Miraç Sıçrayışı
Miraç, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) mucizevi bir sıçrayışla Cenab-ı Hakk'la buluşması ve birtakım manevi üstünlüklerin gösterildiği, bağışlandığı ve kendisiyle birlikte ümmetinin de yüceltildiği önemli bir gecedir.
Peygamberimiz’in hicretten bir yıl önce, receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleştirdiği Miraç olayının iki aşaması vardır: İlk aşamada Hz. Peygamber (s.a.v) Mescidü'l-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an-ı Kerim'in andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında İsra adını alır ve 'İsra Suresi'nde konu edilir. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsrâ, 17/1.)
İkinci aşama ise Hz. Peygamber'in (s.a.v) Beytü'l-Makdis'ten Allah'a (c.c.) yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı, Kur'an'da anılmaz. Fakat pek çok Hadis-i Şerif'te ayrıntılı biçimde anlatılır.

Miraç mucizesinin bugün bizlere verdiği önemli mesajlar vardır.
Cenâb-ı Hak, Miraç Gecesi huzuruna kabul buyurduğu Sevgili Peygamberimizi (s.a.v.) üç büyük armağanla ümmetine geri gönderdi. (Müslim, Îmân, 279) Bunlardan biri Muhammed ümmetinden olup Allah’a şirk koşmayanların eninde sonunda muhakkak cennete girecekleri müjdesidir. Diğer armağan ise “Âmenerrasûlü” olarak bildiğimiz ve bizlere imanı, kulluğu, hesap gününü, Allah’a yakarışı öğreten Bakara Suresi’nin son iki ayetidir. Bir diğer armağan ise kulun Rabbiyle buluşması olan namazdır.
Bu yazıda Miraç bağlamında İslam milleti, Kur’an-ı Kerim ve namaza dair birkaç hususa dikkat çekeceğim.
KANDİLLER İLAHİ ARMAĞANLARDI
Miraç mucizesinin verdiği müjde açık: Miraç kandili, Müslümanların kurtuluşunu sağlayan ve tövbe kapılarının açık olduğu, bireysel ve toplumsal atılım imkanı olan bir gecedir; imandan ihsana, dağınıklıktan vahdete sıçramak için önemli bir fırsattır

Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem Miraç Kandili'nde manevi bir yücelişle Allah hakkında ileri seviyede bir marifete sahip olmuştur, marifetullahta doruğa çıkmış, akl-ı selimin zirvesine kavuşmuş, fetanet sıfatını güçlendirmiştir. Miraçla, Medine’de devlet kurma imkanı sağlayacak olan hicret öncesinde adaletli devlet adamı için önemli olan dirayet ve basiret kazanmıştır.
Allah Teala, insanların önüne daima fırsat kapıları açar. Bu bağlamda recep ayının başlangıcında Regaip, şaban ayının 15'inde Berat ve ramazan ayının son 10 gününde Kadir Gecesi insanlara sunulan tövbe kapılarıdır.
Kandiller, Müslümanların kurtuluşunu sağlayan ve tövbe kapılarının açık olduğu gecelerdir, her biri mucizevi bir fırsattır. Miraç Kandili'ni ve diğer kandilleri, Müslümanlar bu bilinçle yaptıklarından ötürü, hatalarından tövbe etmeleri, samimi bir şekilde O’na yönelmeleri, O’nun yolundan gitmeye, istikamet tutmaya söz vermeleri için bir fırsat, bir imkan kapısıdır.
KUR’AN MEDENİYETİ VE KUR’AN DEVLETİ
Mirac gecesinin bir armağanı da “Amenerresulü” olarak bildiğimiz Bakara Suresinin son iki ayetidir.
Amenerresulü (Bakara suresi 285. ve 286. ayet) kısaca; iman esaslarını, kulluk şuurunu ve sorumluluk bilincini hatırlatarak, işlenen amellerin bir hesabı olduğunu anlatmaktadır.
Amenerresulü aynı zamanda hem bir dua hem de tarihi ve kişisel hayatı gözden geçirme, öz eleştiri, tövbe ve düzelme imkanıdır. Bir hadis-i şerifte “Kuran’da iki ayet vardır ki, müminler için şifadır ve Allah’ın sevdiği şeylerdendir. O iki ayet Bakara suresinin son iki ayeti (olan Amenerrasülü)‘dür.” (Suyuti) buyrulmaktadır. Bu iki ayete bir bakalım şimdi:
– Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara Suresi, 285. ayet)
– Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara Suresi, 286. ayet)
Ayetler, İslam milletine bireysel ve toplumsal hayatı Kur’an ile temellendirme, ilahi düzeni esas alma, İslam medeniyeti ve Kuran devletini ayakta tutma bilinci kazandırmaktadır.
NAMAZLA ÖZNE OLMAK
Miraç Kandili ve armağanları, Müslümanlar için son derece önemlidir.
Miraç armağanlarından üçüncüsü de Miraç gecesinde beş vakit namazın bütün ümmete farz kılınmasıdır.
Namaz, müminler için bir miraçtır.
Hz.Peygamber (s.a.v.) Miraç gecesinde yükselişe Mekke’den, Kabe’den başlamış, Kudüs’ten sıçrama yapmıştır.
İlk kıble olan Kudüs, İslam milletinin vahdet ve atılım noktasıdır; tarih boyunca güç kaynağı olmuştur.
Namazda da yücelişe Kabe’ye yönelerek başlanmaktadır.
Tekbir, melekler dahil alemi geride bırakarak, ihsan makamına çıkarmaktadır.
Tahiyyatlar, Hz. Peygamber’in sünnetini ihya etmektedir. Namazda her hangi bir insan anılsa namaz bozulur. Fakat namazda salli barik dualarıyla Hz. Peygamber’i anmak, namazı ikmal etmektedir.
Namaz, Ehl-i Sünnet çizgisinde ilerlemede, istikamet üzere kalmada önemli bir tevhid eylemidir.
Namaz, insanı arındıran, insana tevhid bilinci ve istikamet kazandıran, Müslümanları teşkilatlayan, inanç birliğini hareket birliği haline getiren önemli bir ibadettir.
Namazla Müslüman özne olmakta; Allah’ın iradesini bireysel irade, ortak irade, devlet iradesi haline getirmek demektir. Namaz, birlik ve düzen demektir; Kur’an toplumu, Kuran medeniyeti ve Kuran devleti olmak demektir. Çünkü Miraç, Medine’ye Hicret’ten kısa bir süre önce gerçekleşen bir mucizedir.
Hz, Peygamber’in projesi olan Kostantin’i İstanbul’a dönüştürmek, Kuran mucizesi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) müjdesi, atalarımızın duası, cihadı ve zaferidir. Aysofya camiini ibadete açmak, namazın sosyal ve tarihsel boyutunu ortaya koymuş, kavranmasını sağlamıştır. İslam milletinin nabzı tarih boyunca camilerden dinlenmiştir.
SIRAT-I MÜSTAKİM YOLCULARI
Miraç Kandili, Müslümanları Kuran ayı ramazana hazırlamaktadır. Miraç, recep ayının artık sonuna gelindiğini ve şaban ayının geldiğini gösteren bir dönemdir. Recep ve şaban ayı Hz. Peygamberin de üzerinde durduğu, çoğu zaman oruçlu geçirdiği ramazan öncesinde bir hazırlıktır. Bu dönem her yıl müminler için bir ruhi arınma dönemidir.
Miraç Kandili'ni Müslümanlar ibadet yaparak geçirmektedir, kaza, nafile ve teheccüd namazı kılmaktadırlar. Müslümanlar bu gecede bol bol dua edip günahlarına da af dilerler. Hatta kandil gününü de oruçlu geçirirler.
İslam milletinin en büyük özelliği, ayakları kaysa ve hataya düşseler de yanlışta ısrar etmezler, umutsuzluğa düşmediklerinden en kısa sürede ya da ilk fırsatta tövbeyle kendini düzeltip yeninden istikamet üzere yaşamaya başlarlar. İslam milleti, sırat-ı müstakim yolcularıdır.
İslam milletine akl-ı selim ve kalb-i selimin hakim olması, istikamet sahibi olmaları bir Kuran-ı Kerim mucizesidir; bu mucize de Hz. Peygamber’e muhabbetle, Allah dostları ve salihler çevresinde, onların himmetleriyle gerçekleşir.
-
Senel Turcan 3 yıl önce Şikayet EtAmin Allah razı olsun sizlerden miraç kandilimiz tüm islam alemine bizlere hayırlı olsun çok şükür rabbim bizi islam olarak yarattı rabbim bizleride ona hakınca kul olmayı nasip etsin bu mübarek gece bilerek bilmeyerek yaptığımız gunahlarımızı af eylesin inşallahBeğen Toplam 1 beğeni
-
Mustafa İnan 3 yıl önce Şikayet EtDiline yüreğine sağlık kârdeşin çok önemli konuları işlemiştir Allah razı olsun sizdenBeğen Toplam 4 beğeni