Gidemediğin Yer Senin mi?
Bundan böyle ufkumuzun önüne yepyeni sayfalar açılacak, ülke tarihimiz altın harflerle yeniden yazılacak ve çocuklarımızın bakışları parlak yıldızlar gibi göğün burçlarına saçılacak…
Üçüncü dünya savaşının patlak vermesine ramak kaldığı günleri yaşıyoruz. Bu küresel belirsizlik günlerinde ülke olarak karada ve denizde olduğu gibi havacılık alanında da sessiz sedasız ilklere imza atıyoruz. Geçmişte dünyaya öncülük ettiğimiz, sonra izini kaybettiğimiz ve asırlardır yolunu gözlediğimiz uzay araştırmaları sahasında ise şimdilerde tarihi bir eşiği başarıyla geçiyoruz. Gururluyuz, heyecanlıyız, mutluyuz ve gelecek adına her zamankinden daha umutluyuz.
Bizim de tescilli bir Astronotumuz var artık; Alper Gezeravcı.
Gezeravcı, İstanbul Hava Harp Okulu'nda Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamladıktan sonra Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisans yapan, Türk Hava Kuvvetleri'nde savaş pilotu olarak vazifede bulunan, Fetö terör uzmanı Nedim Şener’den öğrendiğimize göre Fetö kumpasıyla ordudan uzaklaştırılan ama yılmayıp bu ihanet şebekesinin zehirli ağlarından kurtulmayı başararak hem kendisinin hem de ülkemizin makus talihini yenmeyi başaran Mersin-Silifke’mizin yiğit Yörüklerinden halis-muhlis bir vatan evladımız.
Bu cesur Anadolu Alperen’i bu günlerde uzayda, çocuklarımızın gök vatana dair uzak ufuklarının kapısını bir daha kapanmamak üzere aralamakla meşgul oluyor.
Ax-3 misyonunda İspanyol, İtalyan ve İsveçli astronotlarla birlikte görev alan ve 14 gün boyunca Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çeşitli bilim misyonlarını gerçekleştirecek İlk Türk Astronotumuz Alper Gezeravcı’yı uzaya uğurlama törenini canlı yayında izlerken Ahmet Kutsi Tecer’in Anadolu insanımızın ahvalini anlattığı bestelenmiş bir şiiri düştü dilime.
Her Türk evladının bildiği, ilkokul sıralarında ezberlenip zevkle terennüm edilen bu şiirin ilk dörtlüğü şöyle;
Orda bir köy var, uzakta / O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de tozmasak da / O köy bizim köyümüzdür.
Evet orada, uzaklarda bir gök vatanımız vardı. Üzerinde gezip tozmasak da bağrında sere serpe yatıp kalkmasak da oralar bizimdi diyorduk. Görmeye gidip gelmesek de yanına çıkıp inmesek de neticede bizim vatanımızın bir parçasıydı zannediyorduk. En azından bize öyle anlatılıyor, biz de öyle bilip inanıyorduk.
Sormuyorduk kendimize; acaba gidip gelinmeyen, korunup gözetilmeyen, ekilip biçilmeyen bir toprak parçası vatan olabilir mi? Dört bir köşesi güçlü donanmalarla savunulmayan, içinde özgürce dolaşılmayan bir deniz, mavi vatan olarak tanımlanabilir mi? Üzerinde kimin gezip tozduğu bilinmeyen, yedi gün yirmi dört saat gözetlenip kollanmayan ve gelecek tehditlere karşı savunma stratejileri üretilmeyen bir hava sahasının altında özgürce yaşanabilir miydi? Ya gidip gelinmeyen, üzerine ayak basılmayan ve ne olduğuna dair hakkında hiçbir araştırma yapılmayan uzak ufukların yani üzerimizdeki göklerin vatanla bağlantısından bahsetmek mümkün mü?
Bu iş edebiyatta ve hayal aleminde öyle görünse de gerçek hayatta pek böyle olmuyor aslında.
Zira adına ister köy deyin ister mavi, gök ya da uzak vatan deyin, uzağınızda olan bu yerler; oralara gidip gelmeden, bağrında yatıp kalkmadan, sokaklarında gezip tozmadan, havasını teneffüs edip hayallerine ortak olmadan, sınırlarını savunmadan, sahiplenilmeden ve tehditlerden arındırılmadan sizin olmuyor hiçbir şekilde. Bizim sandığımız yerlerde her gün başkaları gezip tozuyorsa, oraların mümbit topraklarını her yıl başkaları sürüyorsa, ekinlerini tanımadığımız birileri hasat ediyorsa, havasını başkaları soluduğu gibi meyvelerini de hiç tanımadığımız birileri toplayıp yiyorsa buralar bizim için nasıl vatan olabilir ki?
Bu işler vatan saydığınız yerlere sanki babasının çiftliğiymiş gibi gidip gelenleri övüp göklere çıkarmakla olmadığı gibi bunun kuru kuru edebiyatını yapmakla da olmuyormuş. Bunu bugün daha iyi anladık vesselam.
Peki, o köyü bizim kılmak için neler yapmak lazım?
Bir kere o diyarları büyük bir özlemle ülke insanının hayallerine yedirmek, rüyalarına giydirmek, belleklerine sığdırmak ve başta çocuklarınız olmak üzere bütün milletinizin gönüllerini buranın yollarına değdirmek gerek.
Yine bunun için lüzumlu bütün ön hazırlıkları yapmak ve bu uğurda yılmadan /yorulmadan hummalı çabalara girişmek de gerek. Cümle imkanları seferber etmek, yol yoksa yol açmak, varsa genişletmek, planlı ve programlı hareket etmek de bu işin gereklerindendir.
Ve nihayet yola çıkma iradesi göstermek, keskin ve kesintisiz bir iradeyi sürekli canlı tutmak da bu seferin olmazsa olmazlarındandır.
Ülkemiz çok çeşitli çıkar çatışmalarının, tarihi çekişmelerin, siyasetten ekonomiye, terörden ihanete ve kehanete kadar pek çok krizlerin yoğun olarak yaşandığı stratejik bir coğrafyada yer alıyor. Böyle bir konumda ayakta durabilmenin ve bağımsız olarak geleceğe yürüyebilmenin en önemli şartı her alanda güçlü olmaktan geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti, kurumlar arasında yakalanan kesintisiz iş birliği ve güçlü uyum sayesinde kuruluşunun yüzüncü yılı günlerinde hem kara hem deniz hem gök hem de uzak vatan konusunda devrim niteliğinde adımlar atıyor. Bu hamleler sayesinde bir yandan tarihimizin altın çağlarıyla aramızda zayıflamış bağlar onarılarak toplumda güçlü bir tarih bilinci oluşurken diğer taraftan da her bir yanı şehit kanlarıyla sulanmış topraklarımızın gerçek anlamda vatan olmasının anlamı pekişerek hür ve bağımsız bir şekilde geleceğe yürüyebilmenin önü açılıyor.
Nitekim bu son hamlesiyle Türkiye Cumhuriyeti hem uzay konusunda uzun yıllardır kendisine dayatılan öğretilmiş çaresizliği kırıp parçalıyor hem hayal etmekten dahi çekinilen uzayı ilk Astronotumuz Alper Gezeravcı’nın çarpıcı ifadesiyle başka milletlere ait bir rüya olmaktan çıkarıp evlatlarımızın öz hayali haline getiriyor hem de böylesine uzak bir hayali gerçekleşmiş bir hadise haline dönüştürüp gelecek nesillerimize altın tepside armağan ediyor.
Darısı yeni hayallerin ve ideallerin gerçekleşmesine diyelim…
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel GÜNDOĞDU
murselgundogdu@gmail.com
-
Talip GÖRKEM 10 ay önce Şikayet EtSevgiyle beklediğimiz yazılar. Şükürler olsunBeğen Toplam 1 beğeni
-
Recep 10 ay önce Şikayet EtVatandaş evden çıkıp alışveriş yapamıyor. Bunu da yazsana. Tuzun kuru tabi.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Çok komik 10 ay önce Şikayet EtHahahahBeğen Toplam 1 beğeni
-
Bayram 10 ay önce Şikayet EtAğzına ve yüreğine sağlık Rabbim kalemini güçlenirsin .Beğen Toplam 4 beğeni
-
Şüheda 10 ay önce Şikayet EtAllah ilmimizi artırsın inşallahBeğen Toplam 6 beğeni