Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

İki partili modeli

GİRİŞ 28.05.2022 GÜNCELLEME 30.05.2022 YAZARLAR

Türkiye’de siyaset, iki yüz yıldır kaos görünümü vermektedir.. Her seçimde ülke arenaya dönüşmektedir. Partiler, ölçüsüz çatıştırılmakta; seçim nedeniyle yapılan siyasi polemikler, seçim sonrasına da olumsuz etkiler yapacak nitelikte olmaktadır..

Muhalefet, eline geçen her şeyle iktidara ölümüne saldırmaktadır.

Dahası sivil – asker bürokrasi, iktidar karşısında kendini denetçi ve yönlendirici görmektedir.

******

Siyaset biliminde, Anglosakson sistemi, ‘iki partili sistem’, kara Avrupa sistemi ise ‘çok partili sistem’ olarak adlandırmaktadır.

Türkiye ne bu iki sistemden birini bilinçli bir şekilde seçmiş, ne de kendi özgün sistemini oluşturabilmiştir.

İngiltere ve Amerika’daki iki partili sistem tarihlerinin sonucudur. Türkiye’de ise yetmiş yıllık bir kavga düzeninin sonucudur, iki partili sistem..

******

Batıcılar ve Cumhuriyet Halk Partisi, yakın siyasi tarihi bugünden geriye doğru yeniden kurgulamaktadır. Üniversitelerde ve okullarda egemen olan Batıcı tarih anlatısı, gerçeğin çarpıtılmasıyla kurgulanmıştır.

CHP kendini Milli Mücadele’nin koordinatörü ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olarak görmekten hiçbir zaman kurtaramamış; buna dayalı olarak da kendini hep rejimin sahibi, koruyucusu vazifesinde ve mecburiyetinde farz etmiştir. CHP kendi ilkelerini, tüzüğünü resmi ideoloji ve programını da anayasa görmekten bir türlü kurtulamamaktadır.

Oysa gerçek bunun tam tersidir: Devleti kuran CHP değil, CHP’yi kuran devlettir.

İki dünya savaşı arasında doğan yeni rejimler, tek partili bir düzen kurmuşlardır. Rusya’da komünist parti, İtalya’da faşist parti ve Almanya’da nazi partisi gibi. Türkiye’de de devlet bu hava içerisinde bir parti kurmuştur.

Parti, ülkeyi emrindeki sivil asker bürokrasiyle muhalefetsiz yönetmiştir. Parti, kısaca devletin kurumlarından biridir. Türkiye’de bir ilçede Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, Halk Evi ve CHP’nin başkanı aynı kişidir ve bundan dolayı maaş almaktadır. Partinin bina kirasını da devlet ödemektedir.

******

1945’te, II. Dünya Savaşı sonrasında çok partili düzene geçerken, tek partiyle yönetilen diğer ülkelerde olduğu gibi CHP’nin 30 yıla yakın tek başına yönetiminden ötürü yargılanıp  kapatılarak tarihe havale edilmesi gerekirdi.

Yeni partiler, demokratik bir sistemin gereği birbirine eşit durumda kurulması gerekirdi.

1950’den sonra gerçekten demokrasiye geçilseydi; en azından CHP’nin büyük bir kurultay yapıp köklü bir özeleştiri ile yepyeni ve karşısındaki partileri eşit gören ve halka gelecek için projeler sunup oy isteyen bir parti haline gelmesi gerekirdi.

Oysa CHP’nin yüzyıllık siyasi hayatında söz konusu özeleştiri, kendini yenileme ve yeniden doğma mümkün olmamıştır.

******

CHP içinden bir kadro çıkarmış ve kontrolünde bir parti olması amacıyla Demokratik Parti’yi doğurmuştur. Demokrat Parti’nin bir “muvazaa” partisi olarak kurulduğu bilinmektedir.

İttihat Terakki içinde yetişen İsmet İnönü ile Celal Bayar ve iki partinin yönetici kadroları aynı Batıcı zihniyeti temsil etmişlerdir.

Böylece hem iktidar hem muhalefet kontrol altına alınmıştır.

CHP ve DP iktidarları Türkiye’de 1923’ten 1960’a kadar 1924 Anayasasıyla halkın dünya görüşünü illegal ilan etmiş, her türlü sosyal görünümü yasaklamış, kültür ve medeniyetine savaş ilan etmiş ve muhalefetin siyaset alanında teşkilatlanmasına müsaade etmemiştir.

Böylece dışarıya demokratik yönetime geçildiği mesajı verilmeye çalışılmıştır.   

******

Fakat halk, oyunu bozdu..

Dışa karşı, o günkü şartlar içinde, “demokrasi oyunu” oynamamıza milletimiz razı olmadı,

Önce CHP’yi tarihî, sosyal ve ekonomik sebeplerle iktidardan uzaklaştırdı. 

Sonra Demokrat Parti’yi CHP’nin boyunduruğu altında bir parti olarak değil karşıtı bir parti olarak varolma durumuna getirmek istedi.. Olmadı.

DP halkın yanına geçip CHP’yi yargıya taşıyarak ülkenin demokratikleşmesi doğrultusunda adımlar atmadı.

DP de sağduyulu, demokrat bir parti olarak hareket etmedi..

10 yıllık iktidarın sonunda 27 Mayıs 1960 darbesiyle cezalandırıldılar.

Marmara Denizi’ndeki adalarda hızla yargılanıp asılarak oldukları yere gömdüler. Tabutları, ailesi ve halka verilmedi.. 

******

DP liderleri ve kadroları, CHP’nin dümen suyuna girmişti; ne anayasal güvenceye kavuşturulmuş bir demokratik yapının oluşturulmasına ne de kendi dışında partilerin kurulmasına imkan vermişlerdi..

CHP-DP kötü modeli, daha sonraki on yıllar içinde CHP-AP, CHP-ANAP, CHP-RP, CHP-DYP ve nihayet CHP-AK Parti olarak bugüne geldi..  

Ne yazık ki bu on yıllar, 27 Mayıs, 12 Mart, 70’lı yılların anarşi ve terör devri, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz gibi darbeler, müdahaleler ve krizleri ülkemize, dirilememe ve tarihteki büyük gücümüze erememe pahasına yaşattı.

Türkiye’de partiler, normal siyasî ortamda değil, olağanüstü şartlarda kurulmuşlardır; dolayısıyla iyi işleyen demokratik bir siyasî hayatın olağan organları ve kurumları olarak fonksiyonlarını icra etmiyorlar.  

YORUMLAR 2
  • Muhalif 3 yıl önce Şikayet Et
    Yazının tezi şu: İktidar ve muhalefeti kontrol esasına dayalı iki partili sistem, gerçek muhalefeti illegal ilan ediyor.. Seçenekte alternatif olmadığından seçimler havanda su dövmeye dönüşüyor.. Teşekkürler.
    Cevapla
  • Egemenlik 3 yıl önce Şikayet Et
    CHP kurucu değildir. Yenilmiş Osmanlıya Batı'nın soktuğu adamlar , yeni devleti ele geçirmeye çalışmıştır. CHP nin yamuk olduğu anlaşılınca Devlet. Milletin azim ve kararlılığı ile. Milletin egemenliğine bırakılmıştır. CHP de Birtane bile milli bir adam yok, Bol miktarda besleme var.
    Cevapla