Mürsel Gündoğdu
Mürsel Gündoğdu
HABER7 YAZARI

Tarihin Akışını Değiştiren Yüz Atlı

GİRİŞ 25.05.2023 GÜNCELLEME 26.05.2023 YAZARLAR

Kader birliği yapmış yüz kişilik bir atlı gurup, kendi mecrasında gürül gürül akan bir çağın seyrini değiştirebilir mi? Bozkırın orta yerinde geleceklerine yön çizmek üzere yola çıkan bir avuç yiğit, yaşadıkları çağa yeni bir akış tayin edebilir mi?  Zorunlu bir göç nedeniyle yurtlarından ayrılmak zorunda kalan cesur yürekli yüz atlı, gittikleri yerdeki yerel ve genel siyasi gelişmeleri maharetle okuyarak tarihe yön verebilir mi?

İlk bakışta bu sorulara olumlu cevap vermek pek akla uygun düşmez. Lakin söz konusu Türk tarihi olunca durum farklıdır. Zira dost-düşman herkes tarafından bilinir ki bizim tarihimiz çıplak akılla izah edilemeyecek pek çok kahramanlıkları ve sıra dışı olayları bünyesinde barındırmaktadır.

İnsan aklını zorlayan bu suallere doğru cevap arayanların gideceği tek istikamet tarihimizin esrarlı derinliklerine doğru uzun soluklu bir yolculuğa çıkmaktır. Öyle inanıyorum ki gençlerimiz öz tarihlerini layıkıyla öğrendikçe hem bu çetin suallere cevap bulacak hem de vatanı terk etme sevdalılarına inat içinde bulundukları çağa daha güçlü adımlarla yürüyerek bu ülkenin aydınlık yarınlarına katkılar sunacaktır. Zira bahsi geçen bu suallerin cevabı Oğuzların Kınık boyundan gelen Selçukluların akıllara durgunluk veren başarı öyküsünde gizlidir. Seyhun’dan Hazar’a kadar uzanan topraklarda Oğuz Yabguluğu himayesinde yarı göçebe bir hayat süren Selçukluların ilk atası Dukak Bey’in oğlu Selçuk Bey ile onun yanında yer alan gözü pek yüz atlının baş döndürücü çağa yürüyüş hikayesidir bu aslında. Bu zorunlu yolculuk yüz atlının sadece yeni yurt bulma serüveninin değil aynı zamanda yaşadığı çağı iyi okumanın ve gelecek çağların şifrelerini çözmenin de bütün imkanlarını içinde barındırır. Öyle ki bu öncü Selçuk birliği gittikleri yerde önce sağlam bir yurt edinmiştir. Ardından bu bölgedeki siyasi gelişmeleri akıl potasında tahlil ederek gücünü artırmıştır. Nihayet hem o bölgeyi hem de bütün cihanı adaletle yönetmeyi başarmıştır.

Bu bir bakıma Türk-İslam ülküsünün mayalanmaya başladığı yerler ile Türk-cihan hakimiyeti mefkuresinin filizlenip meyveye durduğu eşref zamanların hikayesidir.

Dukak Bey, Oğuz Yabgu Devleti’nde idarî, siyasî ve askerî nüfuza sahip bir subaşıydı. Cesareti, ileri görüşlülüğü ve devlet işlerindeki başarılarından dolayı “Demir Yaylı” lakabıyla anılırdı. Deştikıpçak’taki Oğuzlar’ın başbuğuydu o ve Nizamülmülk’ün tespitiyle Efrâsiyâb’ın soyundan gelerek babadan oğula hükümdar olan kutlu Selçuk ailesinin bilinen ilk atasıydı. Oğul Selçuk 900 yılında doğar ve on yedi-on sekiz yaşlarına geldiğinde babası vefat eder. Bunun üzerine Oğuz yabgusu Selçuk’u subaşı olarak atar. Bu durum yabguluktaki diğer devlet adamları ve kumandanların kıskançlığına sebep olur. Öyle ki hatun dahi halk tarafından çok sevilen Selçuk’un ileride tahtı ele geçirmesinden endişe ederek yabguyu uyarır.  Bu tesirle yabgunun kendisini bertaraf edeceğinden haberdar olan Selçuk, yüz sadık atlısıyla saraydan uzaklaşmak zorunda kalır. Onun saraydan ayrılışında Kıpçakların Oğuzları sıkıştırmasının, otlak yetersizliğinin ve Karahanlılar’ın giderek kuvvetlenip büyük bir güç haline gelmesinin de rol oynadığı bilinmektedir.

Bu tür siyasi, ekonomik ve sosyal sebeplerin de etkisiyle Yabgu ile siyasî kavgaya giren Selçuk Bey Yenikent’ten takvimin 961 yılını gösterdiği vakitlerde yüz kadar atlı ile Cend şehrine gelir. Burada yürümekte olan siyaseti iyi okur. Sosyal yapıyı analiz eder. Nihayet gayri müslim Türk yurtlarıyla İslâm ülkeleri arasındaki sınır bölgede yer alan Cend şehrinde geleceğin şifrelerini çözerek Müslüman olmaya karar verir. Buhara idarecilerine elçi gönderip kendilerine Kur’an öğretecek ve İslâmiyet’i anlatacak öğretmenler ister. Bunun üzerine İslâmiyet, Selçuk’a bağlı Oğuzlar arasında hızla yayılmaya başlar. Müslüman olan Oğuzların kendi grubuna katılmasıyla da kısa zamanda bölgede büyük bir güç haline gelir. Tarih 1009 yılında demlenirken Selçuk Bey’in ölümü üzerine oğlu Arslan Yabgu ailenin başına geçer. O da yerinde ve tutarlı siyaset izleyerek ailenin gücünü artırır.  Karahanlı ile Samanoğulları arasındaki çekişmelerde her iki devlet de kendisine muhtaçtır artık. Nihayet Samanoğulları kendilerine yaptığı yardımlar karşılığında onlara Buhara yakınındaki Nur kasabasını yurtluk olarak tahsis eder.

Türk-İslam ülküsü ısınıp mayalanmaya hazırdır artık ve tarih, mahir Selçuk yöneticilerinin ellerinde iman, hak ve adalet yönünde şekillenmeye gün saymaktadır. Hayat kendi gerçeğine doğru akıyordu biteviye ve Selçuklular yürüttükleri ince siyasetle tarihin akışını değiştirmeye hazırlanıyordu artık.

Karahanlıların Buhara’yı zapt ederek Samaniler devletini sona erdirdiği yıllarda Arslan Yabgu ve ona bağlı Türkmenlerin nüfuz ve itibarları daha da artmıştı. Bu durumdan endişeye kapılan Karahanlı Hükümdarı Yusuf Kadir Han ile Gazneli Sultan Mahmud 1025 yılında bölge meselelerini görüştükleri Maveraünnehir mülâkatında Arslan Yabgu idaresindeki Selçuklulara karşı gerekli tedbirleri almayı, onları Türkistan ve Maveraünnehir’den uzaklaştırıp Horasan’a sürmeyi kararlaştırdılar. Nihayet Gazneli Mahmut bir hileyle yakalattığı Arslan Yabgu’yu Hindistan’daki Kalincar Kalesi’nde hapsetti. Ona bağlı çok sayıda Türkmen’i de öldürttü.

Takvimlerin 1030 yılını eksiltmeye başladığı vakitler Tuğrul ve Çağrı Beylerin tarih sahnesine çıktığı ve Türk cihan hakimiyeti mefkuresini tutuşturmak için yoğun hazırlık yaptığı yıllardı.

Arslan Yabgu’dan sonra ailenin başına oğlu Musa İnanç Yabgu geçse de idare fiilen yeğenleri Tuğrul ve Çağrı beylerin elindeydi. Onlar bu bölgede tutunup güçlenmek için pek çok yol denemelerine rağmen artık burada yaşamanın zor olacağını görerek Ceyhun’u geçip Horasan’a yöneldiler. Burada Gazneli Hükümdarı Sultan Mesud’la mektuplaşarak birlikte yol yürümek istediler. Sultan bu teklifi kabul etmediği gibi bir de onları buradan çıkarmak için üzerlerine ordu gönderdi. Ordusu onca gücüne rağmen mağlup olunca Sultan Mesud Nesa’yı Tuğrul Bey’e, Dihistan’ı Çağrı Bey’e, Ferave’yi de İnanç Yabgu’ya vermek zorunda kaldı. Burada kazandıkları zafer Tuğrul ve Çağrı beyleri Horasan’da bir devlet kurabilecekleri düşüncesine itti ve işte bu tarihte Türk cihan hakimiyeti mefkuresinin fitili tutuşmuş oldu.

Tarihler 23 Mayıs 1040 yılını gösterirken Merv yakınlarındaki Dandanakan Kalesi önünde Gazneli Sultanı Mesut’la Selçuklular arasında bir savaş cereyan etti ve tarihin akışını değiştirecek bu savaşı Selçuklular kazandı. Zira Tuğrul Bey, zaferin ardından kurulan Büyük Selçuklu Devleti’nin sultanı ilân edildi. Böylece yüz atlının çağa yürüyüşü gerçekleşti ve bu yüz atlı zorlu süreçlerin ardından devletlerini kurmaya muvaffak oldu. Yüz atlıdan devlete oradan da Türk cihan hakimiyeti mefkuresine meftun bir imparatorluğa ulaşarak tarihin akışını değiştirebilecek başka bir millet var mıdır yer yüzünde? Üstelik bu öyle bir imparatorluk ki hem mensubu olduğu İslamiyet’in bayraktarlığını yapmış hem de yeryüzü mazlumlarının hamiliğini üstlenerek Hakk’ı hâkim kılma idealinde yılmadan, yorulmadan yürümüştür.

Dünyanın yeniden şekillendiği bu günlerde öyle ümit ediyorum ki bizim gençlerimiz kendi tarihlerinin izini sürerek atalarının yüz atlıyla yola çıkıp nasıl dünya tarihine yön verdiklerine tanık olacaktır. Hamurları bu toprakların kültürüyle yoğrulmuş gençlerimiz atalarından bir avuç atlının önce devlet ardından da imparatorluk kurarak tarihin akışını nasıl değiştirebildiklerine şahit olarak ülkelerinin yarınlarına katkı sunacaklardır.   

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel Gündoğdu

murselgundogdu@gmail.com

YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • Abdullah Tütüncü 1 yıl önce Şikayet Et
    Mürsel hocam inanmış bir avuç insan olmak tüm mesele. Allah o çığırı açan dedelerimizden razı olsun
    Cevapla
  • Ali Kurt 1 yıl önce Şikayet Et
    Hocam Allah razı olsun
    Cevapla
  • Burhan DURAN 1 yıl önce Şikayet Et
    İnş. Abi Allah cc. Yardım etsin tarihi hatırlattınız için teşekkür ederim. hürmetler
    Cevapla
  • Bayram Şahin 1 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel yeni nesil e örnek olsun
    Cevapla
  • YİNE YENİDEN 1 yıl önce Şikayet Et
    Sigara,alkol,uyuşturucu,Tembellik, Küskünlük,yılgınlık bataklığına Düsmeyelim Yeniden Çag değişimleri bizi bekliyor. Yolumuz açik, zekamiz keskin, Mevla Yar ve yardımcımız olsun
    Cevapla