Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Kurban ibadetinin incelikleri

GİRİŞ 08.07.2022 GÜNCELLEME 10.07.2022 YAZARLAR

Sözlükte “yaklaşmak, yakın olmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey” anlamlarına gelen kurban kelimesi, dinî bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek veya bu şekilde kesilen hayvan” demektir.

İslâm’da, kurban bayramında kurban kesmenin dinî bir hüküm oluşu kitap, sünnet ve icmâ ile sabit olup, hicretin 2. yılında konulmuştur.

Kurbanın özünde, bir şey adayarak Cenâb-ı Allah’a  yaklaşma vardır.  Kurbanın hikmeti olan adamak, kısaca niyette ihlas, tazim ve tesbihe ulşma çabasıdır. Allahu Teala kurban kesmeyi ve kendine yakınlaşmayı biz kullarına lütfeylesin.

Bu yazıda, kurban ibadetinin inceliklerinden bir kaçını anlatacağım..

İLK KURBAN

Yüce Allah önceki âyetlerde özellikle Medine yahudileri için ibret olsun diye Hz. Peygamber sallahu aleyhi veselleme Âdem aleyhisselamın iki oğlu hakkında bilgi vermesini emretmiştir. Çünkü yahudiler Resûlullah’a karşı aşırı derecede kıskançlık gösteriyor ve haksızlık ediyorlardı. Yüce Allah, kıskançlığın işi nereye kadar götüreceğini göstermek maksadıyla bu tarihî bilgiyi vahyetti. Çünkü Âdem’in oğullarından biri kıskançlığı sebebiyle yeryüzünde ilk defa kan dökerek kardeşini öldürmüş, insanlık için kötü bir çığır açmıştı.

Cenâb-ı Allah’a ilk kurban, Âdem aleyhisselamın  ilk çocuklarından Hâbil ile Kâbil adamışlardır.Hâbil bir koyun, Kâbil ise bir deste buğday takdim etmişlerdi. Kur’ân-ı Kerim bu olayı şöyle anlatır:

“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine kıskançlık yüzünden ‘Andolsun seni öldüreceğim!’ dedi. Diğeri de dedi ki: ‘Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.’ dedi.” (Maide Suresi, Ayet: 27)

KURBAN İNSAN: İSAMİL

Daha sonra yine bir gün; İbrahim aleyhisselam çok ağır bir imtihana tâbi tutularak oğlunu Allah’a kurban etmesi emrin aldı. Zilhicce’nin sekizinci günüydü ve rüyasında oğlunu Allah’a kurban ediyordu. Bu rüyanın sadık bir rüya olup olmadığını araştırırken, Zilhicce’nin dokuzuncu günü aynı rüyayı tekrar gördü. Zilhicce’nin onuncu günü (Kurban Bayramı’nın birinci günü), üçüncü defa aynı rüyayı görünce bunun bir vahiy olduğunu anladı. Cenâb-ı Hak bu emrini kesin bir şekilde bir defada indirmemiş, arka arkaya rüyalarla İbrâhim aleyhisselamı  psikolojik olarak buna hazırlamıştı. Bu ilahi emre, İsmail aleyhisselam da teslim olmuştu.

Kur’ân’ı dinleyelim: “İbrahim,  ‘Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!’ diye dua etti. Bunun üzerine kendisine akıllı ve iyi huylu bir erkek çocuğu olacağını müjdeledik. Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, ‘Yavrucuğum’ dedi, ‘Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?’ Dedi ki: ‘Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.’ Her ikisi de (ilâhî buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca, ‘Ey İbrâhim!’ diye ona seslendik; ‘Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.’ İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik. Onun hakkında, ‘İbrâhim’e selâm olsun!’ ifadesini sonradan gelen nesiller arasında devam ettirdik. Evet, iyileri işte böyle ödüllendiririz. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.” (Saffat Suresi: Ayet: 100-111;)

İbrahim aleyhisselam Cebrâil’in indirdiği koçu Zilhicce’nin onuncu günü kurban ediyor. Böylece Zilhicce’nin onuncu günü kurban kesmek bir İbrâhîm Aleyhisselâm sünneti olarak sâbit kılınıyor.

Hıristiyanlık’ta Hz. Îsâ’nın çarmıha gerilmesi, kurban kavramına özel bir anlam katmakta, insanoğlunun günahına karşılık Tanrı’nın Hz. Îsâ’yı feda ettiğine inanılmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’de Hz. İbrâhim ve oğlu Hz. İsmâil’in Allah’ın buyruğuna gönülden teslim olma konusunda verdikleri başarılı sınava değinildikten sonra ilâhî bir armağan olarak gönderilen hayvanın boğazlanmasının istendiği bildirilmiş, insanın kurban edilmesi anlayışı kabul edilmemiştir. (Saffat Suresi; Ayet:102-107)

Kurban Bayramı’nda Allah’ın celal ve cemal sıfatları var. Kurban ibadetinde Allah’ın izzet, azamet ve Celâl sıfatına şahitlik ediyoruz. İkrâm ederken de Allah’ın lütuf, merhamet ve Cemâl sıfatlarına şahitlik edeceğiz. Kurban keserken, Celâl sıfatıyla Allah’a yaklaşacağız; ikrâmda da Cemâl sıfatıyla Cenâb-ı Hakkın rızâsına ereceğiz inşallah.

KURBAN İBADETİNDEKİ ALLAH’IN CELAL SIFATI

Bu bayramı, Celâl celle celaluhu sıfatını mütecelli: Kurbanın boğazlanması! Boğazlarken Cenâb-ı Allah’ın Celâl sıfatı tecellî edecek: Kalbimiz haşyet ve korkuyla ürperecek. Kurbanımızla birlikte Allah’a yaklaşmanın huzûru ile gözlerimiz yaşaracak! Günahlarımıza pişman olacağız, hatâlarımızı ve kusurlarımızı göreceğiz, istiğfâr edeceğiz, şükran duygusuyla dolacağız.

Kurban kıbleye doğru yatırıldığında okunması sünnet olan: “Namazım da, ibâdetim de, hayatım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. ” (En’am Suresi, Ayet: 162) âyeti bu ulvî hislerimize tercümân olacaktır.

Sonra, “Bismillâhi Allâhü Ekber!” denilecek ve kesilecek! Artık hayvan, Allah için kendini fedâ etmekte; Allah için kurban edilmektedir! Bu kesim hayvan için, et ve ticâret amacıyla bir kasabın bıçağı altına yatmaktan çok daha şerefli, çok daha ulvîdir.

Kurban kesmede, Celâl tecellîsi hâkimdir. Bu tabloya tahammülün zorluğu da bundan kaynaklanmaktadır.

KURBAN İBADETİNDEKİ ALLAH’IN CEMAL SIFATI

İkram esnasında, o çoğu zaman hasret kaldığımız dostluklara ve gönüllere ulaşırken Allah’ın Cemâl sıfatı tecellî edecek.. Kalbimiz sevgiyle, dostlukla, merhametle dolacak. Toplumu oluşturan bireyler kardeş olduklarını hatırlayacaklar. İnanç  toplum olarak ümmet, doyasıya barışı yaşayacak. Barış anlamındaki İslam toplumun karakteri olacak..

İnsanlara, dostlara, komşulara, fakir ve fukaraya ikrâm etmek ve böylece toplumdaki bireylerin karışıp kaynaşması ne eşsiz bir sosyal davranıştır. Allah’ın cemal sıfatını mütecelli kurbanın dağıtım ve ikram olguları, diğer milletlerin imrendiği ve bir benzerinin görülmediği kadar toplumu birleştiren sımsıcak bir ibâdet. Kurbanda insanlara gönlümüzü açıyoruz. İkrâm ediyoruz. İkrâmlarını kabul ediyoruz. Yüzümüzden gülümsemeler eksik olmuyor. Dargınlık ve kırgınlıkları geçmişin derin deryasında bırakıyoruz.

Kurban bayramının ilk günü ve bugünden sonra barışıyoruz. Ve artık, hep barışta kalıyoruz. Resûlullah Efendimiz sallahu aleyhi vesellem “İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe tam îman etmiş olamazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”  hadisi kulaklarımızda bir kez daha çınlıyor! “İman” ve “sevgi” gibi birbirinin vazgeçilmez iki iksirini Kurban Bayramında idrâk ediyoruz. Sevgide Cemâl tecellîsine şâhit oluyoruz; Allah’a yaklaşırken Müslüman kardeşlerimizle kaynaşıyoruz..

Aldıktan sonra kurbanlık hayvanın bakımını iyi yapmak, aç ve susuz bırakmamak, onu sevmek sünnettir. Kesime götürürken hayvana vurmamak, incitmemek, korkutmamak, sürüklememek; bilakis şefkatli davranmak ve eziyet etmemek sünnettir. “Hayvanı gâyet güzel kesin. Kim hayvan kesecekse, bıçağını iyi bilesin. Hayvanı da bir an önce keserek rahatlatsın.” hadîsinin emriyle, bıçağı önceden bilemiş olmak, kesimde keskin bıçak kullanmak sünnettir. Hayvanı kesim yapılacak yere ayağından tutarak sürüklemek ve acı vererek götürmek mekruhtur. Keserken eziyet vermek, kör bıçak kullanmak, hayvanı yatırdıktan sonra bıçak bilemeye gitmek mekruhtur. Sünnet olan, bu esnâda hayvana azamî müşfik ve sevecen davranmaktır. Kurban kesme adabına riâyetle Cenâb-ı Hakkın Cemâl sıfatını bir kez de idrak ederiz.

Kurban etini üç taksim yaparken, bir taksimini ihtiyaç sahibi insanlara dağıtırken, diğer bir taksimini eşimize, dostumuza, komşumuza, arkadaşlarımıza ve insanlara ikrâm ederken bizde Cemal sıfatı tecelli edecek; artık hep Cemâlî bir nezâket içinde olacağız.

Kurban Bayramı günü, müstesnâ bir gün olarak elimiz ikramda açık olacak.. Cümle gönüller kurban bayramı mucizesiyle fethedilecek.

Allahu Teala gelmekte olan ve Celal ve Cemal sıfatlarını mütecelli  mübarek bayramı, İslam kardeşliğinin ihyası ve insanlık barışı için vesile kılsın ve kalbimizden kin ve düşmanlıkları gidersin. Amin.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL