Ermanlaşmak, Rasimleşmek, Muasırlaşmak*
Olaylar ile ilgili, TV 8'deki Telegol programında eski futbolcu ve hakem Erman Toroğlu, “Bunu yapanlar hayvandır. Bakın bunu yapanlar buradakiler hayvandır… Bu hayvan ve köpekler Türkiye'nin imajını yerlerde süründürüyorlar…” şeklinde bir değerlendirmede bulunmuştu.
Hava alanına gelen taraftarların yaptıklarını elbette birçok kimse gibi bizler de şık bulmuyoruz. Rakip takımın oyuncularını sözle ve bu tür bir karşılama ile rahatsız eden taraftarların sebep olduğu görüntü gerçekten içler acısıydı. Neyse ki havaalanı yöneticileri aldıkları ani bir kararla konuk takımı başka kapıdan dışarıya çıkardı. Şayet takıma direkt taciz olanağı bulunsaydı durum daha da kötüleşebilirdi.
Toroğlu'nun bu durum karşısındaki yorumu belki de olayın kendisinden daha da vahimdi. Şayet bu programlar izleniyorsa Erman Toroğlu takipçisi bir kitlenin varlığından da bahsedilebilir. Ki zaten Toroğlu, Türk futbolunda “tekrar oynatalım, pozisyonu başa al” türü söylemlerin mucididir. Haksızlığa uğradığını düşünen her futbolcu, teknik adam veya yönetici “Akşam Erman Abi söylesin, gol mü değil mi, ofsayt var mı, yok mu?” türünden mazeretlere sığınmaya başlamışlardı.
Bu tür programlar ülke futbolumuza vurulan, sürekli hakem kararlarında açık aranan, bu şekilde de o günkü maçta aleyhinde karar verilen takımların çığlık çığlığa bağırmasına meydan veren platformlar haline gelmişti. Özetle Toroğlu'nun yıllarca yorumcu olarak bulunduğu program eski meslektaşları aleyhinde kışkırtıcı bir rol de üstlenmiştir.
Yukarıda da bahsedildiği gibi eğer Toroğlu bu tür nahoş sözlerine ve polemiklerine rağmen halen kanallardan lütuf görüyorsa ve halen vatandaşça izleniyorsa bir ‘Ermanlaşmak'tan da bahsedilebilir.
2-) Rasimleşmek
Yazar Rasim Ozan Kütahyalı da Toroğlu'nun bu sözlerine karşılık “Orada çıkan 3-5 şeyden ötürü Galatasaray taraftarına küfrediliyor… Eğer Galatasaray taraftarına hayvan diyorsa o kişi hayvan oğlu hayvandır.” açıklamasında bulunmuştu.
Yani canlı yayında, insanların gözü önünde bir kişiye babasını da dâhil ederek “hayvan oğlu hayvan” demekten imtina etmedi. Dolayısıyla Toroğlu'ndan farkı kalmadı ve hatta ekstrası bile oldu. Olaya Toroğlu'nun ecdadını da dâhil etti. Toroğlu'nun söylediklerinden babası mesul müdür ki burada konuya müdahil ediliyor? Kütahyalı yarın bir gün çıkıp “ben onu lafın gelişi söyledim” derse şaşmamalı. “Babası hariç” derse de hiç şaşmamalı.
Kütahyalı'nın orada meydana gelen olayları ve o taraftarın sebepsiz yere hava alanında bulunuşunu “orada çıkan 3-5 şey” olarak görmesi Türkiye'de “yazar” unvanını taşıyan bir kişiye yakışmadı.
Şimdiye kadar benden olanın sebebiyet verdiği olumsuz durumlarda dahi diğer taraftan olanı, yani ötekini suçlamak sancılı bir benlik problemimiz olduğunu gösteriyor. Şahsım adına orada hiç olmaması gerekirken, olmanın da ötesinde varlığını taşkınlıklarla perçinlemek isteyen taraftarların yaptıklarını “Avrupa'ya rezil oluyoruz” bakış açısıyla görenlerden değilim. Öncelikle biz ne yaparsak yapalım Avrupa'nın bize bakış açısı zaten değişmeyecektir. Müspet ya da menfi fark etmez.
Asıl ifade etmek istediğim, buradaki olayların bizim medeniyetimizle bağdaşmamasıdır. Hatta futbol holiganlığı bizatihi Batı'dan ithal edilmiştir. Kültürümüzde misafiri baş tacı etmek vardır. Ancak buradaki taraftar, baş tacı bir yana, aksine sorun peyda etmeye çalışmıştır.
Lakin Kütahyalı'nın sadece 3-5 şey diyerek geçiştirdiği durum;
1)Kültürümüze aykırılık taşımaktadır.
2) Kulübe ve ülkeye on binlerce TL zarar vermektedir.
3) Ülkede ve olayın vuku bulduğu mıntıkada huzursuzluk meydana getirmiştir.
3)Ötekine tahammülsüzlük vs. gibi durumları ayyuka çıkarmıştır.
Özetle takım taraftarlığını gözü kapalı yapmak “Rasimleşmek” olarak adlandırılabilir mi? Cevabını siz bulmaya çalışın.
3) Muasırlaşmak (Çağdaşlaşmak)
Sual: Ne zaman muasır medeniyetler seviyesine geliriz?
El-cevap: Futbolun sadece bir spor olduğunu gördüğümüz, kaybetmenin de bu oyunun bir parçası olduğunu kabullendiğimiz, hakemlerin de sahadaki futbolcu ve kenardaki teknik adam gibi insan olmasından mütevellit hata yapabileceğini, rakip takımlarla uğraşmayı (mizahi takılmalar hariç) bırakmamız gerektiğini öğrendiğimiz, öteki olarak kinle baktıklarımızın da annemiz, babamız, kardeşimiz, komşumuz, ağabeyimiz olduğunu, onların da uzaydan gelmediklerini ki gelseler dahi uzaylı da olsa “insan olsun yeteriJ” idrak ettiğimiz, benim taraftarım yapıyorsa birisi kesin yarasına basmıştır, öteki taraftar yapıyorsa ‘vay tahrikçi vay barbar'ı bıraktığımız, gerçekçilik adına vatandaşı tahrik etmekten kaçındığımız, ülke olarak futbolcularımızın bu ülkenin en önemli gelir paylarından birini aldığını anlayıp onları da asgari ücretli Ahmet, Mehmet, Cemil gibi vergiye bağlamamız gerektiğini anladığımız, sokakta dolaşırken nefes bile aldırmadığımız futbolcularımızın daha birkaç sene önce o sokakta elini kolunu sallayarak dolaştığını, yani onların da bu halktan biri olduğunu fark ettiğimiz ve o oyuncuya kendisini bu toplumdan üstün görmemesi gerektiğini gösterdiğimiz zaman…
Peki, sizce ne zaman muasır medeniyetle seviyesine geliriz? Sizler de bu maddeleri uzatabilirsiniz. Selametle kalın
*Ziya Gökalp'in Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak adlı yapıtından mülhem bu başlık atılmıştır.
-
Aslantepeli 13 yıl önce Şikayet Etorganize isler bunlar sn.isiklar. yinede ekranlardan bu sekilde kufur edilmesi hos degil. diger taraftan cikan olaylar da hos degil. bu organize islerin sebebleri 1-2 falan da degil, daha fazladir. saygilarBeğen
-
ADNAN SEFA 13 yıl önce Şikayet Etkonu yok. müslüman müslümanı kırıyor, birileri burdaki olaydan silah satarak nemalanaıyor müslüman fakirliyor birliğini sağlayamıyor. e bu durumda bazılarının işine geliyor cahil insanlarda bunlara yem oluyor. biz müslümanız bizim için kürtlük türklük vb. yoktur kim bu davayı güderse cahilliğine yem olur.Beğen Toplam 1 beğeni