Türkiye'den Baş Döndürücü Diplomasi Trafiği
Zor bir coğrafyadayız. Gün geçmiyor ki sınır boylarımızda yeni gelişmeler ve hareketlenmeler yaşanmasın. Şartlar bizi bu anlık gelişmeleri takip etmeye, buna yönelik önlemler almaya ve her gelişmeye göre yeni bir yol haritası belirlemeye icbar ediyor.
Hemen yanı başımızda sürüp giden Rusya-Ukrayna savaşına ek olarak ABD, Batı ve Rusya’nın bölgemiz özelindeki yüzyıllık planlarının, pusuda bekleyen İran’ın, her an fırsat kollayan PKK’nın ve Batı’daki ağababalarına güvenip Ege ve Akdeniz’de her şartta gerginliği tırmandıran Yunanistan’ın tutumları bir yandan bizi anlık değişen gündeme dair tetikte tutarken diğer yandan da bölgenin istikrarına yönelik çok farklı stratejiler geliştirmeye sevk ediyor.
Kırk çeşit tilkinin cirit attığı ve her bir gelişmenin ülkemizin sosyal, ekonomik ve siyasi istikrarını tehdit ettiği bir coğrafyada güçlü ve güvenli bir şekilde geleceğe yürüyebilmek oldukça zor bir durum. Türkiye bu istikrarsızlığı istikrara tebdil etmek adına baş döndürücü bir diplomasi trafiği yürütüyor ve bıkıp usanmadan geleceğe kendi ayakları üzerinde güçlü bir şekilde yürüyebilmenin yapı taşlarını örüyor. Millî İstihbarat Teşkilâtı Millî Savunma Bakanlığı ile koordineli olarak sınır içi ve ötesinden ülkemize yönelik terörü tarihten silebilmek adına nokta operasyonlara hız vermeden devam ederken Dış İşleri Bakanlığı bunların ve olması muhtemel daha geniş çaplı operasyonların alt yapısını oluşturmak adına sınır komşularımıza günübirlik ziyaretler yapıyor.
Hakan Fidan, farkını fark ettiriyor.
Ev alma komşu al, diye bir atasözümüz olmasına rağmen komşuluk ilişkileri açısından dünyanın en bahtsız ülkelerinden birisiyiz. Yunanistan, Türk korkusu yüzünden sağlıklı düşünmekten mahrum. Irak ve Suriye kendi topraklarına sahip çıkmaktan aciz. İran, kendisine yönelik ambargolardan dolayı nefes almakta zorlanırken bile bölgeye yayılma stratejisini elden bırakmıyor. Karadeniz sınırımızda fiilen devam eden bir Rusya- Ukrayna savaşı var. Böyle bir ortamdan olumsuz etkilenmemek mümkün olmadığı gibi bu gelişmelere alternatif siyaset üretmek ve diplomasi yürütmek de zor zanaat. Türkiye bu zorluğu sahip olduğu büyük devlet tecrübesiyle göğüslüyor ve ürettiği güçlü alternatif siyasetle de aşmaya çalışıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kısa süre içerisinde sınır komşularımız Irak, Ukrayna, Rusya ve İran’ı ziyaret etmesi, olmuş bitmiş olayların müzakeresiyle ilgili değil olması muhtemel gelişmeler üzerine atılacak adımların görüşülmesine yönelikti. Bu da Türkiye’nin kendi bölgesine dair gelişmeleri henüz vuku bulmadan öngördüğünün ve buna yönelik yapılacak hamleleri en ince ayrıntısına kadar planladığının açık kanıtıdır.
Hakan Fidan’ın Irak ve İran ziyaretini, ABD ve Batı güdümlü PKK terör örgütüne yönelik ortak mücadele çağrısı olarak değerlendirebiliriz. Ukrayna ve Rusya ziyareti ise hem insanlığın hem de Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli şifreleri içinde barındırıyordu.
Öteden beri Bağdat, Türkiye’nin Kuzey Irak'taki PKK hedeflerine yönelik hava saldırılarını kendi egemenliklerinin ihlali olarak görüyor ve bu konuda bizi eleştiriyor. Esasında Sincar, Mahmur, Kandil ve Süleymaniye gibi yerleşim yerlerinde teröristleri barındıran ve buna dair hiçbir önlem almayan Bağdat’ın Türkiye’yi eleştirmeye hiçbir hakkı yok. Fidan, bu durumu Bağdat ziyaretinde muhataplarına net sözlerle ifade etti ve asıl Kuzey Irak’taki PKK faaliyetlerinin Irak'ın egemenliğine karşı bir meydan okuma olduğunu dile getirdi. Her iki ülkenin ortak düşmanı PKK terör örgütünün ikili ilişkileri zehirlemesine fırsat verilmemesi gerektiğinden hareketle Irak'tan dostluk gereği PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanımalarını istediğini belirterek meseleye son noktayı koydu. Fidan’ın PKK terör örgütünün Suriye ve Irak arasında bir terör koridoru kurduğunu ve bu iki bölgeyi birleştirme arayışı içinde olduğunu söylemesi ise yakın gelecekte Türkiye’nin bu meseleye fiili olarak yoğunlaşacağının açık işaretiydi. Arap aşiretlerin PKK istilasına karşı ayaklanması ise bölgenin terörden arınmasının işaret fişeğidir.
Fidan, Irak ve İran yönetimine bölgenin geleceğine dair hem tarihi uyarıları yaparken hem de bu konularda iş birliği çağrısında bulunurken meselelere vukufiyetindeki farkını dost düşman herkese fark ettiriyordu.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye hem dünyaya umut aşılıyor hem de geleceğin güçlü Türkiye’sinin sağlam zeminini inşa ediyor.
Rusya ile Ukrayna arasında cereyan eden savaşta ülkemizin ABD ve Batı’nın bütün dayatmalarına rağmen barıştan yana tutum alması ve Türkiye’yi barış görüşmelerinin merkezi haline getirmesi olumlu neticeler vermeye başladı. Türkiye bu insani ve hakkaniyetli tavrıyla şu anda Rusya ve Ukrayna liderleriyle görüşebilen tek ülke olma özelliğini sürdürüyor. Bu durum dünyaya dağ gibi iki umut aşılamıştır. Bunlardan birincisi, barıştan yana her zaman bir imkân ve ümit olduğu gerçeğidir ki yeni yüzyılda insanlığa en çok lazım olacak husustur. İkincisi ise ülkemizin tahıl koridoru meselesindeki yoğun girişim ve arabuluculukları neticesinde savaşın orta yerinde mahzur kalan milyonlarca ton tahıl, buna ihtiyacı olan insanlarla buluşmuş ve yeniden buluşmaya devam edecektir.
Sözümüzün başında zor bir coğrafyada olduğumuzu belirtmiştik. Türkiye, her zorluğun altında farklı imkân ve kolaylıklar olduğu bilinciyle hareket ederek bir yandan karşısına çıkan zorluklarla yılmadan mücadele ederken diğer yandan da kendi güçlü geleceğini inşa etmeye odaklanmış durumda.
Kısa zaman önce Türkiye stratejik bir adımla nükleer güce sahip sayılı ülkelerden biri olma yolunda kritik bir hamle yaptı ve bunda çok önemli bir aşama kat etti. Şimdi ise son yıllarda yapılan devasa yatırımlarla ülkemiz doğalgaz üssü haline geliyor. Fırtınalı seyreden dünya siyasetinin aksine Türkiye, yürüttüğü dengeli siyaset sayesinde bölgenin küresel enerji merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Enerji fakiri bir ülkeden küresel enerji merkezi bir ülke haline gelmek Türkiye’nin süper lig yolundaki son dönemeci olacaktır. Barıştan yana olmak, dik durmak, krizi fırsata çevirmek ve dalgalı denizde mahir kaptan olmak işte böyle bir şey olsa gerek.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com
-
takıpçi 1 yıl önce Şikayet Etmürsel hocam kureselcılerın her dediğide oluyor ekonomık ve saglık alanında ona nedersınız. sadece bunların goruntu oldugu dusuncesındeyım.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Misafir 1 yıl önce Şikayet EtYerinde olacak inşallah ülkemiz teşekkür ediyorum yazınızı bizle paylaştığınızdan dolayıBeğen Toplam 4 beğeni
-
heykel yıkan 1 yıl önce Şikayet EtHakan Fidan a laf edenlerin hepsi "güneydeki ülke sever fetöş" yalakalarıdır. Bu böyle bilene !!!Beğen Toplam 5 beğeni
-
YUSUF YILDIZ 1 yıl önce Şikayet Et21. Asır Yüce Allah'ın izni ve inayeti ile Müslüman Türk' ün asrı olacaktır İnşaallah.Beğen Toplam 6 beğeni
-
CESARS 1 yıl önce Şikayet Etçavuşoğlu daha iyi yapıyordu bu işiBeğen Toplam 3 beğeni