Türkiye NATO Zirvesi'nde kaygılarını açıklayacak
28-30 Haziran 2022 tarihlerinde İspanya’nın başkenti Madrid’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil birçok devlet başkanının katılacağı NATO Liderler Zirvesi yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nde ittifakın savunma ruhuna aykırı ve Türkiye’yi bezdiren durumları belgeleriyle açıklama fırsatı bulacaktır. Zirvenin gündemi üç aşağı beş yukarı belli:
1.Zirvenin ana konusu, Rusya-Ukrayna Savaşı olacaktır. Savaş, bugüne kadar ittifakı domine eden ABD-İngiltere tarafından durdurulması bir yana adeta teşvik ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın cereyan ettiği Karadeniz havzası ülkesi olarak takındığı “tarafsız” tutumu ve savaşı durdurma çabalarının amaçlarını anlatacaktır. Bu zirveyle Türkiye’nin haklı itirazları kayıt altına alınmış olacak.
Zirveye Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de telekonferansla katılacak. Zelenskiy, kuşkusuz ki "Rusya’nın saldırganlığı karşısında Ukrayna’nın ülkesini kahramanca savunduğunu" açıklayacak, AB ve NATO üyeliğine vurgu yapacak, “Ukrayna’nın savunması demek, Avrupa ve NATO’nun savunması demektir” diyerek, Rusya’ya karşı daha “caydırıcı” yaptırımlar ile kendisi için ekonomik yardım ve silah desteği arayışlarını sürdürecektir. Muhtemelen İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliğinin gerekliliğini de savunacaktır.
Rusya’ya bugüne kadar uygulanan yaptırımlar savaşı sona erdirmedi. Savaş öncesi Ukrayna’ya gönderilen paralı askerler, silah ve mühimmat yardımları, Ukraynalılardan yaratılan milis güçleri, küresel çapta Ukrayna’ya verilen medya desteği Rusya’yı durdurmaya yetmedi. Üstelik Rusya, savaş başladıktan sonra petrol gelirlerini daha da artırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nde ABD ve İngiltere ikilisi ile Polonya’nın peşine takılan NATO üyelerinin, Ukrayna’ya neredeyse sınırsız silah yardımı yapmak yerine, iki ülke arasında kalıcı ateşkese önem vermeleri gerektiğini vurgulayacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savaşın Ukrayna’da yarattığı tahribatı, yakın ülkeler başta olmak üzere Avrupa ve dünyada ortaya çıkardığı gıda sıkıntısı ve artan ekonomik sorunları göz önüne serecek, bu sorunların giderek artış kaydeden iklim değişikliği ile beslenerek çığ gibi büyüyeceğii, Avrupa’ya doğru yeni sığınmacı akınlarını tetikleyebileceğini hatırlatılacak ve savaşı sonlandırılma çabalarında adeta tek başına kalan Türkiye’ye destek talep edecektir.
2. Gündemdeki başka konular İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvuruları, NATO’nun Avrupa yapılanmasının güçlendirilmesine yönelik öneriler ve Rusya gibi Çin’in de NATO’ya hasım gösterilmesi şeklinde sıralanabilir.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere NATO’ya yeni hedefler gösterecektir.
Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine “Evet” dememesinin sebeplerini bir kez daha en yetkili ağızdan ikna edici ifadelerle açıklayacak..
Bu bağlamda Yunanistan’ın sadece isim sebebiyle Makedonya’nın NATO üyeliğini veto etmiş olmasını örnek olarak vermeli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın doğusunda görülen tehdidi durdurabilmek için Türkiye’ye duyulacak ihtiyacı açıkça vurgulayacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir pazarlık içerisinde olmadığını, tamamen ittifak antlaşmasının ruhuna uygun hareket edilmesini istediğini, belirli belgeleri de kapsayacak şekilde Türkiye’nin istekleri yerine getirildikten sonra iki ülkenin üyeliğine onay verileceğinin altı çizecektir.
3. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleri tarafından “silahlı saldırıya uğrayan” bir üye olarak Türkiye, NATO İttifak Antlaşması'nın 5’inci maddesinin devreye girmesini beklerken, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG oluşumuna yapılan silah, eğitim ve siyasi desteğini gündeme getirecektir. Türkiye, kuşkusuz PYD/YPG’nin PKK terör örgütüne olan desteğini belgeleyerek sunacaktır.
Terörle mücadelede şehit ve yaralı sayısı, maddi harcamalar, mücadelenin bölge kalkınmasına olumsuz etkileri, küçük yaştaki bölge insanlarının terör örgütü tarafından kaçırılması ve yine terör örgütünün baskı ve dayatmalarının iç göçe sebebiyet verişi tüm açıklığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarafından anlatılacaktır. Ülkelerinden binlerce kilometre uzakta “güvenlik” kaygısıyla PYD/YPG’ye destek veren ülkelere, DEAŞ’la mücadeleye Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı ile verdiği destek hatırlatacaktır. Şayet konu DEAŞ’la mücadele ise Türkiye’nin bu konuda edindiği tecrübeyle DEAŞ’la mücadelede iş birliği teklifini tekrarlayacaktır.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, ittifakın güney/güneydoğu kanadında sahip olduğu gücü hatırlatacaktır. PYD/YPG’yi DEAŞ’la sözde mücadelesi için destekleyenlere, bu örgütün Irak’ın Sincar bölgesine hakim ve İran yanlısı Şii Haşdi Şabi örgütüyle kurduğu iş birliğini de açıklayacaktır.
Avrupa’nın doğusunda açıkça görülen tehdidi durdurabilmek için Türkiye’ye duyulacak ihtiyacı ayrıca vurgulayacaktır.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Eylül 2001 küresel terör olaylarının ardından ABD’nin isteği üzerine ittifakın ilk kez uygulanan 5’inci maddesine Türkiye’nin riayet etmiş olduğunu da vurgulayacaktır..
Kuşkusuz ki NATO Liderler Zirvesi’nde bu ana başlıkların yanı sıra Yunanistan-Türkiye gerilimi, küresel terör örgütüyle mücadele, üyelerin savunma harcamalarını arttırma önerileri gibi hususlar da gündeme gelecektir.
Konular her ne olursa olsun, zirvede ABD-İngiltere ikilisinin ajandalarıyla büyük ölçüde örtüşmeyen Türkiye’nin adı sıkça geçerek kaygıları paylaşılacaktır.