Mustafa Yıldız
Mustafa Yıldız
HABER7 YAZARI

Şu aralar neden başörtüsüne saldırılıyor?

GİRİŞ 07.09.2023 GÜNCELLEME 09.09.2023 YAZARLAR

Memlekette garip şeyler oluyor. 

Sosyal medya denilen fitne yuvası toplumu yine ortadan karpuz gibi ikiye bölmeye devam ediyor.

Sokakta yaşanan menfi bir olay bir anda iki büyük kitlenin savaşı gibi sunuluyor. 

Bize düşen tabii ki dikkatli olmak. 

Son günlerde gözümüze gözümüze sokulan bir başörtüsü hazımsızlığı hadisesi var. 

Belli bir yaşın üstünde, kısa saç kesimli, saç boyalı bazı tipler mesele aslında çok farklıyken bahanelerle olayı başörtüsüne getirmek suretiyle kinlerini kusuyorlar.

Bodrum'da muhafazakar hassasiyeti olan ailelerin kaldığı bir otelin kadınlar bölümüne sırf onları rahatsız etmek amacıyla yaklaşan tipler vardı. Amaç oradakileri rahatsız etmek. Burası bizim imajı vermek. 

Şimdi de bakıyorsunuz hastanede sıra bekleyen iki kişi… 

Biri kısa saç kesimli boyalı kafa yaşlı tip. 

Diğeri başörtülü, sıradan bir insan… 

Daha fazla beklemeye tahammül edemeyince tartışma çıkarıyor. 

“Sen bu hastanede tedavi olduğun için benim tedavi olma süremi uzatıyorsun!” 

Öbürü iyi giyimli tesettürlü bir genç kıza aralarında hiçbir diyalog olmadığı halde ağır hakaret ediyor. 

Bir başkası başındaki örtüyü çekiyor. 

Tam da 28 Şubat dönemindeki gibi…

Sivas'ta CÜ Hemşirelik Meslek Yüksekokulu'ndan 1995 yılında mezun olan bölüm birincisi Behiye Karadeniz ile Zöhre Uçar ve Hülya Öztaş başörtülü oldukları için mezuniyet törenine alınmak istenmemiş, başörtüsüyle kürsüye çıkarak konuşmak isteyen Karadeniz ise arkadaşları tarafından ağzı kapatılarak 'Konuşmaya hakkınız yok' denilerek susturulmuştu. 

Aynı kafa yani…

Peki, acaba ne oluyor? Biraz incelememiz lazım. 

“Türkiye'de başörtüsü düşmanlığı Tanzimat Döneminde başladı” diyenler vardır. 

“Cumhuriyet Dönemi ile başladı” diyenler de çoğunluktadır. 

“Başörtüsü düşmanlığı!” tabiri 

Avrupalılaşma! 

Yani daha doğrusu… 

Batılılaşma!.. 

Daha da doğrusu… 

Hristiyanlaşma çabalarının bir neticesi olarak tartışılır. 

Hatta Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un devletin dininin Hristiyan olarak yazılmasını istediği bunu da "Çünkü İslâmlık terakkiye manidir. Bu dinle yürünmez mahvoluruz. Ve bize de kimse ehemmiyet vermez.." dediği Kazım Karabekir’in hatıralarına yansımıştır. 

Meselenin sosyolojik tarihi boyutu bu yazının konusu olmadığı için uzun uzun üzerinde durmak istemem ama şunu yazmadan da olmaz. Türkiye'de birileri, İslami hassasiyeti olan kesimi kendisine doğal düşman olarak bellemiştir. 

Türk filmlerinde başörtüsü konusunun işleniş tarzı başlı başına bir tez konusudur.

Zengin züppe rolünde oynayan Nuri Alço, varoş fakir ama gururlu başörtülü evinde temizliğe gelen Meral Gökçe’ye tecavüz ederdi filmlerde.

Burada bir kere şunun adını koymamız lazım. 

+Türkiye'de başörtülü olup okumuş olmak 

+başörtülü olup zengin olmak 

+başörtülü olup iyi giyinmek 

+başörtülü olup iyi yaşamak kimilerine göre suç! 

Eğer müslümansan temizlik yaparsın yer silersin bu kadar! 

Daha ileriye gittin mi, bunların yaşam alanına girdin mi? O zaman sorunlar başlar. 

Dedik ya Türkiye gerçekten garip bir ülke! 

Bu menfi örnekleri alarak toplumun geneline yaymaya çalışıyorlar. 

Sanki Türkiye'de büyük bir başörtülü - başı açık sorunu varmış gibi… 

Hayır kesinlikle hayır! 

Başörtüsü karşıtlarını bir siyasi partiye gönül vermiş insanlar olarak kodlamak da yanlış! 

Buna da itirazımız olmalı…

Bu iş öyle çirkin bir yere geldi ki artık mütedeyyin insanların rahatsız olduğu ve atağa geçirilmeye çalışıldığı bir hissiyat oluştu. 

Buna da dikkat etmek lazım. 

Oyunlara gelmemek lazım. 

Bu tür patavatsız insanlara verilecek güzel cevaplarla gerekenin yapılması lazım. 

Zaten iş büyüdüğünde yargı devreye giriyor ama bir sorun daha görüyoruz. 

Tayyip Erdoğan ve arkadaşları başörtüsü sorununun çözümü noktasında Türkiye'de bir devrim yaptılar. 

Ama geldiğimiz noktada acaba bu kazanımlar ne kadar sahiplenildi?

Sayın Erdoğan “bu densizlerle etkin şekilde mücadele edileceğini” söyledi. 

O, kendi kişisel mücadelesini zaten en doğru şekilde verdi veriyor. 

Peki biz ne yaptık? 

Biz kişisel olarak bu densizlere yeteri kadar doğru yaklaşım sergileyebildik mi? 

İşte belki de çözüm bekleyen problem bu.

YORUMLAR 33 TÜMÜ
  • Mümin İvecan 1 yıl önce Şikayet Et
    Dinime hakaret ediyorlar,siz yeteri kadar doğru yaklaşım segileyebildik mi? diyorsunuz çok tuhaf değilmi. Mustafa bey
    Cevapla
  • Umut Özkan 1 yıl önce Şikayet Et
    Erdoğan imam-hatip mezunu ve eşi de tesettürlü.. azgın azınlık buna katlanamıyor, çıldırıyor.. mesele budur.
    Cevapla
  • Umut Özkan 1 yıl önce Şikayet Et
    Ne mutlu müslümanım diyene:)
    Cevapla
  • Rutruso 1 yıl önce Şikayet Et
    Seçime yakın niye arttı..başka oy çalacak yer kalmadı mı!
    Cevapla
  • Murat 1 yıl önce Şikayet Et
    Açık saçık giyinene müdehale edince ahlaksızlara had bildirme, başörtülüye sataşınca dilleri kesilmeli. İki yobaz tipinden de bıktık yemin ederim. Dininiz de sizin olsun laikliğinzde, insan olmadıktan sonra iki grup da bi halta yaramassınız. Dindar yobazlar iran a, laisistler de Fransa'ya gitti mi Müslümanı Alevisi Atatürkçüsüyle gül gibi yaşar gideriz inşallah.
    Cevapla