Mürsel Gündoğdu
Mürsel Gündoğdu
HABER7 YAZARI

Doğum Günün Kutlu Olsun Astana

GİRİŞ 06.07.2023 GÜNCELLEME 07.07.2023 YAZARLAR

Kardeş Kazakistan bugün dünyaya bambaşka bir mutlulukla açtı gözlerini.

Bilen bilir, Büyük Bozkır’a Temmuz güneşi diğer aylardan daha ışıltılı doğar. Zira 6 Temmuz Başkent Astana’nın doğum günüdür. Bundan 25 yıl önce Büyük Bozkır’ın orta yerinde İşim Nehri’nin asude kollarında kurulmaya karar kılınan bir şehirden bahsediyorum. Bu şehir kısa zamanda Kardeş Kazakistan’ın bağımsızlığının ve yeni mayalanan çağa güçlü bir şekilde yürüyüşünün sembolü olarak kalmadı aynı zamanda şimdilerde barışın, huzurun, dinginliğin ve mutluluğun şehri olarak bütün dünyanın gözlerini kamaştırmaya devam ediyor.

Kardeşlerimizin mutluluğu bizim de sevinç kaynağımızdır. Astana Şehri’nin kuruluşunun 25. Yıldönümü kutlu olsun. Bu mavi gözlü başkent ilelebet yaşayarak kardeş Kazakistan’ın özgür ve bağımsız bir şekilde yeni dünyadaki yerini almasında başrolde kalmaya devam etsin.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından 1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Kazakistan’ın ilk başkenti Çin sınırına yakın olan Almatı idi. Burası olanca göz alıcılığına karşın dağlarla çevrili oluşu sebebiyle yeni gelişimlere yeterince açık değildi. Üstelik nüfus, güney sınırlara iyice yığılmıştı. Bir de Çin sınırında bulunması nedeniyle burası bünyesinde bazı riskler barındırıyordu. Neticede Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’e tavsiyesiyle başkentin Büyük Bozkır’ın orta yerinde yeniden inşasına karar verildi. Bunun için uygun şehir olarak bozkırın orta yerindeki Akmola seçildi. Kazakistan hükûmeti kurulacak yeni şehir için tasarım yarışması düzenledi. Japon mimar Kishō Kurokawa'nın çalışması bu yarışmada birincilik ödülü aldı. Kurokawa'nın önerisi tarih ve geleceğin iç içe yaşamaya devam edebilmesi için mevcut şehri koruyarak İşim Nehri'nin güney ve doğu taraflarında yeni bir şehir oluşturmaktı.  Öyle de oldu ve Büyük Bozkır’ın orta yerine görenlerde hayranlık uyandıran yepyeni bir başkent inşa edildi. 

6 Temmuz 1994 tarihinde Kazakistan Yüksek Konseyi başkenti Almatı'dan buraya taşıma kararı aldı.   Başkent 10 Aralık 1997'de Akmola'ya taşındıktan sonra şehir 6 Mayıs 1998 tarihinde Astana adını aldı. 10 Haziran 1998'de ise Astana, uluslararası çevrelere bir başkent olarak tanıtıldı.

Astana bir modern çağ başkenti olarak tasarlandı.

Başkent anlamına gelen Astana başta Kazakistan Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev olmak üzere yeni dönemin bilge Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev liderliğinde simetrik görünümü, güçlü altyapısı ve muhteşem mimari eserleriyle tam bir modern çağ başkenti özelliği taşıyor. Öyle ki Büyük Bozkır’ın orta yerinde İşim Nehri’nin kanatlarında bin bir zahmetle tasarlanıp çok güçlü iradeyle kurulan bu zarif şehir, ziyaretçilerini günün her saatinde ışıltılı yüzü, dingin yüreği ve süt mavi tonların hâkim olduğu görsel bir mimari şölen edasıyla karşılıyor. Bu eşsiz vasıflarıyla Astana hem ülkenin yarınlara açılan geniş penceresi hem de Kazakistan Cumhuriyetinin özgürlük ve bağımsızlığının sembolü olmaya devam ediyor.

Astana’da şehrin her tarafından fark edilen Bayterek (Ömür Ağacı) Anıtı, Hoşgörü ve Barış Piramidi, Han Çadırı, Ak Orda Sarayı, Kazakistan Milli Müzesi, Nur Astana ve Hazret Sultan Camii gibi muazzam yapılar hem birbiriyle uyum içinde ziyaretçilerini karşılarken aynı zamanda da Kazakistan Cumhuriyeti’nin yeni çağa bağımsız ve güçlü bir şekilde yürümesinin önünü açıyor.

Astana, huzur ve barışın şehridir.

Astana'nın Kazakistan'ın başkenti olmasından sonra şehir sadece mimari olarak yeniden inşa edilmekle kalmadı aynı zamanda hem ülkenin diğer bölgelerinden hem de Özbekistan ve Kırgızistan gibi komşu ülkelerden gelen işçiler ve burada kariyer yapmak isteyen genç beyinler için adeta bir çekim merkezi halini aldı. Bunun yanında uluslararası fuarlara, toplantılara ve görüşmelere de ev sahipliği yapmaya başladı. Bunlardan en önemlisi barış görüşmeleridir ki bu özelliği sayesinde Astana yeni dünyaya bir huzur ve barış üssü olarak gülümsemeye devam ediyor. Nitekim UNESCO bütün bu özelliklerini nazar-ı dikkate alarak 16 Temmuz 1999'da Astana’yı "Barış Şehri" unvanıyla ödüllendirdi.

Sevinçlerimiz de acılarımız da ortak.

Kazakistan’da başta Astana olmak üzere diğer şehirlerin imarında Türkiyeli müteahhitlerin büyük rolü oldu ve hala olmaya devam ediyor. İki kardeş ülke olarak aramızdaki ilişkiler tarihin en üst seviyesinde. Yüzyılın depremine maruz kaldığımız yakın geçmişte ilk yardımımıza koşan ve depremzede vatandaşlarımıza çadır yetiştiren Kazakistanlı kardeşlerimizdi. Tıpkı onlar 1991 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde onları ilk tanıyan ülkenin Türkiye olması gibi. Rusya’yla kriz yaşadığımız günlerde arabuluculuk yapıp bize destek olan da Suriye meselesinde Astana görüşmelerine ev sahipliği yaparak desteğini devam ettiren de yine onlardı. Tıpkı Türkiye Yüzyılı vizyonumuza en güçlü desteği verdikleri gibi.

Şimdi kardeşlerimiz başkentlerinin 25. Doğum yıldönümünü kutluyor, bağımsız olarak yarınlara yürümenin huzur ve mutluluğunu tadıyorlar doyasıya.

Doğum günün kutlu olsun Astana. Daha nice yıllara…

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com

YORUMLAR 3
  • Fahri Kuş 10 ay önce Şikayet Et
    Rabbim gidip görmeyi nasip etsin. Harika bir anlatım
    Cevapla
  • Adem 10 ay önce Şikayet Et
    Kalemine sağlık hocam
    Cevapla
  • Aydın 10 ay önce Şikayet Et
    Bu harika şehri görmek muhteşem Camiinde cuma namazı kılmak nasib oldu.
    Cevapla