Tasarrufta Emine Erdoğan Modeli
Gençlik yıllarından itibaren başta siyaset olmak üzere aralıksız devam eden sivil toplum faaliyetleri ve akıp giden hayatın pek çok kademesinde aktif olarak görev alan titiz ve prensip sahibi bir Rizelinin hayat arkadaşı olmak ve onunla aşılması zor engellerle, türlü zorlularla ve nihayet büyük başarılarla dolu bir hayatta kesintisiz yol yürümek kolay mıdır?
Emine Erdoğan Hanımefendi’den bahsediyorum.
Karadenizli bir ailenin gelini olmak kolay mıdır mesela?
Ya da şiir okuduğu için cezaevinde yatmak zorunda bırakılan bir mahkûmun eşi olmak nasıl bir duygudur?
Eşi siyasetle uğraştığı için hakkında yazılan ve konuşulan yıpratıcı yorumlar karşısında metanetini korumak nasıl mümkün olabildi acaba?
Vakt-i zamanında gazetelerde eşi hakkında “muhtar dahi olamayacak” şeklinde atılan manşetleri gördüğünde neler hissetmişti Emine Erdoğan?
Bütün bu badire ve hengameler arasında hem çocuk yetiştirip annelik yapmak hem sürekli değişip gelişen böyle bir hayata uyum sağlayarak yol yürümek hem de Recep Tayyip Erdoğan gibi başarı merdivenlerini adım adım tırmanarak yurt içi ve dışında milyonların umudu haline gelmiş iradesi güçlü siyasi bir liderin ev işlerini organize etmek hiç de kolay olmasa gerek.
Hayatın bu türden zorluklarına sabırla direnen Emine Erdoğan, şimdilerde ülkemiz ve dünyaya yönelik sosyal hayatın aksayan yanlarına neşter vurmaya, duyarlı bir Hanımefendi edasıyla bu sorunların çözümüne katkılar sunmaya devam ediyor.
O, başta ülkemizin geleceği olmak üzere şirazesinden sapmaya meyleden dünya sorunlarıyla ilgili yoğun bir diplomasi faaliyeti yürüten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerine eşlik etmenin yanında ülkemizde ve dünyanın hangi bölgesi olursa olsun yaşanan insani-vicdani sorunlarla ilgili öncü ve etkili çalışmalar yürütüyor.
Örneğin biz onu, ülkeyi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerde bölgedeki bebek ve çocukların annesi, depremzedelerin ise hamisi olarak gördük. Üstelik öyle bir-iki ziyaretle geçiştirilen bir himayeden ziyade sürece yayılmış ve her fırsatta depremzedelerin dertlerine kol kanat geren bir yaklaşımdı bu. Bu zor günlerde Emine Erdoğan depremden etkilenen bütün illeri ziyaret etti. Evleri yıkılıp farklı şehirlere göç etmek durumunda kalan depremzedelerle sık sık buluştu. Onlara yönelik iftar programları tertip etti.
Emine Erdoğan Hanımefendiden aynı anne duyarlılığını biz, Rusya- Ukrayna savaşında yetim kalan çocukların Ankara’ya getirilme sürecinde de gördük.
Yine soykırımcı İsrail’in Filistin’e yönelik son saldırıları başladığında Gazze'deki çocukların annesiydi o. Gazze’nin bu saldırılarda meçhul çocuklar şehrine dönüştüğünü belirttikten sonra "bir anne, bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir mirası hesabı görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddediyorum” diye haykırarak bu meçhul çocukların annesi, insanlığın da arı-duru vicdanı oldu. Bu saldırıların başladığı ilk andan itibaren açıklamaları, görüşmeleri ve gerçekleştirdiği üst düzey toplantılarla Gazze'de akan kanın durması için yoğun çaba harcayanların başında geldi.
Emine Erdoğan’ın olaylara yaklaşımı ve hayat felsefesi hem ülkemize hem de dünyaya rol model olacak sadelik, duruluk ve güzellikte.
Nedir bu bakış açısı?
Canı incitmede sıfır taviz, eşyayı kullanmada sıfır atık.
Emine Erdoğan’ın canın incitilmesi hususundaki tavrını özellikle çocuklar özelinden yukarıda özetledik. Sıfır atığa gelince Hanımefendi, 2017 yılında böyle bir hareket başlattı. Bu adım hızla genişleyerek ülke sınırlarını aştı ve küresel boyutlara ulaştı. Bu dip dalga, 30 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla "Uluslararası Sıfır Atık Günü" ilan edilmesinde öncü rol oynadı. Bu vesileyle projenin hamisi Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in özel davetiyle Uluslararası Sıfır Atık Günü etkinliklerine ve BM özel oturumuna katıldı. Burada BM Genel Kuruluna hitap eden ilk Türk Cumhurbaşkanı eşi olmanın yanında BM Sıfır Atık Danışma Kurulunun ilk toplantısına başkanlık ederek ülkemizi onurlandırdı.
Sıfır Atık projesi; israftan kaçınmayı, atığı azaltmayı, geri dönüştürerek üretim süreçlerine yeniden kazandırmayı hedefliyor.
2017 yılında start alan bu proje, ekonomimize 185 milyar lirayı aşkın kazanç sağladı. 500 milyona yakın ağaç kesilmekten kurtarıldı. 127 milyon varil petrolden tasarruf edildi. Emine Erdoğan'ın himayesinde bir dünya markası haline gelen Sıfır Atık projesi en son Akdeniz Parlamenter Asamblesi (AKDENİZ-PA) tarafından birincilik ödülüne değer görüldü.
İsrafı haram sayan kültür ve medeniyet kodlarımızla da birebir uyumlu olan bu projenin yürürlükte olduğu bir ülkede tasarruf tedbirlerinden söz etmek ve buna dair kararlar almak abesle iştigaldir. Bu projeyi bir hayat felsefesi haline getirerek başta devlet kurumlarında tepeden tırnağa olmak üzere hayatın her alanında yürürlüğe sokmayı başarmak en büyük tasarruf hamlesi olacaktır zaten. Dünyayı yeniden keşfetmeye ne gerek var?
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel Gündoğdu
-
Kul 6 ay önce Şikayet EtMürsel bey bir konuyu atlamışsınız sanki.Emine Erdoğan hanımefendi Sadece depremde,gazzede ukraynada öksüz ve yetim kalan çocuklarımıza değil aynı zamanda Aile ve sosyal hizmetler bakanlığı koordine ve kontrolünde ülkemiz genelinde yetim,öksüz ve muhtaç ne kadar çocugumuz varsa hepsine en güzel şekilde ve ortamda sahip çıkılmasına öncülük etmiştir.Rabbim kendisinden râzı olsun.Beğen Toplam 3 beğeni
-
poyrazi 6 ay önce Şikayet Ettasarruf ben Müslümanım Müslümanlardanım diyen her bireyin yaşam felsefesi olmalıdır yüce kitabımız Kuranı kerimde yaradan yiyin için israf etmeyin ALLAH israf edenleri sevmez diye buyuruyorBeğen Toplam 3 beğeni
-
Vatandaş 6 ay önce Şikayet EtTasarruf tedbirleri Acilen devletin her kademesinde başlamalı bunu vatan için vatandaş için bekliyoruz, bir kademe değil her kademe de. İsraf önlenmeliBeğen Toplam 2 beğeni