İsrail art arda açıklamalar yapıyor.

Hazır olun, giriyoruz, yürüyoruz…

Peki nereye yürümeyi planlıyor?

Açıklamalara bakılırsa istikamet Beyrut!

İşin stratejik noktasına bakılınca vahim bir tablo ortaya çıkıyor.

TV’lerde güvenlik uzmanlarının yaptığı yorumlar bir yana İsrail eğer Beyrut istikametinde bir kara harekatına girişirse bunun bölgesel ve küresel çıktıları olacaktır.

Kısaca Beyrut - Şam hattında bir askeri harekat yapılması Suriye’nin güneyindeki DEAŞ/PKK oluşumunun dikkatle takip ettiği gelişmelerdir.

Nitekim Mezopotamya coğrafyasında en büyük askeri üssünün Irak’ın güneydoğusunda tam da o bölgeye yakın olan ABD’nin yaşananlardan hiç de uzak olmadığını da eklemek gerekir.

Tüm bunlara bakıldığında olası bir Beyrut işgalinde savaşın seyrinin İsrail lehine gitmesi durumunda bölgedeki göç dalgasıyla birlikte yeni bazı terör örgütlerinin türemesi ihtimali de korkunç bir senaryo olarak önümüzde bulunmakta.

Daha da vahimi bölgenin haritasına bakınca ortaya çıkıyor.

İsrail mevcut nüfus yapısıyla Hayfa - Beyrut - Şam - Halep hattında tek başına hüküm sürebilecek bir güç değil. 

İşte bu noktada Siyonizmin imdadına terör örgütleri yetişiyor.

Olası bir askeri operasyon sonrasında bölgede yeni bir Teröristan kurulma çabası bir tehlike olarak tüm dünyanın önünde duruyor.

Türkiye’nin güneyinde kurulmaya çalışılan ve Erdoğan’ın siyasi, TSK’nın da askeri olarak elinin tersiyle itip attığı Teröristan’ın daha güneyde başka isimler ve başka ideolojilerle kurulmak istenmesi olası.

Bu tehlikenin farkında olan Türkiye, uluslararası satranç oyununda şah üstüne şah çekiyor. 

Dikkatli gözlerden kaçmayan bu durum bölgenin daha da hareketleneceğinin bir habercisi. 

Bakalım daha neler göreceğiz?