyhim...
Bir giz düşür yüreğime...
Bu yürek tâ ebede hizmetkâr olsun.
Meryem Aybike Sinan - Haber 7
aybikesinan@gmail.com
-
mehmeta85 15 yıl önce Şikayet Etçünkü kaliteli yazar, çünkü birikimli yazar, çünkü işini biliyor ve çünkü şöhret olma kaygısı yok.... Bayram Bey kardeşim, doğru söylemiş. yazar sitenin en güçlü bayan kalemi hiç şüphesiz. Olumsuz yorumların oylmaması, veya çok az olması hem üslubunun ve kaleminin çok güzel olmasıyla, açık ve anlaşılır olmasıyla, hem de popülüst kaygılarla yazılarını kaleme almıyor oluşuyla izah edilebilir diye düşünmekteyim. kendilerini beğenerek izliyorum. anladığım kadarıyla asıl mesleği de edebiyat üzerine. Bir edebiyatçı kendini ziyadesiyle. kendilerini yürekten kutluyorum. tekrar teşekkürler.Beğen
-
BAYRAM 15 yıl önce Şikayet Ettebrik. öncelikle Aybike Hanfendiye tebrik ediyorum.yazı gerçekten çok hoş insanı sürüklüyor en güzel tarafıda çok sade ve anlaşılır bir dille yazmış olması.bilmiyorum bana göre yazarın yazısı kadar yorumlarda beni ilgilendiriyor çok dikkatimi çekti hiç bir olumsuz yorum yok.tekrardan teşeker ederim.devamını bekliyoruz inşallah slm saygı ve dua ile....Beğen
-
Düş Hekimi 15 yıl önce Şikayet EtKalbinizden Deyin !. Bir Kamil-i Mürşide varmayınca olmaz...Beğen
-
Yusra 15 yıl önce Şikayet Etsaolun. Allah razı olsun aybike hanım..çok güzel bir yazıydı..benim hoşuma giden cümleniz ise şuydu..Ebedi bahçelere gitmek diler bir şafak vaktinde ruhum...çok hoştu..Allah cennet bahçelerinde buluştursun ümmeti Muhammed'i S.A.V inşaAllah..selam ve dua ileBeğen
-
hakkınkılıcı 15 yıl önce Şikayet EtYorumlayamıyorum.... Bu yazı yorumlanamaz. Bu yazı öyle bir yazı ki baştan sonra sanat, baştan sonra derinlik. sadece Bravo Aybike hanıım. Bu kadar dedikodu arasında böyle bir yazı, böyle bir üslup. binlerce Bravo.Beğen