Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Gönlümüzün şehrinde kaç dost kaldı?

GİRİŞ 18.11.2011 GÜNCELLEME 18.11.2011 YAZARLAR

“Her şeyin yenisi fakat dostun eskisi” diyen eskilerin bir bildiği vardır elbette der geçerdim önceleri. Kadim dostluklar, candan muhabbetler, gönülden demlerin yerine şimdilerde dünyevi rüzgârlar esiyor serin serin ve artık bakıp geçmek imkânsız!

Caddeleri bir zincir gibi birbirine bağlayan lüks arabalar, göklere yükselen rezidanslar, hiper marketler, dünya ölçeğinde markalar, cüzdanlardan taşan paralar, vücuda fazlaca gelen kilolar hiç birimizi mutlu etmedi, edemedi sanırım.

Bütün bunlar gönlümüzün şehrine yabancı gelen misafirlerdi hiç kuşkusuz. Üzerinde elbisesi olmayan gerçek adamların yerine içinde adam olmayan elbiselere yaslandı yüreğimiz belki de. Menfaatperest, görgüsüz, arsız, yalancı, hırsız, yüzsüz, güvenilmez, dayanılmaz insanlarla çevremiz sarıldı.  Bu çevreyi biz mi kurduk, çevre mi bizi kurdu, yoksa bu yeni dünyanın şartları mı bizleri bir araya getirdi tartışılabilir ama tartışmasız bir gerçek var ki o da gönlümüzün şehrinde ayakta kalabilen dostlarımızın hızla azalıyor oluşudur! 

Üç günde kurulan, bir günde yıkılan sözde dostluklar faslındayız!

Sadakatin semtine uğramadığı, yalandan kulelerin yapıldığı sadece şekle değer veren “iç mimarların” revaçta olduğu bir dünyanın kapıkulları gibi savrulup duruyoruz kendi coğrafyamızda.

Bu sahte ve cilalı fildişi kulelerin içinde sadece bir eşyayız aslında. Gittikçe de bir moloz yığınına dönüşüyoruz. Bir yüreğimiz olduğunu bile unuttuk. En hatırlı olanımızın bile modası öyle çabuk geçiyor ki hemen yerine daha yenisi konuyor! Öylesine meşgul, öylesine kendimizi sahte ve geçici dünyanın meşgalesine kaptırmışız ki bütün bunların farkında bile olamayacak kadar kendimizde değiliz.

         Nasıl değiştiğimizin, içimizin nasıl çürüdüğünü bilmiyoruz!
         Bilmiyoruz, ne kadar yoksul, ne kadar düşkün olduğumuzu…
         Ve gönlümüzün şehrine çerden çöpten yığınlar yığdığımızı da bilmiyoruz!
         Farkındalığımızı yitirdik ansızın, kalabalığa karıştık.

En kötüsü ne olduğumuzun bile farkında değiliz. Ruhlarımızı çok çok gerilerde bırakmış, unutmuşuz kendimizi. Mesela bir Kızılderili hikâyesinde şöyle bir olay anlatılır:” Bir Kızılderili kabilesi, başkanlarıyla birlikte atlarına binmiş hızla gitmektedirler. Aniden kabile reisi durur. Sebebini soranlara:

-Çok hızlı geldik, ruhlarımız arkada kaldı, onları bekleyelim, der!”

Bu hikâye aslında çok şeyi anlatıyor, anlayabilirsek.

Hayatın çarkları arasında öyle çok dönüyor ve öyle hızlı tur atıyoruz ki ne sevdiklerimize, ne dostlarımıza, ne arkadaşlarımıza zaman ayıramıyor, gittikçe onlardan uzaklaşıp yalnızlaşıyoruz. Birer birer eski dostlarımızı, yakınlarımızı kaybediyoruz.

          “Bir göz aşinalığı var aramızda
         Sanki seninle kırk yıllık dost gibiyiz ikimiz”

 

Göz aşinalığı olmayan insanların sanal ortamda sanal dostluklar kurduğu bu devirde dostluk tanımını yeni baştan hatırlatan bu şarkının yanında şu unutulmayası şarkıyı bile unuttuk!

         “Unutulmuş birer birer
         Eski dostlar eski dostlar
         Ne bir selam, ne bir haber
         Eski dostlar eski dostlar.”

Mesela bu şarkıyı bir on on beş sene evvel daha çok söyler daha çok dinlerdik. Zira dostluk, sevgi, arkadaşlık, aşk, sadakat, vefa gibi kavramlar henüz tedavülden kalkmamıştı. Bütün bu kavramların hayatımızda çok saygın ve dokunulmaz yerleri vardı. Ve her birimizin düzinelerce dostu, gerçek arkadaşı vardı sırtımızı dayadığımız.

Ya şimdi?

Şimdi hem sanal, hem banal hem de umarsız bir hayat felsefemiz var. Çocuklaşan kadınlar, kadınlaşan erkekler, egosu tavan yapmış gençler, kemalatını kaybetmiş ihtiyarlar korusu şeklinde bu sözde hayat kavgasında kendimize yer kapmaya çalışıyoruz.

Hicret ve niyetimiz sadece para, şan ve şöhret için ne yazık ki!

Ne sal iledir, ne mal iledir, beyim ululuk kemal iledir” diyerek yüzyıl önce teşhisi koyan Ali Fuat Paşa, ne güzel söylemiştir aslında. Etrafımızda derin, ilim ve irfan sahibi, sözü senet sayan, cemal ve kemal sahibi insan arıyoruz ve her defasında derin bir inkısar-ı hayale uğruyoruz.

Bu tip insanların azalmasına biz sebep olduk!

Arz talep ilişkisine bağlı olarak biz böyle bir toplumu inşa ettik kabul edelim. Gönlümüzün kentlerinde ne kadar eskiye dair abide varsa yıktık ve yerlerine yenilerini diktik! Her ne olduysa bizim eserimizdir. Gönül şehrimizde her kim varsa eskilerden yana yenileriyle değiştik.

Kendi gerçek dostumuzu bir kenara itip unuturken, ihmal ederken, hayatımızdan çıkarırken, değer vermezken,  facebook gibi sanal ortamlarda edindiğimiz arkadaşlarla dostluk kurmaya çalışıyor, yetmiyor bir de ortak arkadaş diye adlandırılan hiç tanımadığımız insanları gönül şehrimize alıyor onlardan medet umuyoruz.

Gönül şehrimizi yabancılarla doldurduk.

Şu var ki facebook sayfanızda kişileriniz çoğalırken, dil hanenizde gerçek ve sadık dostlarınız hızla tükeniyor!

Ne dersiniz?

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan/ Haber7
meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 9 TÜMÜ
  • demokrat 12 yıl önce Şikayet Et
    Güzel,ders almak lazım. Sayın yazar toplumsal mevzularda gerçekten de harika değerlendirmelerde bulunuyor. Bu tür yazarların artması dileğiyle ne diyelim. Sevgiler sayın yazar.
    Cevapla
  • Ahmet Ar 12 yıl önce Şikayet Et
    DÜZELTME. YAHYA KEMAL'DEN ÂRİYETEN başlığı ile bir yorum yazmıştım. Mısraı yanlış yazmışım; doğrusu: Ya Rabbi böyle yazarlarım kaldı çok şükür! Meryem Hanım'a teşekkürler.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 12 yıl önce Şikayet Et
    Yazar yine şahsına münhasır yazmış. Ahmet Ar Beyefendiye katılıyorum. Aybike hanım günümüzün nadide yazarlarından birisi ve dokunduğu konular sıradışı ve unutulmuş konular. Herkesin laylaylom dediği bir dönemde güzel şeyler söyleyen, güzel şeylar yazan zarif bir kalem. Bütün yazıları için kutluyorum.
    Cevapla
  • Hakan Dinç 12 yıl önce Şikayet Et
    Gönüllerdeki Sonbahar. Ne güzel söylemiş şair "Dostumun yokluğuna alışmam için Yaşamam değil ölmem gerekli Dost çıkmışsa dost yüreğinden Yelkovanı, akrebi durdurmak gerekli Dostluk hep akılda olmak ister,dost sevilmek Ara sıra değil, daim etmek gerek Dostluk unutulursa tamamen İşte o zaman, o zaman kıyamet gerekli" Söylediklerinize katılıyorum bu zamanda böyle derin düşünmek zor...
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 12 yıl önce Şikayet Et
    O NE GÜZEL DOST!NE GÜZEL YARDIMCIDIR!-2. Kainatı dizayn edip düzenleyen Allah cc buyurur.Mealen<>(Ankebut.41)..Öyleyken o örümcek yuvası Sevr mağarasında peygamber(as)ın üzerine gelen tehlikeyi savmada etkili..Ya bizim durumumuz?!Örümcek kadar olabildik mi?Ve başka bir ikaz.Mealen<>(Enfal 40)..Dost?-Dost ,dost diye diye,nice nicesine sarıldım!-doğru..Amma velakin;- benim sadık yarim, kara topraktır-tabiri yanlış..Bu sözler bile insanların olgun görünenlerinin dost bulmada ne kadar yanıldıklarını aşikare gösteriyor..Böyle yanılgılara düşmeden, rehber klavuzdan dostumuzu ve düşmanımızı öğrenirsek fazla yorulmadan, toslayıp bocalamadan ve de hayal kırıklığına uğramadan gerçeği öğrenmiş oluruz.Aksi halde hayal kırıklığına düşmekten kurtulamayız.Slm
    Cevapla