Turizm Tesislerinde Sağlık Görevlilerinin Önemine Dair
Lise yıllarından turizmle ilgili aklımda kalan en canlı cümle “turizm, bacasız fabrikadır” sözüdür. Kime ait olduğunu bilmiyorum ama dünya ülkelerinin bu günlerine dair en önemli gelir kaynağına çok önceden işaret edebilmiş derin anlamlar içeriyor bu cümle.
Bugün dünyanın pek çok ülkesinin en önemli gelir kaynağı turizmdir. Turizmin o kadar farklı çeşidi var ki her bir ülke en büyük yatırımlarını turizmin bu farklı alanlarına yayıp bunların tanıtımını yapmak için adeta birbiriyle yarışıyor. Bu, deniz turizminden doğaya, sağlık turizminden kültüre ve inanca kadar uzanmakta ve hayatın her alanını içine almaktadır. Bu sebeple turizm sektöründe ortaya çıkan pastanın büyüklüğü, bütün ülkelerinin iştahını kabartmaya devam ediyor.
Turizm, üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimin bütün renk ve desenleriyle canlı canlı yaşandığı, her bir bölgesi doğal güzelliklerle ve Allah vergisi tabiat harikalarıyla bezenmiş, çok farklı kültür, dil, din ve medeniyetleri tarih boyunca coğrafi sınırları içinde barındırmış alan güzel ülkemizin son yıllarda en fazla yatırım yaptığı alanlardan birisi olarak öne çıkmaktadır. Bu bölgelere birbiri ardınca açılan hava alanları, yapılan otoban ve duble yollar ve turizm teşvikleri bunların başında gelmektedir. Elbette buna ülkemizde bulunan turizm yatırımcılarının olağanüstü çabalarını da eklemek bir hakkı teslim etmek demektir. Zira günümüzde pek çok dengenin anlık değiştiği ve her an zemin kayması yaşanabilecek böyle bir alanda güçlü yatırımlara imza atabilmek aynı zamanda büyük bir cesaret işidir. Nitekim terör gibi ve hiç hesapta yokken ortaya çıkıp bütün dünyayı etkisi altına alarak insanları evlerine hapsetmeye mecbur bırakan koronavirüs salgını gibi küresel riskler, bu yatırımlar için büyük zararlar anlamına gelmektedir.
Kaz Dağları’nın eteklerine dizi dizi sıralanmış olan Edremit, Akçay, Güre, Altınoluk, Burhaniye, Gömeç, Ayvalık gibi Balıkesir’in güzel kızları diye adlandırmayı alışkanlık haline getirdiğimiz şirin turizm bölgeleri özellikle yerli turistlerin en çok tercih ettiği ve emekli olduklarında gelip yerleşmek istediği yerlerin başında gelmektedir.
Turizm sektöründe hizmet veren yatırımcılarımız hem tertemiz havası hem de zengin termal su kaynakları sebebiyle bu bölgeye ilgi duymuş ve zamanla burada bir hayli tesis de inşa etmişler. Bunlardan birisi de Güre’de bulunan Hattuşa Kazdağları Termal tesisidir. Yaklaşık on yıldan beri her yaz tatiline çıktığımızda bir hafta gelip konakladığımız, kendisini her yıl yenileyen, geliştiren ve yeni projeler üretip hayata geçiren çok güzel ve nezih bir yer olarak göz dolduruyor Hattuşa. Üstelik bu birikim ve tecrübesine Ankara, Erzin, Bolu, Havza ve Saray gibi yeni yatırımlar ekleyerek günden güne yıldızını parlatmaya devam ediyor.
Zaman zaman yaz aylarının yoğunluğundan kaynaklandığını düşündüğüm kayıt sırasında yaşadığımız bazı ufak tefek sorunlarla karşılaşsak da bu güzel yerden personelin ilgisi, duyarlılığı, güler yüzünün yanında tesisin temizliği, hizmetleri ve bu hizmetlerin çeşitliliği sayesinde her zaman mutlu ayrıldığımızı özellikle ifade etmek istiyorum. Bu yüzden çocuklar her yıl Hattuşa’ya gelecekleri günü iple çekiyor ve bize sürekli olarak bu konuda hatırlatmada bulunuyorlar. Biz de zamanı gelince arabanın direksiyonunu Hattuşa’ya kırıp bir hafta burada konaklıyoruz. Neler mi yapıyoruz burada? Hem Hattuşa’nın imkanlarından faydalanıyor hem de günübirlik kısa mesafeli seyahatlerle tarihi ve doğal yerleri geziyoruz.
Bu yıl Hattuşa’ya dair iki önemli anımız oldu. Bunlardan ilki YGS sınavına giren kızım Bengisu’nun TM alanında ilk yedi bin kişi arasına girerek çok arzuladığı hedefine ulaştığını burada öğrendik. Dün sabah duyduğum çığlıkla yerimden fırlamam bir olmuştu. Salona koşar koşmaz bu çığlığın bir mutluluk taşması olduğunu hemen anladım. Herhalde altta ve üstte konaklayan misafirler de sabahın erkeninde atılan bu çığlığı duymuş ve rahatsız olmuşlardır. Bu vesileyle hepsine özür borcumuz var. İkinci anı ise bu yazıyı kaleme almama vesile olan hayati bir sağlık sorunuydu.
O gün oğlum Kağan’la birlikte havuza yüzmeye gittik. Suya girdikten kısa bir süre sonra vücudumun tepki verdiğini hissederek hemen sudan çıktım. Vücudum benek benek kabarıyor ve kaşınıyordu. Hemen odaya dönüp soğuk bir duş aldım. Çocuklara resepsiyonu arayıp bilgi vermelerini ve bir ambulans çağırmalarını söyledim. Odaya girdiğimde başım dönmeye ve vücudum kasılmaya başlamıştı. Resepsiyon görevlileri odaya sağlık ekibinin gelmekte olduğunu söylediler. Nitekim az sonra görevli bir doktor eşliğinde tam donanımlı bir ekip yanı başımdaydı. Üstelik edindikleri ön bilgilere göre bütün hazırlıkları yapmış tam donanımlı bir ekipti bu.
Doktor Levent Özdemir Beyefendi’nin eşliğinde İnci, Ayşe ve Ayça Hemşire Hanımlar şiir güzelliğinde bir dizi müdahalede bulunup hem böyle bir durumda yapılması hayati olan acil müdahaleleri yaptılar hem de bir ileri adım olan hastane aşamasına beni hazırladılar. Kendimden geçtiğim bir anda Doktor Levent Bey’in ambulansın neden geciktiğine yönelik duyarlı serzenişleriyle gözlerimi yeniden açtım ve o sırada gelen ambulansla Edremit Devlet Hastanesine nakledildim. Yolun kalabalık oluşundan ambulansın gecikme nedenini de anlamıştım. Ancak hem ambulanstaki sağlık görevlileri hem de Edremit Devlet Hastanesi acilinde bulunan Doktor Şebnem Hanım öncülüğünde görev icra eden hemşire hanımlar ilgi, alaka ve görev titizlikleri sayesinde kendi ellerinde olmayan sebepten kaynaklanan bu kısa süreli gecikmeyi fazlasıyla telafi etmişlerdi.
Hayatın insana ne gibi sürprizler hazırladığını hiçbirimiz bilemiyoruz. Bilge Şairimiz Baki’nin bir şiirinde dediği gibi “baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.” Gelip geçici bu dünyada elimizde bu güzelliklerden başka ne kalıyor ki dostlar. Nitekim hastaneden döndükten sonra istirahat ederken çalan bir telefon beni bu konuda harekete geçirip epey zor da olsa bu yazıyı kaleme almama vesile oldu. Telefonun ucunda Hattuşa sağlık ekibinden İnci Hemşire vardı. Bana halimi hatırımı sordu ve her ne vakit olsa bir sıkıntı anında hemen kendisini arayabileceğimi söyledi.
İnsan sağlığına üst düzeyde önem veren ve insan sağlığı konusunda böyle duyarlı bir turizm tesisi inşa ettikleri için Hattuşa yetkililerine teşekkür ediyorum. Görevlerini büyük bir ciddiyetle yerine getirdiklerine bizzat şahit olduğum bu tesisin bilgili, nezaketli ve uzman doktoru olan Sn. Levent Özdemir ve süreci takip eden duyarlı ekibine yürekten teşekkür ediyorum.
Bu olay, turizm tesislerimizde donanımlı sağlık ekiplerinin bulunmasının ne kadar önemli ve hayati olduğunu öğretti bana. İnanıyorum ki bu duyarlılık arttıkça hem turizm sektörümüzün güvenirlik ve kalite standartları yükselecek hem de müşteri memnuniyeti fazlalaşacaktır. Bu salgın süreci sağlığı hayatın ana merkezine yerleştirmiştir. Bu yüzden turizm sektörü de sağlıkta attığı adımlara ve alacağı tedbirlerle ancak güçlenerek yoluna devam edecektir. Bendeniz bu konuda oldukça ümit varım.
Sağlık Bakanlığımız öteden beri sağlık alanında dev hamleler atmaya devam ediyor. Nitekim bunu küresel salgın sürecindeki hızlı ve bir o kadar da etkili adımlarıyla bütün dünyaya göstermeyi başardı.
İnanıyorum ki Hattuşa örneğinde olduğu gibi turizm tesislerimizin alacağı sağlıkla ilgili güçlü önlemler bu süreci daha da hızlandıracak ve ülkemiz pandemi süreciyle kurulmakta olan yeni dünyanın sağlık turizmi açısından lider ülkelerinden birisi olacaktır.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel GÜNDOĞDU
-
AHMET BUZ 5 yıl önce Şikayet EtGeçmiş olsun sayın Hocam sağlığınıza dikkat edin lütfen yazılarınıza da devam ediniz Sabah kalktığımda gazeteleri taradıktan sonra ilk önce sizin yazınız dan başlıyorum okumaya sonra diyer makaleleri alışkanlık yaptı vesselam......Beğen Toplam 3 beğeni