Müslüm Işıklar
Müslüm Işıklar
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

'Şampiyonlar Ligi Haksızlığı'

GİRİŞ 31.07.2012 GÜNCELLEME 31.07.2012 YAZARLAR

Daha önce ki komünizm rejimleri dönemlerinde kendi yetiştirdikleri sporcuları yurt içinde tutarak, öz kaynaklarını elinde bulunduran Doğu Bloğu ülkeleri, Şampiyonlar Ligi’nin haksız uygulamalarıyla evlatlarını ellerinde tutmayı başaramamaktadırlar. Şüphesiz bunda baskıcı rejimin değişmesinin de etkileri vardır. Ancak Doğu Avrupa takımlarının Şampiyonlar Ligi’ne adım atmalarının zorlaştırılması, elde ki gücün Batı’ya kaymasına neden olmuştur da demek yanlış olmasa gerek.

KIZILYILDIZ, S.BÜKREŞ, GALATASARAY BİR DAHA AYNI BAŞARIYI GÖSTEREMEDİ

1991’de Kızılyıldız’ın, 1986’da Steau Bükreş’in Kupa 1’i almaları, yine Bükreş takımının 1989’da yarı finalde Galatasaray’ı eleyerek, finale çıkması ve her üç takımın da aynı başarıyı Kupa 1’de bir daha elde edememeleri sadece siyasi durumla değil, ek olarak güçlünün sözünün geçtiği Şampiyonlar Ligi’nin adaletsizliğiyle de açıklanabilir. Düzenlendiği ilk yıldan bu yana hiçbir Doğu ve Kuzey Avrupa takımının kupaya uzanmak bir yana, finale dahi yükselemediği gerçeği, bu iddianın doğruluğunun bir diğer ispatıdır.

Maddi sıkıntıların olduğu Doğu Avrupa ülkelerinin değerlerini elde tutamadığı, bunun da en önemli sebebinin Şampiyonlar Ligi’ne girme şartlarının zorlaştırılması olduğu gün gibi ortada. Şayet her ülkenin şampiyonlarının doğrudan katılması halinde Batı takımlarına gidecek paranın bir kısmı Doğu takımlarına geçecektir. Bahsedilen para basit bir meblağ değildir: Katılım payı, alınan puan ve atlanan turlarla elde edilen paralar, naklen yayın ile tribün gelirleri, yakalanan popülariteyle dünyaya açılma imkânları Doğu Avrupa takımlarının elinden alınıyor. Şampiyonlar Ligi’nin haksız uygulanışı maddi yönden zayıf olan bu ülkelerin takımlarını daha da zayıflatmıştır.

5 AVRUPA ÜLKESİNDEN YAKLAŞIK 20 TAKIM KATILIYOR

İspanya, İtalya, İngiltere, Almanya, Fransa gibi Batı Avrupa’nın futbolda önde gelen ülkeleri Şampiyonlar Ligi’ne her sene toplamda 20’ye yakın takımla iştirak etmekteler. Doğu ve Kuzey Avrupa takımlarının ise ön eleme adı verilen süzgece takılmalarından,  katılımları oldukça az olmaktadır.

Kendi oluşumlarını kurarak bağımsız bir birlik altında birleşmek isteyen Avrupa’nın güçlü takımları, FIFA ve UEFA’dan tehdit almalarından ötürü, UEFA çatısı altında gelirlerinin artmasına neden olacak Şampiyonlar Ligi formülünde karar kıldılar. İlk başlarda “Ön Eleme” ile katılım sağlanan Lig’de sürpriz takımların büyük takımları elemeleri sonrasında, statü büyük takımların lehine değiştirildi. 

GALATASARAY STATÜ DEĞİŞİKLİĞİNE SEBEP OLDU

Statünün değişmesine neden olan takımların başında da Galatasaray gelmektedir. Hatırlanacağı üzere sarı-kırmızılılar, 1993-1994 sezonunda dünya devi Manchester United’ı eleyerek, Şampiyonlar Ligi’nde ilk defa mücadele etme hakkı kazanmıştı. Bu ve bunun gibi birkaç gelişmeyi kabullenemeyen Batı Avrupa’nın büyük takımları yeni formüller geliştirmişlerdir. Bu formülle büyük takımlara seri başı olarak, doğrudan lige katılma yolu açılmıştır.

Seri başı uygulaması, özellikle Doğu Avrupa takımlarının belini bükmüştür. Statü zamanla Batı liglerinde ilk iki sırada yer alan takımların doğrudan katılması şeklinde daha da haksız bir hal almıştır. Üstüne bir de üç ve dördüncü sıradaki takımların, muhtemelen seri başı olarak ön eleme oynama şartıyla katılmaları sağlanmıştır. Adı Şampiyonlar Ligi olan oluşumda, birçok ülkenin şampiyonu katılma imkânı elde edemezken, güçlü ekonomik şartlara sahip ülkelerin dördüncüleri dahi kolaylıkla katılabiliyor. Bu durum katılım payı, aldığı puanlar, atladığı turlar neticesinde güçlü ülkelerin üçüncüsünü, dördüncüsünü zenginleştirirken, Doğu Avrupa’nın şampiyonlarını dahi geride bırakıyor.

BERBATOV, STANKOVİC, PANDEV VE DİĞERLERİ…

Doğu takımlarının para kazanamamaları, yıldız oyuncularının elden çıkmasına, dolayısıyla Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılan Batı takımlarının sivrilen oyuncuları daha kolay almasına neden oluyor. Yoksa bu ülkelerin oyuncu yetiştirememe gibi bir sıkıntılarının olmadığı Avrupa’nın önemli takımlarında top koşturan Berbatov, Stankovic, Gekas, Pantelic, Vidic, Arda, Pandev, Vlaoviç, Nihat, Bojan Krkic, Arshavin gibi oyuncularla ispatlıdır.

DOĞU AVRUPA ÜLKELERİ MİLLİ TAKIMLARDA DA GERİ SAYILMAZLAR

Milli takımlar bazında ise Şampiyonlar Ligi’nin uygulanmasından itibaren Bulgaristan’ın 1994 Dünya dördüncüsü, Çek’lerin 1996 Avrupa ikincisi, Hırvatların 1998 Dünya üçüncüsü, Türkiye’nin 2002 Dünya üçüncüsü, Yunanistan’ın 2004 Avrupa Şampiyonu, Türkiye ve Rusya’nın 2008 Avrupa üçüncüsü olmaları, bu ülkelerin yetenekli futbolcu yetiştirme sıkıntılarının olmadığının bir başka delilidir.

Çoğunluğu Batı takımlarından oluşan kulüpler, “beğenmiyorsanız bizleri bırakın ayrı oluşumla kendi ligimizi kuralım” diyerek, bir anlamda “ölümü gösterip, UEFA’yı sıtmaya razı etmeye” çalışmışlar, bunda da başarılı olmuşlardır. Kısacası bu lig, güçlünün güçlenmesine; güçsüzün de güçsüzleşmesine neden olmuştur.

Müslüm Işıklar - Haber 7

muslumisiklar@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL