Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Kanuni ve birbirini takip eden 3 cenaze

GİRİŞ 28.11.2011 GÜNCELLEME 28.11.2011 YAZARLAR

Ölüm hak, ölümden kaçmak mümkün değil.

Lakin yaşlı ve hasta bir padişahın öleceğini bile bile sefere çıkması veya çıkartılması aradan yüzyıllar geçse de hala müphem taraflarıyla önümüzde duruyor ve tarihi gerçekliği içerisinde bir netliğe kavuşmuş değil.

Türk tarihinin en büyüğü ve en cihangiri Muhteşem Süleyman, 13. Seferinde yaşlı ve hasta bedenini taşıyamazken Zigetvar seferine çıkıyor bazı tarihçilere göre çıkarılıyor!

Nedeni de açık. Oğlu Selim’in bir an önce tahta çıkma arzusu ve damadı Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa’nın tarafgir çabaları ve Kanuni’nin ömrünün son demlerinde oldukça mutsuz ve hasta oluşu öne çıkan sebepler sayılabilir.

Nitekim hayatının neşesi, süruru, aşkı ve bütün şiirlerinin ilham kaynağı Hürrem Sultan’ın ölmüş olması, dul kalması, şehzadeleri Mustafa ve Beyazıd’ı boğdurtması, etrafındaki birçok devlet adamının ihanetleri ve buna bağlı idamları bu büyük padişahta yaşama dair bir kırılma, vazgeçme, kendini bırakma gibi bir ruh haletini de doğurmuş olsa gerektir.

Hürrem Sultan’ı başka hiçbir cariyeye nasip olmayan bir sevgi ve aşkla seven Kanuni Sultan Süleyman onu öldüğünde Süleymaniye Caminin avlusunda mimar Sinan’a yaptırdığı türbeye defnettirir. Bugün her iki sevgili yan yana yatmaktadırlar!

Bu büyük padişah sevgili Hürrem’ini öyle çok seviyordu ki şu dizeleriyle edebiyat tarihinin en güzel sıfatlı şiiri olma özelliğini taşıyor:

“Celis-i halvetim varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, yarım güzeller şahı sultanım

Hayatım, hâsılım ömrüm şarab-ı kevserim
Baharım, behçetim, rüzum nigarım, verd-i handanım

Neşatım, işretim bezmim çerağım, neyyirim, şemim
Turuncu-u nar-ı narencim benim şeb-i şebistanım

Muhteşem Süleyman’ın bu muhteşem beyitleri karşısında etkilenmemek mümkün değil. Cihana hükmeden bir padişah ve sadece bağlı olduğu ve büyük ve daimi bir aşkla sevdiği Hürrem’i… Muhteşem Süleyman’ın gönlünün de büyük ve muhteşem olduğunu bu dizelerden anlamak mümkün.

Divan Edebiyatında Şair Zati’den sonra 2799 gazeliyle en fazla gazel söyleyen şair Muhibbi, yani Kanuni’dir. Dört divanı olan Muhibbi’nin bir divanı Farsça yazılmıştır.

Sevdiği ve âşık olduğu kadına bu duyguları besleyen bu büyük cihangir onun ölümüyle elbette bu büyüklükte bir acıya da düşecektir nitekim tarihçilerin büyük çoğunluğu Hürrem’in ölümünden sonra Sultan Süleyman’ın derin ve tarifsiz bir acıya gömüldüğünü söylerler.

İşte bu seferin altında yatan bir ayrıntı da budur!

Peki, ciddi anlamda hasta olan ve bazı tasvirlerden atına binemeyecek kadar bitkin olan Kanuni elzem olmadığı halde bu sefere niçin çıkmıştır? Kimi tarihçiler bunun bir Sokullu Mehmet Paşa komplosu olduğunu, kimi tarihçiler de Kanuni’nin kederinden kendi sağlığından vazgeçecek kadar ölümü arzulayıp bile bile bu sefere çıktığını, ya da öleceksem bari gaza yolunda öleyim düşüncesiyle bu sefere çıkmış olabileceğini söylerler.

Nitekim kanuni sultan Süleyman neredeyse yarım asır sürecek uzun bir saltanat süren ve başarı çıtasını düşürmeyen bir padişah olsa da zaman içerinde gerek ordu içinde, gerek ulema çevrelerinde ve halkta bir değişiklik bekleyişi hâkim olmaya başlamıştı. Padişahın hayattaki tek oğlu Selim’in geçmesini arzulayan Sokullu Mehmet Paşa bu seferi hayata geçirirken bütün bunları da hesaba katmış olacaktır.

Zira Padişah bu sefere çıktığında 72 yaşındadır.

Süleymannâme adlı eserinde bu hususu yorumlayan Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi eserinde şu satırların altını çizmektedir:

“ Vücut ülkesini istila eden eziyet hastalık bitkinlik atlıları sanki yokluk –ölüm- pişdarları idi. Çok yaşlıydı, bitkindi ve hastalıktan hayli zaifti”

Padişah bu halde iken yola çıkılıyor.

Lakin sık sık atından inip kendisi için hazırlanan yataklı arabaya binip uzandığı ve zaman zaman hastalık ataklarına maruz kaldığı yine devrin tarihçileri tarafından vurgulanıyor. Birçok tarihçi bu rahatsızlığın adını dönemin çok sık görülen hastalığı “Nikris” olarak yazıyor.

Bu ecirli ve hastalıklı yolculuk Padişah için tam bir eziyete dönüşür zira. Ve bu hastalığa eşlik eden başka rahatsızlıklar baş gösterir. Nihayet Sultan Süleyman’a da kalmıyor dünya. Bütün cihanı bırakıp Hakk’a yürüyor. Ölümü askerden gizleniyor.

Evliya Çelebi bunu Seyahatnamesinde “ amber, misk ve tuzla cenaze yıkanıp salamurası yapıldı” diye bahsediyor.

Padişah ölüyor ama bu kez birbirini takip eden üç farklı cenaze namazı kılınıyor. Hiçbir padişahın başına gelmeyen bu durum da oldukça ibret vericidir! İlk cenaze namazı oracıkta kılınıyor gizlice. Tam olarak 42  gün askerden saklanıyor bu durum. Belgrat’ta bulunan oğlu II. Selim’in huzurunda da ikinci cenaze namazı kılındıktan sonra üçüncü ve son cenaze namazı İstanbul’da Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından bütün halkın huzurunda kılınıp Süleymaniye Caminin avlusuna Hürrem Sultanın yanına defnediliyor.

Türk tarihinin bu büyük hakanı hayatının son günlerini işte böylesi bir cefa ve eziyetle bitiriyor. Allahtan rahmet diliyor, mekânı cennet olsun diyoruz.

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan/Haber7
meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 4
  • osman simsek 12 yıl önce Şikayet Et
    Ahmet sebESEK'lere cevap!!!. Adin guzel ama, lisanin bozuk. Benim soy ismimi degistirmekle sebESEKLİK yapmissin guya. Benim omrum senin gibilerle mucadele etmekle geciyor. Bilemem tahsilin nedir, tarihle alakan ne kadardir? Tarihimdeki yanlsliklar benim yuregimi yakmis zaten, birde seninle ugrasamam. Ben tarihte olan kirilma noktalarina degindim. Eger arastirirsan benim hakli oldugumu goreceksin. Eger benim dedigim yanlis veya eksik ise, daha agir kufurle bana tekrar don. Yoksa ozur dile. Birde soyadini yaz, sari cizmeli Ahmet aga olmasin. Saygilar Ahmet bey.
    Cevapla
  • ahmet 12 yıl önce Şikayet Et
    OSMAN şimEŞEK. Sen osmanlı ya da hanedan için ne yaptın ki hak hukuk helal etmemekten bahsediyorsun..bide o zamanın şartlarını dış devletlerin oynayan parmaklarını kesmek için başvurulan yöntemleri magazinel olarak ele almak ne derece doğru
    Cevapla
  • mete bilge 12 yıl önce Şikayet Et
    BAZILARI HÜRREMİN ADINA SİTE KURMUŞLAR. bu kurulan siteye bakılırsa hürrem değil sanki kadın evliya. onu demeyin , bunu demeyin dinden çıkarsınız diyede dolaylı tehdit ediyorlar. Yav Osman şimşek kardeşimin dediği gibi, Kanuni gibi bir padişaha evladını boğazlattırdı. diğeride üzüntüden ölmüşmüş güya. avrupalı kaynaklar onun da hürremin iş olduğunu söylüyorlar. Vesselam imparatorluğun canına okudu Hürrem...
    Cevapla
  • osman simsek 12 yıl önce Şikayet Et
    Kanuni Sultan Suleyman, ben sana hakkimi helal etmiyorum.. Senden sonra Devlet-i Aliyenin duraklama devrine ve dolayisiyla yikilmasina sebep sensin. Hurreme olan askin gozunu kor etmis, Hanedanin basina gececek en degerli Veliaht Sehzade Amasya Valisi annesi Turk olan, saltanatin en layigi Mustafayi Hurrem'in oyunlarina alt olup otaginda bogdurtmana sebep olmustur. Gonlunun askini Devlet-i Aliyenin askina yeg tutup, Hanedanin cokus fitilini elinle tutusturdun. Bu yuzden sana hakkimi helal etmiyorum. Mahserde gorusuruz. Eger sen hasta olarak Zigetvar seferine degilde, genc Padisah Mustafa ciksaydi, Avrupada daha saglam temeller uzerinde olcak, kazikli sirp Voyvodalari muslumanlari kaziga oturtmayacak hatta, daha dun Bosna'da Sirplar Musluman Bosnaklara zulum edpip, irzlarina gecemeyecekti. Ya benim ecdadim, torunundan sana selam olsun.
    Cevapla