Mürsel Gündoğdu
Mürsel Gündoğdu
HABER7 YAZARI

Şuşa, Türk Kültürünün Tapu Senedidir

GİRİŞ 10.11.2020 GÜNCELLEME 11.11.2020 YAZARLAR

Gündemde, kurulmakta olan yeni dünya düzeninin atanmakta olan yepyeni şifreleri var. ABD de yapılan başkanlık seçimleri bunlardan birisidir. Ancak bizim millet olarak tek bir gündemimiz var ki o da bu çağın Türk çağı olması için 28 yıldır esaret altında olan Azerbaycan topraklarının bir bir azad edilme şifrelerini çözüp Karabağ’ı özgürlüğüne kavuşturmaktır.

 

 

İşte Aziz Şuşa, mazlum Karabağ’ın özgürlük kapısının altın anahtarıdır.

Ermenistan’ın kirli ve çirkin emellerini besleyen bütün yardımlar Ermenilere, bu şehirden geçen yollar sayesinde gerçekleşmiştir.

 

 

Şuşa,çok stratejik ve oldukça hâkim bir yerde kuruludur. Bu yüzden de adeta Karabağ’ın doğal bir gözetleme kulesi gibidir.Konumu sebebiyle kilit bir öneme sahiptir ve bu yüzden burayı elinde tutanlara Şuşa, adeta Karabağ’ın kontrolü de vermektedir.

Şuşa, Dağlık Karabağ bölgesinin tam ortasında yer alması sebebiylede bu bölge için oldukça kritik bir önem arz etmektedir.

Bu nazlı şehir, bölgenin en önemli şehirlerinden birisi olan ve Dağlık Karabağ’ın başkenti sayılan Hankendi’nin hemen yanı başında olması açısından da oldukça kıymetlidir. Zira Şuşa, Karabağ’daki en yüksek bölgede yer alır. Kartal yuvası gibi kayalık bir zemin üzerinde kuruludur. Şehrin tek girişi vardır. Bu yüzden de askerî açıdan oldukça değerlidir.

Bütün bu hususlar Aziz Şuşa’nın Dağlık Karabağ açısından çok önemli ve kıymetli bir yer olduğunu göstermeye kâfi gibi görünse de bu şehrin ruhunu, gönlünü ve hissiyatını tam olarak ifade etmekte eksik ve dahi yetersiz kalır. Şuşa’nın bütün bunlardan çok farklı bir yönü vardır ki bu şehri Türk’e vatan yapan ve azat edilmesiyle Azerbaycanlı kardeşlerimizi sokaklara döken sır da işte burada gizlidir;

Şuşa, Can Azerbaycan’ı besleyen kadim Türk kültürünün tapu senedidir.

Şuşa’ya dair Ermeni cephesinde koparılmaya çalışılan fırtınanın en büyük sebeplerinden birisi bu kadim şehrin Türk kültür ve medeniyet mirasının zenginlikleriyle dolup taşması ve Şuşa’nın Türk kültürünün tapu senedi olmasıdır. Dağlık Karabağ’ın işgalci, katil ve sözde yöneticisi Arayik Harutyunyan’ın bütün Ermenileri Şuşa’nın savunmasına çağırma sebebi de işte buydu. Çünkü o biliyordu ki Aziz Şuşa Türk’ün eline geçince bütün Karabağ’ın tarihten beri Türk’ün anasının ak sütü gibi kendi öz toprağı olduğu bütün dünyaya ayan beyan ilan edilmiş olacaktı.

Zira Şuşa,bütün Karabağ’ın kadim bir Türk toprağı olduğunu bütün cihana kanıtlayacak izler barındırıyoryaralı gönlünde.

Kardeş Azerbaycan’ın Türk kültürüne, Türk’ün maddi ve manevi kültürel mirasına, sanatına, mimari ve musikisine ne kadar önem verdiğini yakinen bilenlerdenim. Uzun süre bu mirastan ayrı kalmanın özlemiyle bu kardeşlerimiz, öz kültürün değerini yaşadıkları acı tecrübelerle yüreklerine kazımış ve bir daha kaybetmemek için bu işe dört elle sarılmanın gayretini güdüyorlar.

Aziz Şuşa, her dönemde Azerbaycan’ın kültür-sanat adamları yetiştiren en mümbit topraklarından birisi olmuştur.

Bu şehir, 1800’lü yıllarda Rusların idaresi altındayken bile Azerbaycan kültürünün hamiliğini yapmaya devam etmiş, edebiyat ve müziğin önemli merkezlerinden birisiolma özelliğinikesintisiz olarak sürdürmüştür.1897 tarihinde vefat eden Azerbaycan’ın önemli şair ve yöneticilerinden olan han kızı Hurşid Banu Nâtevan ile 1948 yılında vefat eden Azerbaycanlı besteci ve müzikolog Üzeyir Hacıbeyli Şuşa’da doğan önemli kültür insanlarındandır. Karabağ bölgesi ve özellikle Şuşa vilayeti eskiden berişiir ile musiki faaliyetlerinin merkezi sayılmış ve Azerbaycan musikisinin önemli simalarından çoğu bu bölgede yetişmiştir. 

Şuşa Kalesi başta olmak üzere burada inşa edilmiş Şuşa kervansarayı ve Türk mimarisinin karakteristik özelliğini yansıtan Şuşa evleri Azerbaycan’ın buradaki asırlık kültürelmirasının ilk göze çarpan en açık göstergeleridir. Buradaki mimari eserlerimiz, tarihi yapılarımız ve camilerimiz bu kültürel zenginliğin en belirgin nişaneleri olarak arz-ı endam etmektedirler.

1989 yılında Şuşa’nın 23 bin civarında olan nüfusunun yüzde doksanından fazlası Azerbaycan Türklerinden oluşmaktaydı.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bu kadim Türk şehrinin kaderi değiştirilmiş, acıları başlamış ve bu kültür şehrimiz 1992 yılındapatlak veren Şuşa Muharebesi sonucunda Rusya’nın da yardımıyla Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Bu şehirdeki nüfusunun tamamına yakınını oluşturan Azerbaycan Türkleri, öz be öz Türk yurdu olan bu toprakları Ermenilere yurt edebilmek için şehirden göç etmeye zorlanmıştır.

Ermeniler, Aziz Şuşa’ya yerleştikten sonra 28 yıldırbu topraklarda her türlü insani terörün yanında kültürel terör yapmaktan da geri durmadılar.

Şehrin Türk tapusu mesabesinde olan tarihi eserleri, cami ve mezarlıkları sistemli bir şekilde talan ettiler. Kendi kültürümüz adına yaptığımız bütün mimari eserleri ya kiliseye çevirdiler ya da yıkıp yok etme yoluna gittiler.

Ermenilerin 28 yıldan beri asıl amaçlarıbizim tarihi ve kültürel izlerimizi bu topraklardan ilelebet silip yok etmekti. Her zaman bunun çabasında olup bunun davasını güttüler. En büyük dertleri bizim buradaki izlerimizi silip öz be öz topraklarımıza kendi çirkin ve karanlık mühürlerini vurmaktı.

Ermeniler zannettiler ki bu devran hep böyle sürüp gidecek.

Yalan, iftira, tarihi gerçeklikleri saptırma ve karaktersizlik üzerine kurulu diasporalarının, yaptıkları bütün çirkinlikleri, vahşetleri ve kirli emelleri temize çıkaracağını zannettiler. Lakin unuttukları bir şey vardı. O da Türk’ün hiçbir zulme boyun eğmeyeceği gerçeğiydi. Ermeniler, tarih boyunca bizim hep iyi niyetimizive şefkatimizi görmüş bir millettir. Zannettiler ki bu iyiliğimiz acizlikten kaynaklanıyor. Şimdi Türk’ün el ele verdiği zaman her türlü zulme, haksızlığa ve gerekirse bütün cihana nizam verme yetenek ve kabiliyetiyle tanışıyorlar. Cepheden sıçan gibi kaçıyorlar.

9 Kasım Azerbaycan’ın Milli Bayrak Günü’ydü. Kutlu olsun.

Aziz Şuşa, böylesine kutlu bir günün arifesinde yeniden özgürlüğüne kavuştu. Tarihte olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan’ın ve bütün Türk dünyasının kültür ve sanat şehri olmaya devam edecek. Allah’a hamd olsun. Bu bölgedeki yaşayan kültürümüzün tapu senedi artık emin ellerde. Rabbimize şükürler olsun.

Şuşa’da 28 yıldır susturulan ezan seslerimiz yeniden mazlum yürekleri göklerin bereket yüklü sofrasına kanatlandıracak.

Şuşa’nın azat edilmesinden sonra Azerbaycanlı kardeşlerimizin coşkusunun zirveye çıkmasının asıl sebebi işte budur. Dünyanın her yerinde yaşayan Türk milletinin bütün fertlerini tarifsiz bir sevince boğan kardeşlerimiz var olsun. Bütün dünya bilsin ki bu coşkuya, bu sevdaya ve bu hasrete hiçbir işgal dayanamaz.

Bekle bizi Karabağ. Allah’ın izniyle özgürlüğüne kavuşacağın günler çok yakındır. Hepimize kutlu olsun.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

@MrslGndgdu

mursel.gundogdu1@facebook.com

YORUMLAR 2
  • Necati DİZDAR 3 yıl önce Şikayet Et
    Usta yazar Muhterem Mürsel Hocam ...Gönülden tebrik ediyorum...Çok güzel ifade etmişsiniz..Kaleminize ve yüreğinize sağlık...Selam ve muhabbetlerimle...
    Cevapla
  • Talip GÖRKEM 3 yıl önce Şikayet Et
    Tarihin hiç bir zaman kaybolmayacağı, yazan kalemlerle ispatıdır. Gönülden kutluyoru m unutturmayan Tarihimize ve usta kıymetlerimize
    Cevapla