Siyonizm muhipleri
M. Kemal Atatürk / Nutuk
“İstanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın….
…Bu derneğin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi…”
Hamas, geçtiğimiz Cumartesi sabahı tüm dünyayı şaşkına çeviren bir eyleme imza attı.
“Aksa Tufanı Operasyonu” ile önce roket ardından füze saldırılarıyla İsrail savunma hattını delik deşik etti.
Daha sonra önceden belirlenmiş hedefleri tek tek ele geçirmek suretiyle operasyonu genişletti.
Bununla da yetinmedi…
Gazze çevresindeki duvarı aşmak bir yana “elektronik duvar” olarak bilinen ikinci kademeyi de aşma başarısını gösterdi.
Tüm bunlar yaşanırken dünyada adeta bir “efsane” gibi lanse edilen Mossad ve İsrail'in askeri gücü tam bir çöküş yaşadı.
Daha sözün başında şunu söyleyelim ki; ortaya çıkan tabloda Filistin ya da İsrail öne geçebilir, geriye de düşebilir!
Biz, Türkiye olarak daha ilk dakikalarda itidal çağrımızı yapıp arabuluculuk teklifimizi her iki tarafa da ilettik.
Yani bizim Türkiye olarak duruşumuz barıştan, çözümden yana…
Ancak garip şeyler oluyor!
Kurtuluş Savaşı yıllarında “İngiliz Muhipleri Cemiyeti” adı altında faaliyet gösteren ve açıktan İngiliz mandası isteyen grubun yaptıkları akla geliyor.
O yüzden biz de yazımıza Mustafa Kemal'in “Nutuk” adlı eserinde bu konuyla ilgili düşüncelerine yer vererek başladık.
Öyle bir durum oluştu ki; Türkiye'de bazıları daha ne olduğu belli değilken İsrail'in yanında yer almaya başladı.
“Siyonizm Muhipleri” ortaya çıkıverdi.
Siyonizm Muhiplerinin İsrail’i desteklemesi gayet normal.
Ama bir şartla… Açık olacaklar… Net olacaklar. Taraflarını net olarak belirtecekler. “Bizden gibi” görünmeyecekler.
Sanki tek bir düğmeden basılmış gibi aynı cümleyi birkaç farklı isimden aynı şekilde duyduk! Garip!
“İsrail bu eylemi cezasız bırakmaz, bölgeyi kan gölüne çevirir. Filistin’i ortadan kaldırır. Türkiye'yi de zor durumda bıraktılar.”
Bu yaklaşım temelden yanlış.
Bakın savaş olabilir. Gerçekten İsrail ölüm kusabilir.
-Daha önce yaptığı gibi- sivil çocuk ayrımı yapmadan katliamlar gerçekleştirebilir.
Hatta onların dediği gibi bölgede tam hakimiyet sağlayıp istediğini elde edebilir.
Unutulmasın ki tam tersi de olabilir. Müslümanlar derin uykularından uyanırsa durum İsrail’in aleyhine de dönebilir.
Ama mesele bu değil ki!
Yani mesele kimin kazanacağına dair bir yorum yapmaktan ibaret değil ki!
Mesele kimin, nerede durduğudur.
Düşünsenize; İsrail bile esir alınan kadınların kimliği hakkında bir yorum yapmazken bizde “sivil kadınlara tecavüz ediliyor!” paylaşımları yapıldı.
Sonradan dehşetle izledik ki; tecavüz olmadığı gibi rehin alınanlar daha önceden çalışması yapılmış tek tek evlerinden alınmış Müslümanlara zulmeden askerlerdi!..
Bu gerçekle toplumun yüzleşmesi gerekiyor.
“Kim kazanır?” tartışması yapmaktansa “kim haklı?” tartışması yapmak gerekmez mi?
75 yıldır Gazze'de
*çevresi duvarlarla çevrilmiş
*her türlü haktan mahrum
*ekmek, yakıt, elektrik ve ilaç dahi verilmeyen
*açık hava hapishanesinde yaşayan
iki buçuk milyon insan…
Bizim İstanbul'da Arnavutköy ilçemizin yüzölçümünden daha küçük bir yüz ölçümü…
Böyle bir yerde 75 yıldır yaşasanız, 2 - 3 nesil olsanız ve size birileri “sakin ol!” dese ne dersiniz?
Bütün bunlar olurken, zulüm şiddetlenirken size “suçlusun, suçlu sensin!” dense ne yaparsınız?
Bunları sormayacaksın. Sonra tek bir olayın doğruluğu yanlışlığı üzerinden Müslümanları haksız göreceksin.
İşte gazellerin durumu tam da budur!
Bir yandan “Savaştayız!” açıklaması yapan Netanyahu, diğer yandan Gazze’ye tam bir ambargo uygulayacağını söylerken Gazzelilerin de “beşeri hayvan” olduklarını belirten Savunma Bakanı…
Dünya kamuoyu bu açıklama karşısında sessiz!
Eğer çözüm ya da Barış İsrail'in tüm isteklerini şartsız koşulsuz yerine getirmek ise o zaman tanımlarda sorun var demektir.
Birleşmiş Milletler’in şimdiye kadar aldığı hiçbir karara uymayan bir ülke hiçbir yaptırımla karşılaşmıyorsa…
Üstüne üstlük büyük devletler kendi çıkarları doğrultusunda zalime destek veriyorsa…
Burada da söylenecek bir söz kalmamış demektir.
Her şey bir yana bizim ülkemizde meğer ne kadar çok Siyonizm Muhipleri varmış.
Bu vesileyle görmüş olduk.
M. Mustafa Yıldız - Haber7
-
Rasim Duman 1 yıl önce Şikayet EtMustafa Kemal, Ingiliz Muhipleri Cemiyeti'nin uyesi olmayabilir. Hatta, onlara "muhalifmis" gibi de gorunebilir.. Fakat, yaptigi "devrimler" tam da Ingilizler'in istedigi seyler... Lozan Muahadenamesi'ni, bu muahadenamenin muzakerelerinden once ve tasdikinden sonra yapilanlari bir defa daha ve dikkatle incelemenizi tavsiye ederim.Beğen
-
Bayram sahn 1 yıl önce Şikayet EtÜlkemde siyonist Yahudi mülteci istemiyoruz gelmesinlerBeğen Toplam 4 beğeni
-
Mustafa Çimen 1 yıl önce Şikayet EtMazlum tüm insanların olduğu gibi Filistinlilerin de yanındayız. En azından kalbimizle buğz ediyoruz dilimizle haklısın diyebiliyoruz. Bileğimizle de yardım edeceğimiz günler gelecek İnşaallah..Beğen Toplam 6 beğeni
-
Özgür 1 yıl önce Şikayet EtBir gün bir olağanüstü hal olduğunda bu gönüllü siyonist uşaklarının icabına bakmak zorundayız. Çünkü bunlar kendi milletine düşman, mandacı, batılı barbarların postal yalayıcılarıdır. Onları lütfen herkesi iyi tanısın ve zihninin bir tarafına kaydetsin.Beğen Toplam 8 beğeni
-
Tahir 1 yıl önce Şikayet Etİçimizde çok Yahudi var bir kez daha öğrenmiş oldukBeğen Toplam 9 beğeni