Mümtaz'er Türköne
Mümtaz'er Türköne
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Anayasa Mahkemesi nasıl karar verdi?

GİRİŞ 03.08.2008 GÜNCELLEME 03.08.2008 YAZARLAR

Eski Yargıtay Başkanı Profesör Sami Selçuk, Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti davası ile ilgili verdiği kararın çok esaslı bir usul hatası ile sakatlandığını ve bu yüzden "hiç" hükmünde olduğunu, dört başı mamur bir hukuk dersi şeklinde anlatıyor.

Sami Selçuk, Anayasa Mahkemesi'nin karar oylamasına, usule dair esaslı bir itirazda bulunuyor. Anayasa Mahkemesi, AK Parti'nin kapatılması davasında usul olarak Ceza Yargılama Yasası'nı takip ediyor. Bu yasaya göre heyet halinde verilen mahkeme kararlarında uyulacak kurallar belli. Bir heyetin verdiği karar ise iki kısımdan meydana geliyor. Birinci kısım "tanı": Mahkeme eldeki delillere göre isnad edilen suç hakkında bir teşhiste bulunuyor. Esas olarak suçu işleyip işlemediğine hükmediyor. Kararın ikinci kısmında ise, belirlenen suça göre bir "yaptırım" uygulanıyor; yani ceza kesiliyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, çarşamba günü kararı açıklarken kimsenin dikkatinden kaçmamış olmalı. Mahkeme kararı tek oylamada verdi. Oyların bu dağılımında Sami Selçuk'un işaret ettiği açık bir mantık hatası var. İlk iki kanaat, yani kapatma ve Hazine yardımı "yaptırım", muhalif tek oy ise "tanı" oyu. Usule aykırı olan nokta da, yaptırım ve tanı oylamasının, elmalarla armutlar gibi tek kalemde toplanması ve 10'a 1, "Hazine yardımı kesme" cezasının çıkması. Bu durum kararı, diğer yargılama usulü kurallarına göre "hiç" hükmüne sokuyor; çünkü muhalif bir oy, yaptırım konusunda yer almamış oluyor. Usule göre, mahkeme bir üye eksik karar veremiyor. Kapatma yaptırımı gerekli nitelikli çoğunluğu sağlayamayınca, bu oyların "Hazine yardımı kesme" yaptırımına eklenmesi doğru. Ancak, ikinci bir oylama ile bu yaptırımın "dozu"nun oylanması gerekirdi.

Sami Selçuk'un bu esaslı itirazını şu şekilde somutlaştırmak mümkün. Altı üyenin oyu, kapatma için yeterli değil, ama "Hazine yardımını bütünüyle kesme" yaptırımı için yeterli. Üstelik bu yaptırım oylamasına muhalif oy da dahil olsa ve müzakere konusu yapılsaydı, belki sonuç bütünüyle değişmiş olacaktı.

Ben Sami Selçuk'un matematiksel kesinlikte ortaya çıkardığı bu usul hatasının, Anayasa Mahkemesi'nin işleyişi ve kararlarının sıhhati konusunda daha vahim bir ihtimali gün yüzüne çıkardığını düşünüyorum. Bu ihtimal, Mahkeme üyelerinin 6-5 sonucuna anlaşarak ulaştıkları varsayımı. Mahkeme üyeleri kendi aralarında önce şu karara varıyorlar: Kapatmayalım. Sonra, ama kapanmasını bekleyenleri teskin etmek, AK Parti'yi de hizaya çekmek için bu kararı hem kıl payı vermiş olalım hem de odak olduğunu tespit edelim ve Hazine yardımını keselim. Böylece yasama ve yürütme üzerindeki ipoteği de sürdürmüş olalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın kararı açıkladığı basın toplantısında söylediği sözler birbirine eklenince, Mahkeme'nin üzerinde uzlaşarak ve rol dağılımı yaparak bir karara vardığı sonucu çıkmıyor mu?

Sami Selçuk'un yakaladığı sakatlıktan üreteceğimiz "uzlaşma kararı" varsayımı doğru ise, Mahkeme üyelerinin tamamı bir ekonomik krize yol açmamak için hep birlikte "kapatmama"ya karar vermiş, ama AK Parti'yi de diken üstünde oturmaya zorlamış oluyor. O zaman 6-5 kıl payı alınmış bir karar yok ortada. 11 üyenin birlikte verdiği ve "6-5"ine kadar anlaştığı bir karar var. Böyle bir anlaşma, ülke şartları için makul olabilir, ama hukuk açısından vahim bir durum. Şayet böyle ise, ortada işleyen bir anayasal hukukun olmadığını söylemek zorundayız.Bu karar Anayasa'nın emri olan gerekçeyle birlikte açıklanmış olsaydı, bu usul hataları da baştan engellenmiş olacaktı.

Osman Yağmurdereli'ye Yüce Mevlâ'dan gani gani rahmet diliyorum. Türkiye'yi zenginleştiren renklerden biri soldu.

YORUMLAR 3
  • Mehmet Küçük 17 yıl önce Şikayet Et
    Kesinlikle doğru bir tespit;. Bence de Sn Haşim Kılıç'ın açıklamasından , anayasa mahkemesi üyelerinin 6-5 konusunda anlaştığı sonucu çıkıyor. Bu durumda kurumun isminin anayasa mahkemesi değil, "Meclisi ve partileri denetleme üst kurulu" gibi birşey olmalıdır. Hiç olmazsa "hukuk" kelimesinin onuru korunmuş olur.
    Cevapla
  • MUSTAFA AÇAR 17 yıl önce Şikayet Et
    karar. neden aym verdiği kararları herkes ayrı bir şekilde anlıyor ve işine geldiği gibi yorumluyor ben hala anlayabilmiş değilim.
    Cevapla
  • yavuz özen 17 yıl önce Şikayet Et
    doğru bir tesbit. gerçektende alınan karar ve ceza usulu o kadar trajikomik. bencede üyeler kapatmayı göze alamadılar, ama chp zihniyetlilerininde gönüllerini almak ve ellerine oyuncak vermek için böyle bir karar verdiler. sayın haşim kılıç'ın uyarısıda bu tezi doğrular nitelikte. iddianamenin kabulü, anayasa değişikliğinin reddedilmesi ve kapatma davası mahkemenin siyasi bir tavır gösterdiğinin en büyük dedili, haşim kılıç'da siyasi görülen bir davanın daha önceden siyasiler tarafından çözüme kavuşturulmasını belirtiyor
    Cevapla