Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Kölelikten Efendiliğe!

GİRİŞ 22.02.2013 GÜNCELLEME 22.02.2013 YAZARLAR

Bu sözün üzerinden nice nice asırlar, nice nice zamanlar geçti!

İslam coğrafyasında bu sözü hakkıyla teslim ettiğimiz zamanlarda bilim, kültür ve medeniyette bir aydınlanma, bir yükselme ve bir gelişme çağı yaşanırken, bu sözün manasından ne vakit uzaklaşıldı, ne zaman bu sözün özünden çok kabuğuyla ilgilenildi her anlamda bir yoksullaşmaya düçar olduk!

Bu sözün bugünkü muhatabı şüphesiz öğretmenlerdir!

Ancak peygamber mesleği olan bu mesleğin geldiği en son noktayı “ne siz söyleyin, ne de ben anlatayım” diyebileceğim noktadayım lakin yine de diyorum ki bu noktayı çok çok iyi görüp acilen önlem almamız lazım zira bu meslek itibar kaybettiği gibi bir de “KAN KAYBEDİYOR!”

Öğretmene şiddetin tırmandığı son zamanlarda oldukça çirkin ve tüyler ürperten bir öğrenci vukuatı da Bursa'da yaşandı. Medyaya yansıyan haber şu şekilde:

“Olay, merkez Osmangazi ilçesindeki Süleyman Çelebi Anadolu Lisesi'nde meydana geldi. Lise son sınıf öğrencisi olan T.I.'nın (17), zilin çalmasına yakın sınıftaki edebiyat öğretmeni E.A.'nın başına tara ile vurduğu öne sürüldü. Kanlar içinde kalan öğretmen, okula çağrılan 112 Acil Servis ambulansıyla Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Başına dikiş atılan 58 yaşındaki E.A.'nın müşahede altında tutulduğu ifade edildi.”

Evet, kölelikten Efendiliğe terfi ettirilen öğrenci modelinin hazin hikâyelerinden ve vukuatlarından birisi de bu! Ciddi önlemler alınmazsa böyle vukuatlar bununla son bulmayacak ve daha da ileri boyutlara ulaşacaktır bunu belirtelim!

Haberin en vahim ve en korkunç yanını da hemen aktaralım:

“Sosyal paylaşım sitesinde en son ‘İşte benim hayatım' adı altında ağırlık çalışmayı, yemek ve uyumayı simgeleyen bir fotoğraf paylaşan zanlı, Çocuk Şubesi'ndeki işlemlerin ardından savcının talimatıyla ailesine teslim edildi.”

Savcı Bey bu öğrenciyi serbest bırakmış!

Ben şunu merak ediyorum, bu ülkede bir savcı, bir hâkim, bir işadamı aynı muameleye maruz kalsaydı zanlı bu şekilde serbest kalır mıydı acaba?

Kalmazdı herhalde!

Bu çocuk henüz reşit değildi denebilir! Ama suçun niteliği de hiç çocuk gibi değil! Öğretmenini öldürmek kastıyla yaralamıştır! Kin ve nefreti çocukça değil! Elli sekiz yaşına gelmiş dedesi yaşındaki bir kimseye bakışı da çocuk gibi değil!

İslam reşit olma yaşını engeç on beş olarak belirlemiştir! İslama göre bu çocuk değil, her türlü mesuliyeti olan bir yetişkindir!

Fatih Sultan Mehmed'in 21 yaşında İstanbul'u fethettiğini hiç kimse unutmasın, bir imparatorluk yönettiğini de unutmasın! Sekiz dokuz yaşlarında yedi sekiz dil bildiğini ve en ağır eğitimlerden geçtiğini de!

Ve yine bu zanlıdan çok daha küçük 13-14 yaşındaki çocuklar Çanakkale'de, Kafkasya'da düşmana karşı savaşıp şehit düştüler!

Hangi çocuktan bahsediyoruz Allah aşkına!

Ailelerin eğitim noktasından hayli uzaklaştığı böyle bir zamanda, öğrencilerin, kendi lehine durmadan alınan kararların kurbanı olduğunu da üstünü basa basa söylemek isterim. Bu yanlış kararlarla öğrenciye iyilik edilmedi, öğrenci şirazeden çıkarıldı!

Gün olmasın ki bir öğretmen şiddete uğramasın! Öğretmen kendini koruma adına bile elini kaldırsa mahkeme mahkeme sürünüp, ağır cezalar alırken, cinayet kastıyla devlet memurunu ağır yaralayan bir öğrencinin serbest bırakıldığı böyle ortamda hiç kimse öğretmenlerden verim beklemesin!

Öğretmen artık can derdine düşmüştür!

Tablo bu kadar iç karartıcıdır. Farkında mısınız bilmiyorum, eskiden en zeki ve en başarılı öğrenciler öğretmenliği tercih ederken, son yıllarda en son tercih edilen meslekler arasına girmiştir!

 O günler de uzak değil! Bir kehanette bulunmak istersek, bugünkü “atanamayan öğretmen” meselesiyle uğraşan devlet, ileriki zamanlarda da bunun tam tersi bir durumu görecektir!

Alınan yanlış karar ve yöntemlerle “Kölelikten Efendiliğe” terfi ettirilen öğrenci modelinden başka ne bekleniyordu ki! Öğretmenlik mesleğini  “Maraba”  yapan bakış açısı değişmezse bu ülkede hiç kimse “gelecek” sözünü kullanmasın!

Zira gelecek bugünün çocukları ve gençliğiyle kurulacak öyle değil mi?

İyi de hangi gençlik? Diye sormak isterim. Ortada öyle idealize ettiğimiz gençlik yok ki! Teste ve tosta talim eden, internette kalkıp internetle uyuyan her anlamda “ Hedonizme” teslim olmuş bir gençlik var!

Geleceğin gençliği kendini iyice belli etmeye başladı son yıllarda!

Bizden söylemesi…

Muhabbetle kalınız!

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

https://twitter.com/maybikesinan

meryemaybike.sinan@facebook.com

YORUMLAR 12 TÜMÜ
  • Nasuh BİLEN 11 yıl önce Şikayet Et
    Hatalı benzetme yapılmamalı da ben de yorum okuyuşumu hatalı benzettim. Sayın translator'dan özür dilerim.Hata da hemen belli oluyor.Gerçi yorumum sayfadan çıkmasaydı yanlış anlaşılma olmazdı.
    Cevapla
  • nightfall 11 yıl önce Şikayet Et
    Güzel yazı.... Yazarı yazısı için tebrik ediyorum Çok güzel ifade etmiş durumu.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 11 yıl önce Şikayet Et
    Translator kendini medya müfettişi sanıyor olmalı (2). Ha Öğretmenlik mesleğine dönersek; kardeşim sen beğensen de beğenmesen de ülkeyi dizayn eden öğretmenlerdir! onlar saf dimağlara istedikleri ayarları yapıyorlar! Bu cephesinden bile çok çok önemli bir meslektir! Sen iki çocuk yetiştirirken onlar binlerce cocuk yetiştiriyor. malzemeleri insan. İnsan eşref-i mahlukattır. ve eşref-i mahlukatı eğetmek de peygamberlik mesleği kadar ehemmiyetli ve kutsaldır. Sen mecaz sanatını bilmiyorsun sanırım. öğretmenlik peygamber mesleğidir sözünden gerçekten maişet davasını anlamışsan zaten sana yazık olmuş derim. Bence yu bu sütundan uzak dur, ya da zinhiyetine format at! Böyle seni yazara takıntılı bir okuyucu olarak bilmeye devam edeceğiz vs.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 11 yıl önce Şikayet Et
    Translator sen gerçekten bu ülke de mi yaşıyorsun? (1). Bence senin ülke gerçeklerinden ya haberin yok, ya da görmezden geliyorsun arkadaş! Meryem hanımın yazılarını kaçırmadan okuduğuna göre bayağı beğeniyorsun! sonra da çok beğendiğin için durmadanr çamur atıyorsun! Bir yazara üçücüncü sayfa yazılarının etkisinde kalmak demek de ne demek? Nereden biliyorsun? Sen kimsin? Kendisine husumeti olduğunu düşündüğüm birisi olduğunu öyle çok belli ediyorsun ki seni bu kirzlerinden gerçekmten de bıktık! ben severek okuduğum bir yazar olduğu için bu sütundayım. bu ülkenin gerçeklerini eğip bükmeden, duruşunu asla değiştirmeden, milliyetçi muhafazakar çizgisini de bozmadan her türlü sorunu harika üslubuyla dile getiren bir yazar. Ha sen beğenmiyorsun musun? Ki istisnasız bütün yorumlarında aynı cızırdama var ( nasuh Bilen gerçi kaval sesine benzetmiş) !
    Cevapla
  • Nasuh BİLEN 11 yıl önce Şikayet Et
    Sayın translator üç sözcükle özetlemiş SABIR,EMEK,GÖNÜL mesleği. Sağolsun Sayın Translator'un yorumlarını yayla kuzularının kaval dinlediği gibi sevinerek okuyoruz.
    Cevapla