Mümtaz'er Türköne
Mümtaz'er Türköne
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

MHP'nin ve Kürtlerin şerefi (I)

GİRİŞ 14.05.2009 GÜNCELLEME 14.05.2009 YAZARLAR

MHP lideri Bahçeli, haddimi bildirmiş oldu. Geçen hafta yazdığım "MHP'nin Kürt politikası" başlıklı yazıda, Kürt sorununun çözümünde MHP'nin kilit rolünü ve sorumluluğunu hatırlatmış ve "MHP'nin belirleyici gücü, yapıcı değil, yıkıcı bir faktör olarak kapıda bekliyor" endişemi dile getirmiştim.

Devlet Bey'in, önceki gün grup konuşmasında "Bilinmelidir ki, bölücü terörü ve bölücülüğü hoşgörü ile karşılayıp talepleri sözde siyaset içinde çözmeyi önerenlerin partimizi kendi ifadeleri ile "yıkıcı bir faktör" olarak adlandırması hiç kimsenin haddi değildir." sözlerinin muhatabı demek ki doğrudan benim.

Devlet Bey'e geçmişteki münasebetime dayalı, kişisel bir sevgim ve saygım var. Hasbî ve muhkem bir kişiliğe, kırıksız bir geçmişe sahip. Asık görünen yüzünün arkasında da sıcak ve renkli bir insan durur. Üstelik şerefli biridir. MHP lideri olarak ağır bir siyasî sorumluluk taşıyor. Farklı siyasî görüşlerimizin farklı sorumlulukları var. Büyük kitleleri temsil eden bir lider ile sadece kalemine karşı sorumluluk taşıyan biri arasında geçen polemik adil olmaz. Ortada alınmadık toz kalmaz. Üstelik konuşma metinlerini yazanların hangi sekter marjinal jargonları, bir zamanlar karşı kutuptan kim bilir kimlerin kullandığı içi kof retoriği taklit ettiklerini; sözlerindeki muhakeme zaaflarını tek tek sergilemek bana yakışmaz. Siyasetçi hesabını halka verir.

Sonuç olarak ikimiz de faniyiz. İkimiz de ecrimizin hesabını aynı huzurda vereceğiz. Bu yüzden ben Bahçeli'nin Kürt sorunu karşısında vehimlere, zanlara ve düşmanlığa dayanan "yıkıcı" üslûbunu eleştirmeye devam edeceğim. Bu yüzden aynı soruyu tekrarlıyorum: "Bahçeli, bir Kürt vatandaşımızın bir Kürt olarak sahip olduğu hakları acaba nasıl sıralar ve koyduğu yasakları nasıl temellendirir? Bu konuda içinde olumsuzluk eki olmayan kaç cümle kurabilir?"

Kürtlerin Kürt olarak şikâyetleri, itirazları ve talepleri var. Kürt olarak şikâyette bulunmaya, itiraz etmeye, yine Kürt olarak kendi dilleriyle ilgili taleplerini sıralamaya hakları yok mu? Bütün bunların arkasında ise insan onuru durmuyor mu?

O zaman sorumu daha da basitleştireyim: "MHP lideri olarak bir Kürt'e bir Kürt sıfatıyla tanıdığınız şeref nedir?" Ben bütün problemi bu "şeref" kelimesi üzerinden hülasa ediyorum. MHP liderinin "MHP'den istenen katkı nedir?" diye sorduğu 11 sorudan hangisinde, asgari olarak saygı gösterilmesi beklenen ve bütün sorunun özünde yer alan bu "şeref" var? Anadili farklı olan insanlar, şerefleriyle nasıl yaşarlar?

Benim bu "şeref" vurgumun arkasında yaşanmış bir hikâye var: Hadise, 12 Eylül döneminde ve Mamak Askerî Cezaevi'nde geçiyor. Muşlu, A.K. adında bir ülkücü-Kürt (iznini almadığım için sadece isminin baş harflerini veriyorum, 36 yıl ceza aldığını hatırlıyorum) annesiyle görüşüyor. Annesi Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuştuğu için, annesinin karşısında önce sıkı bir dayak yiyor; sonra görüş yasağı getiriliyor. Görüşmede annemin karşısında, duruşumu bozduğum için ben de aynı dayağı yediğimden, insana ne kadar ağır geldiğini çok iyi biliyorum.

Benim "Son ülkücü" adını verdiğim dostum da bu sırada aynı cezaevinde bu hadiseyi duyuyor. "Son ülkücü" 90 gün işkencede, işkencecilere kök söktüren efsaneleşmiş saygın bir adam. Muşlu ülkücü-Kürt'e şu mesajı gönderiyor. "Sen ya şerefsizsin, ya hainsin ya da bu memleketi hepimizden daha çok seviyorsun. Hangisi doğru?" "Son ülkücü"nün cevaplar arasına koyduğu üçüncü şık bir çıkış kapısı değil. Ama sorduğu soru hiç de basit bir soru değil. Soru, Kürtçe konuştuğu için dayak yiyene de sorulmuyor. Aslında bu soru dayağı atanlara ve görüş yasağı getirenlere sorulan bir soru. Soru postal kafalılara soruluyor. "İnsanlara "şerefsiz" veya "hain" olmak dışında neden bir seçenek bırakmıyorsunuz?" Şunu söylemiş oluyor: O dayağı yedikten sonra bir insan hayatını ya insanlık onurundan yoksun, şerefsiz biri olarak sürdürür; ya da devletine-ülkesine başkaldıran hain biri olur.

Muşlu Kürt-ülkücünün verdiği cevap ile yarın devam edeceğim.

MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE - ZAMAN
m.turkone@zaman.com.tr

YORUMLAR 101 TÜMÜ
  • HAKAN TÜRKEŞ 16 yıl önce Şikayet Et
    siz biz eşit değiliz dedinizmi bizde şu anda eşitiz ama. ARTIK EŞİT OLMAK İSTEMİYORUZ DERİZ.bizim bu vatanda daha çok hakkımız var deriz.bir kürtle aynı işi yapıp fazla para almamız gerekir deriz,kürtler hertarafta arazi,ev alamaz deriz,işadamı olmaz sınırlama getirilsin deriz,askerde silah verilemez deriz,vekil belli sayıda çıkartabilir deriz,başbakan,bakan,c.başkanı olmaz deriz,buda TÜRK OLARAK BENİM HAK ARAYIŞIM.ÇÜNKÜ BU VATANA BENİM DAHA ÇOK EMEĞİM GEÇMİŞTİR.
    Cevapla
  • özütürk sözütürk 16 yıl önce Şikayet Et
    Kürtler Kaçıncı Sınıf. Almanların Türkleri ikinci hatta üçüncü sınıfa koyduğunda zorumuza gidiyor.Onlara ırkçı diye söyleniyoruz. Vatanına,bayrağına bağlı hangi Kürdü kardeşim diye bağrımıza bastık. Sadece kağıt üzerinde eşitlik demekle olmuyor. Terör örgütü dışındaki insanımıza kardeşim demedikçe Kürt sorunu çözülmez. Hani yaradılanı severdik,yaradandan ötürü. İkiyüzlülüğü bırakalım. Tüm insanımızı kucaklayalım. Herkese sevgiler.
    Cevapla
  • özütürk sözütürk 16 yıl önce Şikayet Et
    30 Yıldır Neyi Çözdük. En büyük servet onurumuzdur.Kürt kardeşlerimizi yıllarca KRO diye aşağıladık.Memurun en becereksizini o bölgeye sürgüne gönderdik. Adamların onuruyla oynadık.Asit kuyularına attık. Onlara insan gibi davranmadık. Terör örgütü ile normal vatandaşı aynı kefeye koyduk. Daha birkaç yıl önce diyarbakırspora PKK diye bağırmadık mı?Halbuki oyuncularının çoğu o bölgeden değildi. Almanlar bize 2.sınıf mualemesi yapınca zorumuza gidiyor.Pekiyi biz Kürt kardeşlerimizi hangi sınıfa koyuyoruz.
    Cevapla
  • M.Borahan Bilen 16 yıl önce Şikayet Et
    Kürtlerin sorunu. Bu memlekette dünyanın en büyük su projesi GAP,yatırım indirmleri,teşvik,gelişmede öncelik,çift maaş ;son günlerde Kürt TV si kurulmuş,2 Kürt Cumhurbaşkanı binlerce Kürt mebus seçilmiştir.Iranda,ırakta,Suriyede Kürtler insan yerine konmamıştır.Kürtlerin sorunu Terörle Demokrasi isteğini beraber götürmesidir.Teröre mesafe koymadıkça bu işler çözülemez.pazar yerine bomba koyup sivilleri havay uçurmanın adı demokrasi arayışı olamaz..
    Cevapla
  • bora ali 16 yıl önce Şikayet Et
    madem. mademki doğal insani taleplerdiyese geçmişe dönüp memleket yönetene sorulmalı bu kadar genci bile bile neden toprağa gömdünüz ama nerde o cesaret alıştık lazlarala kürtleri birbirine düşman etmeye 3-5 onursuz para sadet içinde yaşasın diye alıştık 20 fidanlarımızı toprağa gömmeye yok kardeşim kürdün ayrılma gibi bir lüksüde düşünceside yok ırkcılığa dayalı kim olursa olsun bölücüdür.ben bu yazıdan dolayı yazarımıza teşekkürlerimi sunarım. bayrak ve toprak dışında doğal yaşam için ne varsa kim isterse yapsın
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle