Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Sivas ve Malatya arasındaki gül ülkesinde düştük!

GİRİŞ 21.06.2010 GÜNCELLEME 21.06.2010 YAZARLAR

Âlemi sen kendinin kölesi kulu sanma
Sen Hakk için âlemin kölesi ol, kulu ol
 
Nefsin hevası ile mağrur olup aldanma
Yüzüne bassın kadem her ayağın yolu ol

                   (Osman Hulusi Efendi)

       Geçen haftayı Malatya’da geçirdim.

         Darende İlçesinde düzenlenen 9. Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Sempozyumuna birçok üniversiteden bilim adamı ve yazar katıldı. Somuncu Baba adıyla tanınan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ve Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Darende ilçemizde her yıl gül mevsiminde yurt içinde ve yurt dışında katılan binlerce sevenin katılımıyla anılıyorlar.

         Bendeniz için bu davet iki anlamda değerliydi. Hem memleketim Malatya’ya bu vesile ile gitmiş olmak hem de böylesi gönüller sultanı iki Allah dostunun irfan meclisine katılmak ve görüşlerimi ifade etmek için güzel bir fırsat oldu.

Bir akşamüstü Erhaç Havaalanında kendimi memleketin bağrında buldum. Yüreğimde derin bir sızı kol geziyor. Şimdi yine annesiz kalan o eve yolum düşecek ve yeni baştan kederleneceğim, annesizlik yüreğimi kanatacak.

         Malatya’nın kabına sığmaz bir biçimde geliştiğini gözlemliyorum. Şehir durmadan yayılıyor, büyüyor. Civar illerden ciddi bir göç aldığını öğreniyorum.O Malatya’nın kendine mahsus güzellikler manzumesi yönleri sanki bilinmez bir el tarafından hızla siliniyor, kayboluyor, unutuluyor! Uçakta Malatyalı bir ablamız var. Malatya ağzı onun dilinde bal gibi sızıyor kulaklarıma. Yanındaki kimseyle konuştukça gayr-ı ihtiyarı onu dinliyorum. “he gurban, şimdi gidince ona söylüyük, gaysılar az gızarsın, hemen eletirim!”

         Gülümsüyorum.

         Bu kez şehri baştanbaşa gezeceğim. Nasıl olsa bir hafta vaktim var burada. Baba evine gidiyorum. Bir zamanlar şehrin göbeğinde yedi sekiz dönüm içinde bir cenneti andıran evimizden eser yok. Şimdi karşımda dev apartman blokları var. Bütün hayallerim silinmiş. Bahçeyi çevreleyen iğdeler yok, renk renk üzümler, kayısılar, vişne ve kirazlar, incirler, erikler, cevizlerin yerinde bu evlerin ne işi var?

         Bu apatman katlarında şimdi hiç tanımadığım insanlar oturuyor. Oysa birkaç yıl öncesine kadar hangi ev kimindi biliyordum. Şimdi garip bir gurbete dönüyor doğduğum, büyüdüğüm mahallem. Siliniyor hayallerim sonsuza kadar.

         Bütün geceyi hüzünle geçiriyorum.

         Arkadaşlarımı arıyorum ve onlarla en çok sevdiğim “Kanal Boyunda” buluşuyorum. Şehrin ortasında “Derme Çayı” akıyor. Sağlı sollu yol buyunca devasa çınar ağaçları bir şemsiye gibi yolu kapatıyor, serinletiyor. Etrafta uzayıp giden kafeler nargile üfleyenler ve dondurma yiyenlerle dolup taşıyor.

         Bu arada “Meryem Hanım” diyen bir sesle irkiliyorum.

         Karşımda İstanbul’dan iki dost var.

         Vakit Gazetesinden Hüseyin Öztürk Ağabey ve Burç FM Genel Yayın Yönetmeni Hemşehrim Bünyamin Şen Malatya’nın en ünlü dondurmacısının önünde oturuyorlar. Ayaküstü sohbet ediyoruz.

         Sonra Darende’ye uzanıyorum.

         Ancak Malatya Darende arasındaki bu karayolu beni çileden çıkarıyor. Asla şehirlerarası yola benzemiyor bu yol. Bir köy yolunu andırıyor ve keskin virajlar yüzünden allak bullak oluyorum. Darende’de Araştırmacı Yazar Musa Tektaş Hoca tarafından karşılanıyorum. Tiryandafil Otelde kalacağım. Tiryandafil otuz yapraklı gül demekmiş. Vakfa ait bir otel ve gerçekten de bir ilçe için fazlasıyla güzel.

         Akşamı Tohma ırmağının kıyısında sempozyuma gelenlerle sohbet ederek geçiriyoruz. Somuncu Babanın türbesini ziyaret ediyorum. Osman Hulusi Efendi de aynı mekânda yatıyor. Mekân bana Urfa’daki Balıklı gölü hatırlatıyor. İçimden bu ne güzellik, bu ne asalet Allahım diye niyazda bulunuyorum.

         Sempozyum başlıyor.

         Oturum Başkanımız Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hüseyin Akkaya Hocamın ezberindeki şiirler beni hayrete düşürmedi değil. Yine Vakfa ait Özel Birgül Kolejinin salonu yüreği aşkla çarpanlarla dolu.

         Bu Sempozyumda Sivas ilimiz öne çıkıyor. Sivas Valisi Sayın Ali Kolat kalkıp gelmiş. Zaten duyduğuma göre sık sık gelip Tohma çayında rafting yaparmış.Sadece vali mi? Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp Beyefendi de gelmişler. Adını hatırlayamadığım başka illerin milletvekilleri ve Ankara’dan bürokratlar kalkıp gül koklamak için gül şehrine yürümüşler.

         Burada şaşırıyorum. Sempozyumda ne Malatya Valisi, ne de Belediye Başkanı var. Programı Sivas sahiplenmiş, Sivas kucaklamış gibi bir hava var. Hem duygulanıyorum, hem de Malatya merkeze kızıyorum içten içe.

         Tebliğimi sunduktan sonra “Hulusi Efendi’nin” aile ocağında “Devlethane” de ( cennetten bir köşe olduğu için tasvir edemiyorum) öğle yemeğine katılıp Malatya’ya dönüyorum. Hemen Malatya Belediye Başkanı Basın Danışmanı Hamit Özpolat’ı arıyorum. Öğreniyorum ki Başkan Ahmet Çakır Başbakanla Ankara’da bir toplantıda olduğundan katılamamış. Vali Bey de henüz göreve başlamış!

         Darende sanki Sivas’a kültürel anlamda daha yakınmış kabilinden bir izlenim de ediniyorum. Darende Belediyesinin çalışmalarının Vakfın gölgesinde kaldığını, Darende’de çevresel düzen anlamında çalışmaların zayıf kaldığını müşahede ediyorum. Bu ilçede en güzel çalışmaları, Hulusi Efendi Vakfı yapmış. Yukarıda bir iki beytini verdiğim divanının satışıyla Hulusi Efendi Devlet Hastanesi yapılmış ki tek kişilik odalardan oluşan bu hastane batıda bile az bulunur bölge hastanesi olma yolunda ciddi çalışmalar yapıyor.

         Her anlamda güzel duygularla ayrılıyorum gül yurdundan.

         Malatya ve Sivas arasında kalan bu gül yurdunun hem Sivas’tan hem de Malatya’dan itina ile sarılmasını temenni ediyorum.

         Zira mana ikliminin sultanları bu ilçede gel diyor.

         Bu ilçede zaman Tohma gibi ötelere akıyor gürül gürül.

         Çünkü bu ilçede otuz katmerli güller her dem O’nu yadediyor.

         Teşekkürler Darende’ye can verenlere…

         Muhabbetle Efendim.

 Meryem Aybike Sinan - Haber 7
meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 15 TÜMÜ
  • güzin osmancık 5 yıl önce Şikayet Et
    Harika bir yazı olmuş Meryemciğim. mekan muhteşem anlatım ve tanıtım da bir okadar güzel. seninle gitmek isterdim. kısmet... Beiki bir gün gerçek olur.
    Cevapla
  • demokrat 14 yıl önce Şikayet Et
    Hulusi Efendi?. Böylesine bir hak aşığını tanımamak, bilmemek bizim için üzücü. Kendilerini ilk kez bu yazıda duydum. Allah rahmet etsin, mekanı cennet etsin. beyit olağanüstü güzel.
    Cevapla
  • farkvar34 14 yıl önce Şikayet Et
    Malatya Belediye Başkanı niye gitmemiş ki?. Benim bildiğim bu adam AKPli. Bu vakıf da bütün türkiyede binlerce ihvanı bulunan büyük ve güçlü bir tarikatın vakfı. bildiğim kadarıyla nakşibendi tarikatına bağlı. dolayısıyla gitmesi lehine olurdu diye düşünüyorum. demek ki gerçekten de adamın işi vardı. Osman Hulusi Efendinin yukarıdaki beyti beni bitirdi. Çok etkilendim. teşekkürler bu güzel yazı için. sayenizde bir güzellikten haberdar olduk.
    Cevapla
  • Ezel 14 yıl önce Şikayet Et
    Bu bölgeyi çok seviyorum.... bölgeden değilim ama bu bölge insanının farklı bir karakteristik özelliği var. bir kere çok mert, duygulu, vicdanlı, ahlaklı, vatansever bir insani tarafı var. hem sivaslıyı, ham Malatyalıyı bir başka severim. Güzel bir yazı idi. Osman Hulusi Efendi hazretlerinin bu dizelirini de bütün devlet dairelerine asmak ve bütün memurlara ezberletmek lazım diyorum. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. teşekkürler Sayın yazar.
    Cevapla
  • Haber7 en büyük! 14 yıl önce Şikayet Et
    Aybike Hanım, sizden bir de şehitlerimiz için bir yazı istiyoruz!. Sanırım yazı isteği litaratürde yok ama olsun. Ben istimiş olayım. çünkü sizin olayı yorumlayış biçiminiz farklı ve anlamlı. tarafsız, kompleksiz, ve içli yazdığınız için size söyleyecek söz bulamıyoruz. lütfen bu hususta bir yazı. teşekkür ederiz.
    Cevapla