Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Başbakan'ın şiir sevgisi niçin önemli?

GİRİŞ 19.02.2010 GÜNCELLEME 19.02.2010 YAZARLAR

        “Başbakan bu kadar işsizlik varken, bu kadar sıkıntı varken şiirle uğraşıyor! Diyen bazı kimselerin sesini duyar gibiyim. Zaten bu yazıyı yazmamın nedeni de böyle düşünenlere cevap vermek.

         Bendeniz de “bu nasıl ilinti böyle” demek mecburiyetindeyim.

Sanatın var oluşu neden hep ekonomik engellere takılıyor diye itiraz ediyorum. Çünkü para ile sanatı çarpıştıramazsınız. Zira bu tür sıkıntıların müsebbibi sanat olmadığı gibi, tam aksine sanat topluma yayılıp layıkıyla halka nüfuz edemediği için böyle sıkıntıların içindeyiz.

Ruhen yüksek, mana ile çerçevelenmiş yüreklerin başaramadığı hiçbir zorluk yoktur ki kültür ve medeniyetimiz bunun örnekleriyle doludur.

Türk tarihine baktığımızda devlet büyüklerinin bir şiir geleneği olduğunu, özellikle de ciddi anlamda şiirler yazdıklarını ve bunları divanlarda paylaştıklarını,

Kanuni’den, Fatih’e ve Yavuz’a kadar bu geleneğin devam ettiğini görüyoruz.

         Geçtiğimiz gün medyada başbakanın yeni bir şiir albümü hazırlığı içinde olduğunu görünce ne yalan söyleyeyim çok heyecanlandım ve ciddi anlamda sevindim.

         Bu husus, Başbakanı diğerlerinden farklı kılan önemli bir özellik diye düşünmekteyim. Çünkü bizim kültür ve medeniyetimizde şiir kadim bir sanat olmakla birlikte umut demektir.

 Şiir maddeye bir baş kaldırıştır. Soyut duyguların somut duygulara, dünyevi olana itirazıdır.

         Dünyevileşme ile beraber toplumun hızla kirlendiği, güzel olana sırtını döndüğü, umudunu yitirdiği, yalnızlaştırıldığı bir vakitte bir başbakanın devasa işleri arasında şiire yönelme ihtiyacı duyması, şiire el uzatması, dikkatleri şiire çekmesi hiç de azımsanacak bir durum değil, aksine birçok gündem maddesine göre ciddiye alınması gereken çok mühim bir gelişmedir.

         Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi arenada söylemediklerini, söyleyemediklerini, siyasetin sığ ve ruhsuz sularında anlatamadıklarını, şiirin sahici kıyılarında kelimelerin sırlı ve içten büyüsüyle yüksek bir ruhla insanlara seslenmek, yaralanmış yüreklere merhem olma sevdasındadır.

         Zira şiir; sezmek, hissetmek ve bilincine varmak gibi anlamlara gelen Arapça bir kelimedir. Şiir kelimesi, şuurla aynı kökten gelir. Bu durum bize gösteriyor ki şiir sanatında, bilinç, duygu ve tefekkür iç içedir.  Peygamberimizin “şiirde hikmet vardır” sözü, şiirin insana dair bütün bu özellikleri ihtiva etmesinden dolayıdır

         İlk albümünü çok sevmiştik.

“Bu şarkı burada bitmez “ diyen ilk albümünü özellikle uzun seyahatlere çıktığımızda arabamızda ailece dinlerdik. Sayın başbakanın ciddi anlamda sanata dair takdir edilesi bir duruşu vardır.

 Mekanikleştiğimiz, neredeyse ruh tarafımızı ihmal ettiğimiz, yaralarımızın göz göz kanadığı bir zamanda, ülkenin en tepesindeki insanın, şiirin büyülü ellerinden tutması, sanata ve şiire gönül vermesi kim ne derse desin benim açımdan yılın en önemli olayıdır.

Bir toplumda sanat, insan için yaşatmaya değer görülmeyen bir meşguliyet haline gelmişse o toplum, hayat düzeninin işleyişini monotonlaştırmış demektir. Böyle bir toplumda İnsan ruhu güzellikten, şefkat ve merhametten uzaklaşır ve hayat donuklaşır. Böyle bir ruhta yüce arzular coşamadığı gibi insanlar kâinata bezenen güzelliklerin zevkine eremezler.

Şiir İslam sanatları içinde en eski olanıdır.

İslam sanatının gayesi ise mekanikleşmiş bir hayata baş kaldırmaktır. İslam sanatkârları, sanatlarını icra ederken ve güzelliği ararken aslında kendilerini, bu dünyadaki konumlarını ve hayatlarının gayesini de aramışlardır. Tamamı bir hikmet abidesi olarak tarihteki mümtaz yerlerini alan bu bilge sanatkârlar, sanatları yoluyla kendilerini ararlarken bir bakıma Allah’ı aramanın kaygısını ve çilesini yaşamışlar ve içinde nefes aldıkları toplumların muzdarip tomurcukları olmuşlardır.

Edebiyat, bütün kapsayıcılığı ve kuşatıcılığıyla toplum açısından en yaygın ve en etkili sanat olarak karşımıza çıkar. Edebiyatın bu konumu, hiç şüphe yoktur ki sözün Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük lütuflarından birisi olmasıyla ilgilidir.

Şiir bir İslam sanatıdır. Bir medeniyettir. Az sözle çok şey söylemek, tefekkür etme sanatıdır.

Lakin buna itiraz eden bazı art niyetli kimseler de yok değildir ve şiirin İslam tarafından cahiliye dönemi sanatı olduğunu ima ederler!

Nitekim Kur’an’ı en iyi anlayan ve uygulayan Peygamber Efendimiz de Cahiliyye şiirlerini yermiştir. Müslüman şairlerin şiirlerine gelince onları tasvip ederek yüceltmiş ve övmüştür. Peygamberimiz, Müslüman şair Hassan b. Sabit’e İslama saldıran şairler için; “onları hicvet, Allah’a yemin ederim ki onları hicvetmen, gece karanlığında onlara atılan oklardan daha çetin gelir. Onları hicvet. Ruhu’l Kudüs (Cebrail) seninle beraberdir” buyurmuştur. Ayrıca Peygamberimiz, mescide Hassan için bir minber kurdurmuştur. Büyük şair, şiirlerini hazırladıkça bu minbere çıkar ve Müslümanlara okurdu. Yine, “Kaside-i Bürde” adı ile meşhur olan şiir Peygamberimizin huzurunda okununca peygamberimiz şaire hırkasını/bürdesini vererek bu şiirden dolayı duyduğu memnuniyetini ifade etmiştir. Peygamberimizin, bu anlamda yazılan şiirlere yaklaşımına dair örnekler çoktur. Peygamberimizin şu hadisi şiir sanatı konusunda bir temel prensiptir; “Şiir bir sözdür. Bunun güzeli güzeldir, çirkini de çirkindir.”

Bizim medeniyetimizin şiiri kuşatıcıdır.

Bizim şiirimiz bünyesinde mana incileri barındırır…

Tek dişi kalmış bir medeniyette şiir yürek ve ruhun işbirliğidir. Ruhun hatırlanışı, gönülün seslenişidir.

İşte bu nedenle başbakanımızın şiirle vuslatını önemsiyor ve alkışlıyoruz.

Benim başbakanım manayı önceleyen, sanatın ve özellikle sözün gücüne inanan, yurdunun insanlarına söyleyecek sözleri olan bir gönül adamıdır.

Şiirle hatırlatıyor modern insana unuttuklarını.

Şiirle el ele, gönül gönüle bir sevdaya koşuyor.  

İlk albümündeki şiirleri çok sevmiştik.

Necip Fazıl Kısakürek'in 'Zindandan Mehmet’e Mektup', Erdem Beyazıt'a ait 'Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair', İbrahim Sadri'nin 'Bizim Yaşadığımız Gibi” şiirlerini hiç unutmuyorum.

Bir edebiyatçı olarak Başbakanın yeni albümünde Sezai Karakoç’un “ Sürgün ülkeden Başkentler Başkentine” şiirini özellikle okumasını temenni ediyorum ve hatta buradan istekte bulunuyorum.

Bahattin Karakoç’tan “ıhlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” şiirini de başbakanımızın sesinden dinlemeyi bir şiir seven olarak hakikaten dinlemeyi arzularız.

Bu şiir albümünü şimdiden heyecanla bekliyoruz.

Şiirle yeniden gönül gönüle olalım. Bir olalım.

Sözleriniz şiir gibi olsun.

Muhabbetle efendim.

Meryem Aybike Sinan - Haber 7
aybikesinan@gmail.com

YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • cemallettin 14 yıl önce Şikayet Et
    Yaglarini aldir lutfen. Her yer yag olmus basan dusecek bu kadar yagcilik yapmayin. Tekel iscileri soguktan donarken sen nasil boyle vicdansizca yazarsin yok basbakanin siir sevgisi yok onemi yok neden onemliymis yoksa seni basin danismani falan mi yapacak yoksa seni milletvekili falan mi yapacak ?
    Cevapla
  • Yakup Sabrı 14 yıl önce Şikayet Et
    TRTdeki söyleşiniz çok güzeldi.... sizi ilk kez dün TRT televizyonunda gördüm. Romanınız üzerine konuşuyordunuz. çok güzel bir sesiniz ve diksiyonunz olduğunu gördüm. Çok da güzeldiniz. yazılarınızı da gerçekten çok beğenerek okuyorum. bütün yazılarınzda ayrı bir tad var. Size üç mail attım ama cevap yazmadınız. Olsun, yine de teşekkürler.
    Cevapla
  • Yakup Sabrı 14 yıl önce Şikayet Et
    başbakanın eğilimi diyen yorumcuya. bence başbakanı iyi tanımamışsın.. başbakan gençlik yıllarından beri şiirle ciddi uğraşmış birisi olup, necip fazıl kısakürek7in bile iltifatına mazhar olmuş biridir. hem sanat ile sporu aynı kefeye koymanız abesle iştigal değil midir? Yeni albümünüz hayırlı olsun sayın başbakanım.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 14 yıl önce Şikayet Et
    başbakanın şiir albümünü bekliyoruz!. Böyle bir başbakan kimde var? adam gibi adam. o kadar. yürekli, mert, cesur. İnançlı, gönül adamı. Şiirlerini severek dinledik. yine dinlemek istiyoruz. Lütfen Başbsakanım bir an önce çıksın da meydanlarda gümbür gümbür dinleyelim. teşekkür ederiz bu güzel yazı için sayın Sinan.
    Cevapla
  • *NESLİHAN* 14 yıl önce Şikayet Et
    aşağıdaki sayın misafir!... öncelikle bir bayana bu şekil hitapta bulunabilmiş olman , zaten şiir üzerinde söz söyleme hakkına ve inceliğine sahip olamadığının göstergesidir. Sonraki husus ise cahiliye devrinde de şiir örneklerinin verilmiş olması, bunun bir cahil geleneği olduğunun delili değildir.MÜHİM olan içeriği ve duruşudur, şiirin... KURAnımızda da büyük ve derin bir şiirsellik vardır, indirildiği dil yapısı itibariyle de buna çok elverişlidir zaten...
    Cevapla