Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Kelime-i Tayyibe Allah'tandır!

GİRİŞ 17.12.2012 GÜNCELLEME 17.12.2012 YAZARLAR

Güzel sözlü olmak…

Fikri ve zikri güzel olmak, hoş olmak hepimizin ortak dileğidir. Lakin kelime-i Tayyibe denilen o letafet ve asalet yüklü konuşma kültürünü ne yazık ki son yıllarda iyiden iyiye unuttuk gitti.

Kabayız! 

Adab-ı muaşeret denen görgü kurallarını, nezaket ve nezahet kaidelerini bilmek bir tarafa merak bile etmiyoruz.  Güzel ve etkili konuşmak, yerinde konuşmak, kemal ve cemal sıfatlarını kuşanarak sohbetlere icabet etmek ve kırmadan, dökmeden, incitmeden meram buyurmak artık bir asır geride kalmış gibi ne de masalımsı duruyor!

Kabayız! 

Hem kaba hem de saygısız insanlar olduk!

Her birimiz tek kullanımlık bir metayız diğer insanlar için.

İnsanlar çoğunlukla menfaat ilişkisi içinde birbirileriyle görüşme yapıyorlar ve ancak maddi çıkarlar için selamlaşıp, halleşiyorlar. Allah rızası için, dostluk için, insanlık için, kardeşlik için, gönül ve kalp için kimse kimseye katlanmıyor, kimse hiç kimsenin kahrını çekmiyor!

Kabayız! 

Benciliz, hedonistiz!

Dünyalık nimetlerle kalkıp oturuyoruz.

Avam diye tabir edilen geniş halk yığınlarında bile durum bu istikamette yol almış gidiyor ve kendisinde menfaat umulana tebessüm ediliyor, işinin düşeceği kimselere selam verilip, değer ve önem atfediliyor. Burnunun dibindeki düşkünün halini görmezden gelip, desinler diye, reklam için iyilik ve merhametin ilahı kesilen gösteriş budalası insanlar kaynıyor ortalıkta.

Para, şöhret, mevki ve makam var lakin nezaket yok.

Din var, diyanet var lakin zerafet ve letafet yok.

Kadınlı erkekli kabayız… 

Güzel sözle muhatabına muamele etmek ne kadar insani bir haldir bilene. Televizyon programlarında yaşanan kepazelikler, Meclisteki küfürlü konuşmalar, gazete sütunlarındaki hakaretamiz makale ve yazılar toplumsal kültür ve nezaketimizin hangi boyutta olduğunun bir fotoğrafıdır aslında. Yukarıdakiler aşağıdakilere hiç de iyi resim vermiyor bu bir gerçek.

Anlı şanlı olsak da…

Kabayız! 

Sokaklarda yürümek bazen tam bir Çin işkencesine dönüyor. Sokak ve caddelerimiz tükürük, salya, sümük ve balgam kaynıyor ve yürümek için dev adımlar atmak zorunda kalmanın hazin tiksintisini yaşıyoruz. Sokaklarımız bazı kimseler için helâ vazifesi görüyor ve bunun önlemini alacak belediye başkanları var mıdır diye bakınıyoruz boşu boşuna…

Yedi göbek şehirli de olsak kabayız! 

İnsan kalbi kırmak alelade olağan bir durum artık yurdum insanında.  Kır kalbini geç git, iyileşir elbet kabilinden bir hodkâmlık, aymazlık boylu boyunca sinmiş üzerimize. Af dilemek, özür beyan etmek zavallılık makamında, kimse bilmiyor notasını. Zaten her insan bir kullanımlık değil mi, kır gitsin kalbini, ziyanı yok mantığı tavan yapmış insanoğlunda.

Diplomalarımız düzinelerce olsa da kabayız! 

Besmelelerle eşiklerin geçildiği bir medeniyetten sonra sağdan soldan devşirilmiş ne kadar iptidai hal ve tavır varsa bütün çirkinliğiyle çökmüş ve musallat olmuş üzerimize. Hanımefendi yerini “bayan”a,  bırakmış, beyefendi  “abi” ye devretmiş o ağır makamını.  Erkek kadın için, kadın erkek için tek kullanımlık bir gerçek olmuş. Evlilikler kumar, sevgiler sahte, aşklar sürtük mertebesine indirgenmiş.

Unvanlarımız şerefeli olsa da kadınlı erkekli kabayız! 

Musiki dinlemeyi gereksiz bulan, şiiri zafiyet sayan, ibadeti kaptı kaçtı kaçamaklarla dostlar alış verişte görsün kabilinden yerine getiren, iyilik ve merhameti “maraz” kabul eden, sevgi ve aşkı zayıflık addeden, nezaket ve zarafeti mahviyetten gören, romantizmi zavallıca kabul eden bir zihniyetin elinde geriden geriye ne kalmıştır?

Kabalık kalmıştır hem de en çirkininden! 

Sanatçı Yaşar Özel'in yıllar önce söylediği “Kaderimde hep güzeli aradım” diye bir şarkı vardı. Güzeli, güzel olan her şeyi aramak bulmak, hayatına katmak ve yaşadığı dünyaya güzel olanı inşa etmek… 

Güzel ve huzurlu bir gelecek için güzel ve iyi olmak zorundayız.

Güzel bakmak, güzel konuşmak, güzel düşünmek, güzel hayal etmek, güzel yaşamak, güzel kararlar almak, güzel sevmek, güzel inşa etmek üzerine bir hayatı ikame etmemiz elzemdir.

Çirkin olanı güzel olanla,

Kaba olanı, zarafetle, nazik olanla,

Kötü olanı, iyi olanla,

Zalim olanı mazlum olanla,

Enaniyeti tevazuyla,

Anlaksızlığı edeple,

Görgüsüzü, ince fikirliyle

Bertaraf etmediğimiz sürece huzur ve sükûn bulamayız. Kabalık ve çirkinlik yakamızda tutunduğu sürece de adam olmayız!

Asla! 

Muhabbetle Kalınız. 

Meryem Aybike Sinan - Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 3
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    yazı girişindeki ayetin zirai yönü. yeraltı sularının eskisi gib coşkusunu kaybetmesine bağlı olarak malatyanın bazı bölgelerinde kaysı ağaçları sulanamamaya bağlı verimden düştü ve bir çok kaysı bahçesi kesilerek aduna döndürüldü..bu vazgeçme dönemi belirgin oranda artış gösterirken,yeni bir metat ortaya çıktı..kaysı fidanlarını kepçenin eştiği derin kuyuya dikmek ve susuz kaysıcılık...su olmayan dağlık araziler bu yöntemle yeniden yeşillendi ve derinlere dikilen fidanlar sulanmadı ve yaz döneminde sadece dipleri sürüldü gerek meyve verimi ve gerekse susuzluk emaresi yapraklarda ki solukluk kayboldu..ilgili ayet "...kökleri yerin diplerinde sabit,dalları ise göğe doğru yükselmiş,rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir.." ibrahim 24/25..bu ayetin bariz zuhurlarından biri olan derine fidan dikmeye şahit olduk..
    Cevapla
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    insanı tanıma metodu;ticaret ve yol arkadaşlığı insanı tanımada ip uçları olarak bize baba,ata,dede yadigarıdır. sözünde inciler dizen bazı hayran kaldığınız kişiler vardır..bir ticaret yada alış veriş yapmış iseniz hayal kırıklığıda yaşamışınızdır..mümin müminin ayıbı örtmeli fakat mümin "elinden ve dilinden güvende olunan kişidir".neden mümin tüccarlar cennete ilk girecekler arasındadır?.kişi normal şartlarda ki mümin ve emin yapısını;ticarette gösteremiyor,ticaretinde hassas dengeye riayet edenler cennete ilk girecekler arasındadır.var mı böyle bir mümin???..şekilleirne ve zahirlerine bakarak ticarette tercih ettiğimiz alış veriş yaptığımız kişiler oldu.netice mi alış veriş yapmasaydık da hilebazlıklarını görmeseydik ve içimizde ki masum görüntü hep kalabilseydi..rızkının onda dokuzu ticarettedir ihbarına keşke onda dokuz hile katmasalardı."ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" demişler ne güzel demişler..bizler kendimizi ve çevremizi yanıltmamalıyız,göründüğümüz gibi olabilmeliyiz.
    Cevapla
  • EYLÜL SONBAHAR 11 yıl önce Şikayet Et
    inşALLAH o da olur :). kabalıktan kurtuluruz.inşALLAH.güzel başlamış, güzel devam etmiş yazı.
    Cevapla