Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Yılmaz Özdil'in bira aşkı!

GİRİŞ 28.12.2012 GÜNCELLEME 28.12.2012 YAZARLAR

Açıkçası bu sözleri okuduğumda sayın yazarla “empati” kurmaya çalıştım zira bir yazarın hele de çok okunan, takip edilen, önemli bir gazetenin bu önemli yazarını gerçekten de anlamaya çalıştım!

Ancak nafile, anlayamadım…

Bira içmek, şarap, içki belki burada bir “imge” olarak kullanılmış lakin hangi zaviyeden bakarsak bakalım algıları, düşüncesi, değerler dünyası asla tanıdık olmayan bir duruş var ortada.

Bir taraftan insanlara empati kurmayı keşkelerle dilerken öte yandan kendisi empati kuramamanın, anlayamamanın umarsızlığı, meselelere lalettayin yorumlar getirmenin nezaketsizliğini dahi fark etmeyecek kadar tavan yapmış bir kibir içinde ülke meselelerine ışık tutmaya çalışıyor!

Ülkenin en önemli yazarının hal ü pür melali budur ne yazık ki!

İnsanların değerler manzumesini hiçe sayarak, adeta aşağılayarak sanki bütün toplum bira içiyormuş da, sanki bütün toplum kendisi gibi düşünüyormuş da, sanki bira içilince her şey güllük gülistanlık olacakmış da kalkıp böyle trajik-komik bir yorumda bulunma cüretini gösterebiliyor ne yazık ki!

Bir düşünce adamının perspektifi bu olmamalıdır.

 “Gençliğini yaşamak” da ne demek?

Fildişi kulelerden ülke insanına bakarsanız, herkesi kendiniz gibi sanırsanız gençliğin tek sorununun bira içmek, artık ne demekse gençliğini yaşamak, hedonist zevklere gark olmak, çılgınlıklar yapmak olarak algılarsanız elbette.

Oysa bizim gençlik tanımımız bu değildir!

Yılmaz Özdil'in gençliği bira içmekle geçmiş olabilir, içki içmeyi doğal kabul edebilir, inançlar noktasında farklı düşünülebilir lakin benim anlayamadığım şey acaba bu bahsini ettiği “empatiyi” kendisi neden kurmaya çalışmıyor?

Hariçten gazel okumak tam da Yılmaz Özdil'in bu yaptığıdır zannımca.

Mesela bir seher vakti kalkıp yanına Ahmet Hakan'ı da alıp Eyüp Sultan'a sabah namazını eda etmeye gitse, sonra imam efendiyle biraz sohbet etse, sokaktaki vatandaşla tanışsa, onların gerçek telaşlarını merak edip öğrense diyorum…

Sonra biraz da gençliğin ne âlemde olduğunu görse, sınav streslerini, işsizlik problemlerini, gelecek kaygılarını anlasa, içine düştükleri manevi çıkmazları,  askari ücretle eve ekmek götürmeye çalışan yeni evli delikanlının sıkıntısını, kirasını ödeme, çocuğunu okutma gibi gündelik hayatın bin türlü meşakkatini göğüslemeye çalışan anne ve babaların dertlerini görse diyorum…

Bu toplumun genelinin kendi mahallesi gibi parayla oynadığını zanneden sayın yazar, bütün bunları görüp belki kendine gelir diyorum.

Bira şişesinin ağzından meselelere bakmak ciddiyetsizliktir.

Gençliğe ”gençliğinizi doya doya yaşayın” diye bir de tavsiye'de bulunuyor sayın yazar. Hâlbuki yazarın hayalini kurduğu nemelazımcı, zevkçi, umarsız, ideolojisiz gençlik çığ gibi geliyor aşağıdan. Hiç merak etmesin, bu gençlik kendi zihniyetlerinin eseridir!

Başbakan “Asım'ın Nesli” derken Özdil gibiler “Kese'min Nesli”ni” tarif ediyorlar. Bu ülkeyi o gençliğini yaşamamış denilen vefakâr ve fedakâr insanlar düze çıkardı, onlar bağrını siper etti. İyi ki gençliklerini yaşamamış, iyi ki zihinlerini ve yüreklerini bira ve içki şişeleriyle sarhoş edip dumura uğratmamışlar! İyi ki de sizin gibileri anlamamışlar! Sonra ne yapardı bu millet?

Siz gençliği bırakınız, onların yakasından düşünüz!

Onlar doğruyu mutlaka bulacaklardır.

Siz iyisi mi konuşmayınız ve doya doya hayatınızı yaşayınız!

İstediğiniz kadar bira içiniz, içki içiniz, sarhoş olunuz…

O zaman belki bu milleti anlarsınız!

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 1
  • muhalif 11 yıl önce Şikayet Et
    :)) elinize sağlık. kaleminize, fikrinize sağlık. gerçi o beyefendi takip ettiğim bir yazar olmamakla birlikte, maalesef fikir diye adlandırdığı çerçöpü dün yine bu siteden okumuş olmak zilletinde bulundum.
    Cevapla