Mürsel Gündoğdu
Mürsel Gündoğdu
HABER7 YAZARI

Her Umut, Güvenle Yaslanacağı Bir Dağ Arar Kendisine

GİRİŞ 18.05.2023 GÜNCELLEME 19.05.2023 YAZARLAR

Nasıl bir zamana denk geldik? Ne tür bir çağ yangınına tutulduk? Aklımız, fikrimiz, duygularımız ve ahlakımız hangi ara bu kadar yıkıma uğradı? İnsan olma haysiyet ve onurunu yüreğimizden söküp alan fırtınalar kendi gök kubbemizde ne vakittir böylesine sert esmeye başladı? Ruhumuza özenle inşa ettiğimiz kişilik, karakter, haysiyet ve şahsiyet binalarımız kaç şiddetinde bir depreme yakalandı ki sadece yere serilmekle kalmayıp adeta tuzla buz olmuş durumda.

Meğer fırtınaların en büyüğü insanın içinde patlak verirmiş önce ve depremlerin en şiddetlisi insanın yüreğinde yaşanırmış. Hemen ardından da akıldan, ahlaktan ve insaniyetten yana bütün dikili erdemleri yerle yeksan edermiş heyhat.

14 Mayıs seçim sonuçları, güçlü adımlarla kendi yağında kavrulmaya niyetlenen ve yeni oluşmakta olan çağa kendi iradesiyle tam bağımsız olarak yürümeye hazırlanan Türkiye’den rahatsız olan özellikle ABD, Yunanistan ve bazı Avrupa Birliği ülkelerini fevkalade huzursuz etti. Bunu ne gizlediler ne de bundan geri adım attılar. Bu durum onlar ve Türk-İslam düşmanı Fransız Charlie Hebdo paçavrası için normal karşılanmalı. Zira onların her birinin bizden yana ya tarihi kuyruk acıları mevcut ya da ülkemiz üzerinde her birinin ayrı ayrı gelecek hesapları var. Bu yüzden Türkiye’nin eskideki gibi onların istediği çizgide kalmasını istemeleri anlaşılabilir bir durum.  Ne var ki bu sonuçlar ülkemizdeki bazı çevreleri dümura uğratmışsa ve akıllarını başlarından alıp ipe sapa gelmez paylaşımlar yapmaya başlatmışsa işte durum burada anormal bir hal alır. Zira biz farklı fikirlere, siyasi görüşlere ve yaşam tarzlarına sahip olsak da aynı gök kubbenin altında aynı geceden çıkıp aynı güne uyanan ve aynı havayı teneffüs edenleriz. Aynı yollarda seyahat eden, aynı tünellerden geçen ve aynı barajlardan su tüketenleriz. Aynı güneşle ısınan, aynı yağmurla ıslanan ve aynı acıları paylaşanlarız.

Şimdi kendini bu ülkenin en akıllısı yerine koyup senin gibi düşünmeyeni aşağılamaya çalışman, onlara hakaret etmen ve üstelik bütün bunları depremzedelerin siyasi tercihleri üzerinden yapma çirkinliğine yeltenmen senin seviyen hakkında çok sağlam kanıtlar içerir. Bu durum akli ve ahlaki çukurluktur ve belki de daha ötesi. Aynı milletten insanların yaşadığı toplumlarda bu tür yaklaşımlarda bulunmak görülür, duyulur şeyler değildir. Ancak ne yazık ki bu topraklarda bu sözler söylendi, bu laflar işitildi. Peş peşe yaşanan Maraş merkezli depremlerle zaten kurulu dünyaları başına yıkılmış insanlarımız bir de özgür tercihleri nedeniyle böylesine bir çukurluğa maruz kaldılar.

Demokrasi bir hizmet ve güven yarışıdır oysa. Yirmi yıldır iktidarda olan bir partiyi olanca yıpranmışlığına, ekonomik gösterge bozukluğuna ve yüzyılın en büyük yıkımına maruz kalışına rağmen hele hele bu ağır yıkımların yaşandığı bölgelerde alt etmeyi başaramamışsınız. Şimdi bazı muhalefet mensuplarının bunun suçunu kendi sığ akıllarında, güvensizliklerinde, beceriksizliklerinde ve siyaset bilmezliklerinde aramak yerine depremzede vatandaşa fatura etmeye kalkması nasıl marazlı bir aklın ürünüdür? Hele hele yaptığını söylediği iyiliği böyle bir gerekçeyle acılı depremzedelerin başına kakmaya kalkışması nasıl bir ahlaki çürümüşlüğün sonucudur? Nihayet böylesine bir yozlaşmaya duçar olursanız, onca acılarına ve yıkılmışlıklarına rağmen onuruna tutunarak hayata direnmeye çalışan bir depremzede, içtiği bir şişe suyun parasını iban numaranıza iade eder ve aklınızın kalanını da başınızdan alıp götürür.    

Her umut, güvenle yaslanabileceği bir dağ arar kendisine ve depremzede vatandaşlarımızın ekserisinin güvenle yaslandığı dağ da ilk rauntta Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.

İyiliği başa kakmak, bu toprakların tefekkürü ve ahlak ürünü değildir.

Dinimiz İslam’ın bu konudaki ölçüsü; sağ elle yapılan iyiliğin sol el tarafından dahi görülmemesidir. Yani iyiliklerin reklamla, davul çalarak ve herkesin göreceği şekilde değil de gizlilik esasıyla yapılmasıdır. Kaldı ki yapılan bir iyiliğin başa kakılması o iyiliğin boşa çıkması anlamına gelir.

Nitekim Bakara suresi 264. Ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyurur;

“Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.”

Hadi dini hassasiyetiniz yok diyelim. Bu konuda o kadar özlü sözler ve atasözleri var ki bu toplumda yaşarken en azından onlardan birini duymuş olmalısınız, diye düşünüyorum. Örneğin karşılık beklemeden iyilik yapmamız gerektiğini anlatan en önemli atasözlerimizden biri şudur;

“İyilik et denize at, balık bilmezse halik bilir.”

Tamam, diyelim ki atasözleriyle de ilgilenmiyorsun. O zaman sana “bilgi en büyük erdemdir” diyerek sadece bu toprakları değil cümle cihanı fikirleriyle aydınlatmış büyük Türk düşünürü Farabi’nin sözleriyle konuşayım. Zira Farabi’nin kendi dönemi ve sonrasında tefekkür dünyasına armağan ettiği en güzel hediyelerden biri, “iyiliğin, yalnız iyilik olduğu için yapılması” anlayışıdır. Üstelik onun bu yaklaşımı, ahlak tarihinde büyük felsefi çığırların ortaya çıkıp yerleşmesine vesile olmuştur.

İnsan, diyor Farabi, bazen bütün yaptıklarında iyiliği, sırf iyi olduğu için değil, bilakis onunla zenginlik veya başka bir şey elde etmek için tercih eder. Fakat iyilik, yalnız iyi olduğu için amaçlanmadığında insanı asla salt iyiliğe yani yetkinliğe ulaştırmaz. İnsan, “iyiliği sadece iyi olduğu için tercih ettiğinde, yani onunla zenginlik veya başka bir çıkar elde etmek için değil, bizzat kendisi için ve kendisinden dolayı tercih ettiğinde salt iyiliğe ulaşır ve yetkinleşir…

İyilikle, yetkinlikle ve sağlıcakla kalın efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

YORUMLAR 3
  • Ferdi 1 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler
    Cevapla
  • Merih Bulut 1 yıl önce Şikayet Et
    Harika tespitler. İyi ki tanıdım sizi sayın yazar. Teşekkürler.
    Cevapla
  • Metin Arpacı 1 yıl önce Şikayet Et
    Hakikat damlayan kaleminize yüreğinize sağlık
    Cevapla