MİT Ülkemizin Önünü Açıyor
Ülkemizde 2000’li yılların başından itibaren yakalanan siyasi istikrar, devlet kurumlarımızda bir takım köklü değişim ve dönüşümleri de beraberinde getirdi. Pek çok devlet kurumu bu süreçte yakalanan ekonomik ivmenin de etkisiyle dünyada yaşanmakta olan hızlı değişimlere cevap verebilmek amacıyla bünyelerinde köklü ve yapısal reformlara yöneldi ve zamanın ruhunu yakalayabilme yönünde önemli adımlara imza attı.
Ülkemizin o yıllarda izini sürdüğü en büyük ideal, bölgesel güç olma misyonunun bütün aşamalarını bir an önce gerçekleştirerek küresel aktör olma yolunda hızlı adımlar atmaktı. Bu ideale ise 2023, 2053 ve 2071 gibi devasa hedefler çerçevesinde yapılacak öncü çalışmalar ve çok güçlü hamlelerle ulaşılmaya çalışılacaktı.
Ülkemizin kazandığı bu özgüven ve ivmeden nasibini alarak kendisini yenileyen kurumlarımızdan birisi de Millî İstihbarat Teşkilâtı oldu.
Milenyum asrında yepyeni bir çehreye bürünmek üzere kolları sıvayan MİT, kısa süre içerisinde iç bünyesinde köklü değişiklikler yaptı. Yeni elbisesi içinde artık tehditleri bekleyen ve ona göre hamle belirleyen değil tehdit oluşturabilecek her türlü ihtimalin peşinden koşan, her nerede ise onu arayıp bulan ve imha eden bir teşkilat yapısına kavuştu. Bunun alt yapısı özenle hazırlandı. Var olan insan kaynağı takviye edilerek ileri teknoloji donanımlarıyla desteklendi. Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı gibi ülkenin iç ve dış güvenlik politikalarını inşa eden kurum ve kuruluşlarla güçlü bir iletişim ve koordinasyon ağı kuruldu. Bu sayede MİT, vatan sathında yürütmekte olduğu önleyici istihbarat çalışmalarından tutun da farklı kıtalarda yürüttüğü terörle mücadele operasyonlarına oradan da sınır ötesi askeri harekatlara kadar pek çok sahada aynı anda çok başarılı işlere imza atmaya başladı.
Bu tarihi dönüşüm sürecinde MİT, sadece simsiyah ve ürkütücü elbiselerinden kurtulmakla kalmadı aynı zamanda herkes tarafından sırlarla dolu olarak algılanan gizemli imajından da sıyrılmış oldu. Nitekim o günden bu yana MİT kamuoyu önüne açık seçik yeni yüzü ve şeffaf elbiseleriyle çıkıyor. Bununla birlikte yetki alanları dahilinde bulunan iç ve dış politika meselelerinde daha görünür olmanın yanında çok daha fazla aktif görevler üstleniyor.
MİT’in bana göre en büyük dönüşümü ise geçen yüzyılın yarısına kadar Alman ve sonrasında ABD güdümlü olarak işleyen puslu yapısından tamamen arınmayı başarmasıdır. Bu değişim ve dönüşüm sürecinin neticesinde MİT, ülke çıkarlarımızı önceleyen ve buna göre hareket edip oyun kuran milli bir yapıya kavuşmuştur ki bunda teşkilatın eski patronu Hakan Fidan’ın emeği büyüktür.
Yeni yapısıyla MİT, yurt içinde yürüttüğü güçlü ve etkin istihbarat faaliyetleriyle sınırlarımız içindeki terör hadiselerinin bitmesine en büyük katkıyı yapmanın yanı sıra, Suriye ve Irak'ta yürüttüğü dış istihbarat çalışmalarıyla da sözde terör örgütünün faaliyetlerine emniyet güçlerimiz tarafından ağır darbeler vurulmasına katkı sunmaya devam ediyor. Bu sayede gün geçmiyor ki renkli terörist kartelasından birileri eksilmesin. Bu olumlu gelişmeler ülkemizin terörle mücadelede izlediği "tehdidi sınır ötesinde bertaraf etme" stratejisi doğrultusunda MİT başta olmak üzere güvenlikle ilgili bütün kurumlarımızın iş birliği, bilgi ve istihbarat paylaşımı ve koordinasyonu ile mümkün olmaktadır.
İstihbarat, eskinin olduğu gibi yeni yüzyılın da en kilit kavramlarından biri olmaya devam ediyor.
Küresel sömürgeci güçler tarafından diğer ülkelere en kolay nüfuz edebilmenin yolu istihbarattır. Eskiden beri İngiliz, Fransız, Çin, Alman, Rus, ABD ve İsrail gibi adı istihbarat yetenekleriyle anılan ülkelerin dünyanın hemen her ülkesinde değişik mevkilerde ajanlarının olduğu herkes tarafından bilinen bir hakikattir. İşte bu noktada yerli ve milli istihbaratın önemi ortaya çıkmaktadır.
MİT, geçirdiği muhteşem bir dönüşüm sürecinden sonra ülkemizde fink atan yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyetlerini tespit edip sönümlendirme noktasında da başarılı çalışmalara imza atıyor.
MİT’in aylar süren çalışmalar sonucunda Fransız istihbaratı adına çalışmalar yürüten kişileri derdest etmesi bunlardan birisiydi mesela. Konu, ülkemizin en yumuşak karınlarından ve istismara açık meselelerinden biri. Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar ile Türkiye'nin göç politikaları hakkında ülkemizi Avrupa'da zor durumda bırakacak gerçek dışı bilgi ve belgeler temin edilmek amacıyla üstlenilen bir istihbarat faaliyeti bu. MİT’in başarılı çalışmasıyla engellenmiş oldu. Aynı şekilde Doğu Türkistan’da zulüm altındaki kardeşlerimizin ileri gelenleri ile bazı dernek ve kuruluşlar hakkında bilgi toplayarak Çin istihbaratı adına faaliyet yürüten kişilerin yakalanması da MİT’in sahadaki önemli başarılarındandı.
Bu alanda MİT, uzun süreden beri MOSSAD'ın Türkiye'deki faaliyetlerine operasyon düzenlemekle ve ajanlarını bir bir yakalamakla kalmıyor, MOSSAD'ın Türkiye'deki hedeflerini özel dedektifler aracılığıyla takip ediyor. Olması gereken de bu aslında. Bu konu iki ülke arasında gerilime sebep olmuş en son Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan İsrailli yöneticileri sert sözlerle uyarmak zorunda kalmıştı.
Bütün bu olaylar gösteriyor ki MİT’iniz ne kadar güçlü olursa eliniz de o kadar güçlü oluyor, vesselam.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com
-
Muttalip Tekiş 9 ay önce Şikayet Etİstihbarat, milli olursa büyüme o kadar hızlı olur.selam olsun büyük Türkiye yolcularınaBeğen Toplam 1 beğeni
-
Alper 9 ay önce Şikayet EtMit i Gazze'de görmek istiyoruz.Beğen
-
SUAT YAZAN 9 ay önce Şikayet EtHocam ağzınıza yüreğiize sağlık.Beğen Toplam 2 beğeni
-
arkadaş 9 ay önce Şikayet EtDevlet memurları kanununda ''patron'' gibi kavramlar yoktur.Beğen
-
hacı musa 9 ay önce Şikayet Etmitleri, mitimiz oldu şükürBeğen Toplam 6 beğeni