Mustafa Yıldız
Mustafa Yıldız
HABER7 YAZARI

Yalancılıklarının yüzlerine vurulmasından rahatsız oldular

GİRİŞ 02.08.2023 GÜNCELLEME 03.08.2023 YAZARLAR

Ortada bir seçim yok! 

En azından birkaç ay siyasi çekişme yok! 

Ama çok ilginç gelişmeler oluyor… 

Geçtiğimiz hafta sosyal medyayı arkasına alan bazı medya gruplarının Türkiye üzerinde yeni ameliyatlar denediği bir zaman dilimi oldu.

Bir yanda orman yangınlarıyla ilgili kamuoyunu yanıltıcı bazı yalanlar…

Diğer yanda yabancı düşmanlığı üzerinden yeni dolaşıma giren yalanlar…

Türkiye bu durumu fark ederek karşı taarruza geçti. 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi faaliyetini başarıyla sürdürüyor. 

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, merkezin kuruluşunu "Ülkemize karşı yürütülen sistematik dezenformasyon kampanyalarına karşı İletişim Başkanlığımız bünyesinde müstakil bir birim oluşturduk.” paylaşımıyla duyurmuştu. 

Kabaca görev tanımı; bilinçli yada bilinçsiz her türlü dezenformasyonun doğrusunu halka ulaştırmak. 

Aslına bakılırsa bu medyanın görevi.

Gelin görün ki bir kısım medya adeta yalanın merkezi haline geldiği için böyle bir birim kurulmak zorunda kalındı.

Yanlış haber” konumuz değil! 

Burada odaklandığımız şey “yalan!“

Her gün sosyal medya ve ana akım medyada onlarca yalan haber yayınlanıyor. 

Olayın gerçeğini yüzlerine vurduğunuzda çoğu zaman düzeltme ihtiyacı bile duymuyorlar. 

Ya da günler sonra “hata yapmışız^!” tarzında bir mesajla geçiştirilen olay o zamana kadar binlerce kez paylaşılıp altına on binlerce yorum yazılan bir konu haline geliyor. 

İlginçtir ki; Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulduğundan beri en yoğun mesaiyi Türkiye’yi sarsan deprem döneminde harcadı. 

Her gün onlarca yalan dolaşıma sokuldu. 

Milletin sinir uçlarıyla oynanmaya çalışıldı. 

Benzeri şu günlerde yaşanıyor!.. 

Geçtiğimiz günlerde elime haftalık olarak yayınlanan “Dezenformasyon Bülteni” geçti. 

83. sayısı yayınlanmıştı. 

Tam 19 sayfalık herkesin kolayca ulaşabileceği  bir rapor… 

Aylığa vurduğunuz zaman yaklaşık 80-90 sayfalık bir kitap… 

Hem de gündem olmamış küçük konular bu bültende yer almıyor. 

Yani şunu demeye çalışıyorum; vatandaş her ay neredeyse bir kitap kalınlığında dezenformasyona maruz kalıyor. 

Üstelik bunlar öyle küçük, şirin yalanlar falan değil! 

Toplumu karpuz gibi ortadan bölmeye çalışan mühendislik hareketleri…

Örneğin geçtiğimiz hafta orman yangını sırasında “Cudi'de yangın çıktı.  Devlet söndürülmesine izin vermedi” diye bir yalan dolaşıma sokuldu. 

Eğer düzeltilmese iş bambaşka yerlere gidecek. 

İşin garibi Türkiye sadece yurt içinde değil yurt dışındaki medyayı da doğrulamak zorunda kalıyor. 

Esenyurt'ta yaşanan cinayet haberi bazı yabancı Medya organlarında “Türkler Suriyeli bakkalı öldürdü!” şeklinde yayınlandı. 

İletişim Başkanlığı buna da bir düzeltme gönderdi. 

Burada da yine ülkemizdeki yabancı düşmanlığı ile eş zamanlı yürütülen uluslararası büyük bir operasyonun parçası olarak Türkiye düşmanlığının körüklenmesi amaçlanıyordu. 

İşte bunun önüne geçildi. 

Bir tarafta bunlar yaşanırken aynı olayla ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaşımı korkunç bir komployu gözler önüne seriyordu. 

Yerlikaya’nın paylaşımında “Esenyurt ile ilgili sosyal medya paylaşımda bulunan 35.368 hesap arasından 9.220 hesabın bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesap, 5136 hesabın FETÖ bağlantılı hesap ve 2898’nin ise PKK bağlantılı hesap olduğunu tespit ettik. “ bilgisi vardı.

Konu böylece anlaşılmış oluyordu. 

Peki, ne olacak? 

Bu yalan rezaleti; yasayla, cezayla çözülecek gibi görünmüyor. 

Yalancılar yalanlarından bir türlü vazgeçmiyor. 

Belki en büyük ceza bunlara halkın vuracağı tokat olabilir.

YORUMLAR 4
  • Zekiye 1 yıl önce Şikayet Et
    Bence yalan tek bir merkezden söylenmeli. Herkesin yalan söylemesine izin verilmemeli. Mesela açlıktan nefesi kokan Kuzey Koreliler dünyanın süper gücü olduklarına falan inanıyorlar. Yalan mekanizması mutlaka devletin kontrolünde olmalı. Saygılar.
    Cevapla
  • Okur 1 yıl önce Şikayet Et
    Halk inanmak istediğine inanıyor halk kendine yakın gördüğü kanalı takip ediyor yani halk buna çare olamaz. Çare öncelikli olarak yaptırım uygulayacak devlette ve uzun vadeli olarak düşünen aklını kullanan bilinçli ahlaklı başkasına aparat olmayan nesiller yetiştirmekte.
    Cevapla
  • vatandaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Kanun yapın kanun.
    Cevapla
  • Mehmetali Gürbüz 1 yıl önce Şikayet Et
    Yalanin sonu gelmez onun için yalan haram edilmiştir
    Cevapla