Sanal Oyunların Gerçek Sorunları
Yaz tatili günlerindeyiz. Çocuklarımızın sınıf ortamlarından kendi evlerine döndükleri günleri yaşıyoruz. Yorucu bir eğitim-öğretim sürecinin ardından elbette dinlenmek ve eğlenmek çocuklarımızın hakkı. Lakin güvenli okul ve arkadaşlık ortamından sonra kendi özel odalarına kapanan çocuklarımızı bekleyen büyük tehlikeler var. Ebeveynler olarak bunun farkında olmaz ve gerekli önlemleri almazsak ciğerparelerimize kendi ellerimizle telafisi mümkün olmayan hasarlar verebiliriz.
Teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar çocuklarımızın elinden düşmeyen birer oyun- eğlence aracı haline geldi. Günümüzde bu cihazları bilgiye ulaşmak ya da kendini geliştirmek için kullananların sayısı maalesef yok denecek kadar az. Çocukların çoğunun bunları oyun-eğlence aracı olarak görmesi ise bu sektör temsilcileriyle bazı art niyetli çevrelerin oldukça iştahını kabartıyor.
Akıllı cihazların bilgi ve iletişimden ziyade oyun-eğlence merkezi haline dönüşmesi bir taraftan çocukları gerçek hayattan koparıp asosyalleştirirken diğer yandan onları bazı gizli tehlikelere maruz bırakıyor.
Ebeveynler için çocukların evde yanlarında bulunması en büyük mutluluktur aslında. Ne var ki çocuklar bedenen evde olsalar bile girdikleri oyun siteleri marifetiyle zihnen fersah fersah ailenin uzağında bulunuyorlar. Anne-baba ve kardeşleriyle iletişim kurmak yerine sanal ortamda oyun arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi daha çok tercih ediyorlar. Öyle ki ne aileyle sohbete ne de birlikte yemek yemeye fırsatları kalmıyor. Hatta işe o kadar yoğunlaşıyorlar ki kendilerine yöneltilen masum sorulara bile cevap verecek vakitleri olmuyor. Bu şekilde oyun sitelerinde son derece sosyal görünen çocuklar aileleri ve dış çevreye karşı oldukça asosyal bir duruma evriliyorlar.
Sanal mecralarda en sık rastlanan tehlikelerin başında kişisel verilerin güvenliği sorunu var.
Teknolojik cihazlar sayesinde hayata dair bütün veriler elimizin altına geliyor gibi görünse ve bu durum bizi mutlu ediyor olsa da aynı zamanda bu süreçte bütün kişisel bilgilerimiz ile bize özel her malumat başkalarının eline geçebiliyor. İlk bakışta masum görünen pek çok oyunun veri depolama aracı olarak kullanıldığı, bilgi edinme ve bilgi kaçırma amacına hizmet için planlandığı bugün herkes tarafından biliniyor. Öyle ki bu durumun çocuk istismarına kadar gidecek tehlikelere açık olduğu da muhakkak. Bu oyunlar çocukları öyle bir cazibeyle sarıp sarmalıyor ki onlar oyun oynadığı esnada anne- babasıyla muhatap olmamak için çoğu zaman odasının kapısını kilitli tutmayı tercih ediyorlar. Ebeveynlerin odalarına girmesine, kendileriyle iletişime geçmesine hatta saçlarını okşamasına bile tahammül gösteremiyorlar. Onların bu tavrı ise aile içi iletişime büyük zararlar veriyor.
Özellikle anne- babanın her ikisinin çalışmak durumunda kalıp yorgun- argın eve geldiği aile ortamlarında bu durum ilk bakışta ailelere rahat bir nefes aldırıyor gibi görünüyor. Oysa bu, çocuklarımızı büyük tehditlerle baş başa bırakmakla kalmıyor aynı zamanda onların beden sıhhatini olduğu gibi ruh sağlıklarını da tehdit ediyor.
Bilgisayar oyunlarının en büyük etkilerinden bir diğeri de çocukları şiddete ve tahammülsüzlüğe yöneltmesidir.
Gerçek hayatta yapamayacakları pek çok şeyi akıllı cihazlar aracılığıyla başarabiliyor olması çocukları sanal bir özgüvene ulaştırıyor. Örneğin bir motosiklet yarışçısı olarak dünya şampiyonu oluyor, sanal otomobillerle gerçek hayatta asla yapamayacakları aktiviteleri gerçekleştiriyorlar. Bir sporcu olarak harika işler başarabiliyor, güçlü bir asker olarak bütün düşman unsurları gözünü kırpmadan öldürüyorlar. Günlük hayata dönünce ise bu kahramanlıkların hiçbirinden geriye eser kalmıyor. Bu sayede bir çelişki yumağına dolanmaya başlayan çocukları o zayıf anlarında bir de suç ve mafyatik oyunların sanal cazibesi yakalayınca bu sefer vakit kaybetmeden şiddet ve tahammülsüzlük limanına demir atıyorlar. Son dönemde çocuklarda iyice artan şiddete meyil, tahammülsüzlük, saldırganlık, iletişim bozukluğu, uyku düzensizliği ve akademik başarıdaki düşüşün ardındaki temel sebep işte budur.
Bilgisayar oyunlarına dair çocuklara yönelik son dönemin en büyük tehdidi ise bu oyunların cinsiyetsiz bir toplum inşa etmek için yoğun para ve emek harcayan çevrelerin propaganda aracı haline dönüşmesidir.
Özellikle ilkokul çağındaki çocukların sıklıkla oynadığı ve dünya genelinde en çok indirilen oyunlar arasında yer alan bazı programlarda alenen LGBT propagandası yapılması çocuklarımızda büyük yıkım oluşturuyor. Dünya toplumlarına cinsiyetsiz bir insan modeli dayatmak isteyen sektörler buna büyük bütçeler ayırıyor ve işe, çocukların bilinç altını bozmakla başlıyorlar. Bunun için en uygun ortam ise LGBT ve cinsiyetsizlikle ilgili etkinlik ve ödülleri bu oyunların içine yerleştirerek çocuklarımızın bu sapkınlıkları normalleştirmelerini sağlamak. Üstelik bunu tüm yaş grupları için uygun kabul edilen oyunlar aracılığıyla ve hepimizin gözünün içine sokarcasına alenen yapıyorlar.
Bu sapkın zümrenin sokaklarda dile getirmeye başladıkları yeni slogan ise ebeveynlere bu konuda her zamankinden daha fazla dikkatli davranmaları gerektiğini hatırlatır cinsten;
"Biz buradayız, geyleriz ve çocuklarınız için geliyoruz."
Görünen o ki ebeveyn kontrolü, sağlıklı birey yetiştirme bilinci ve buna yönelik toplumsal duyarlılık ile devlet eliyle alınması gereken hayati tedbirler bir an önce devreye sokulmadığı sürece çok kısa bir gelecekte bütün dünya toplumları yoğun bir cinsiyetsizlik tufanıyla yüzleşecek ve büyük insani yıkımlara maruz kalacaklar.
Çocukları ve gençleri bu modern çağ yangınından korumak için alınabilecek en etkili tedbirlerin başında tatil süresi boyunca televizyon ve bilgisayar başında geçirecekleri vakitleri sınırlayıp onları güvenli ve sağlıklı ortamlara yönlendirmek geliyor.
Bu sayede çocuklar hem bu tür tehditlerin uzağında kalır hem de kendilerini sanat, spor, eğitim, iletişim, kültür ve sosyal açıdan geliştirme fırsatı yakalayabilirler. Bu cümleden olarak yaz Kur’an kursları bulunmaz bir fırsat olarak karşımızda duruyor. Sürekli kendini yenileyen ve geliştiren duyarlı din görevlisi kardeşlerimizin büyük özveriyle yürüttüğü yaz Kur’an kurslarında çocuklar hem dini alt yapılarını oluşturma hem de sanal değil gerçek arkadaşlıklar kurma şansına sahip olabilirler. Bunun yanında kitap okuma, ders tekrarlama, pekiştirme ve bilgi eksiklerini telafi etmeye yönelik etkinlikler ile doğa, izcilik ve yeteneğe uygun spor kampları, lisan kursları, belediyelerin düzenlediği kültür-sanat aktiviteleri çocuklarımız için böylesine bir fırtınadan uzaklaşmak için güvenli limanlar olarak sayılabilir. Elbette çok önemli gördüğüm sıla-i rahimler ile imkânı olanlar için aile bireyleriyle memleket sathında yapılacak kültürel seyahatler de bunlara ilave edilebilir.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com
-
İnsaf 1 yıl önce Şikayet EtÖzgürlük adı altında toplumun bütün değerlerine saldiriliyor. Herkes üzerine düşeni yapmalı.Devletin kurumları gereken tedbiri almalı. Sosyal medya ve internetteki siteler denetlenmeli gerekirse kısıtlama ve ulaşım engeli getirilmeli.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Aşağımirahmetli 1 yıl önce Şikayet EtDevlet bu konuya niye önem vermiyor, bütün ailelerimizin çocukları/torunları bu tehlikeyle karşı karşıya, çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz, devlet yetkilileri bu konuya acilen el atmalı, yoksa yüzde doks çocuklarımız heba olacak.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Duran 1 yıl önce Şikayet Etteftiş ve müeyyyide şart ama önce aileyi terbiye gerek bataklık kurumadan bir netice çıkmazBeğen Toplam 2 beğeni
-
sadi 1 yıl önce Şikayet EtSuçlu denetimi yapmayan izin veren devlet içi kurumlardır.İlla milleti 15 Temmuz gibi ayakta mi görmek istiyorlar?Beğen Toplam 2 beğeni
-
Sucla gec 1 yıl önce Şikayet EtBaşkalarını suçlamak, kendi zorbalığını kabul ettirmek için konuşmak yerine herkesin insanca yaşayacağı sorunları çözecek öneriler sunmak gerekir. belki de en büyük sorumlu erkekliği hödüklük kadınlığı kölelik olarak dayatanlardır. Sen daha iyi oyun uret, onu oynasınlar konusmak yerineBeğen Toplam 1 beğeni