Hz. Peygamber sallahu aleyhi vesellemin kurduğu, halifelerinin devam ettirdiği İslam devleti, miladi 1918 yılına kadar geldi. Müslümanlar o zamana kadar büyük devletlerle emniyet altında oldular; esarete düşmediler, kendi hayat ve varlıklarını koruma imkanı buldular.  Ne var ki 20. yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda devletlerini kaybettiler.

Yüz yıldır Muhammed sallahu aleyhi vesellemin ümmeti başsız, dağınık ve sahipsiz oluşun bedelini ödemekte..

İslam ülkesi, Allah’ın gösterdiği yolda yürümeyi kabul etmeyenlerin düşmanlığıyla çepeçevre sarıldı; en acı şekilde istila, işgal, yakıp yıkma, yok etme, yağmalama ve en kötüsü sosyal yapıyı çökertme saldırılarıyla boğuşup durmakta.. Her türlü saldırıya uğradılar, başlarına gelmeyen felaket kalmadı.

İslam milleti, birkaç yüzyıllık çilesini doldurmadı. İslam coğrafyası kan ağlıyor. İslam milleti, Asya’da, Afrika’da, dünyanın her tarafında acıdan inliyor; Afganistan, Irak, Suriye, Libya’da yangın sürerken, Doğu Türkistan esaret altında kuşaktan kuşağa küçülüyor, yok olmaya doğru gidiyor. Filistin, Gazze, çağın korkunç silahlarıyla yıkılıyor, yok ediliyor.

İslam milleti, onlarca devlete bölünmüş.. Ülkeleri, açık cezaevi haline gelmiş.

TEK KURTULUŞ YOLU: İSLAM BİRLİĞİ

Çağdaş Roma olan Birleşmiş Milletler (BM) insanlığa dayattığı modern cahiliyeyle Müslüman devletlere karşı iki yüzlü politikalar yürütmekte.. Küresel örgütlenmesini tamamlayan BM dünya devleti olarak Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlamıyor.

Günümüze kadar çoktan Türkiye, İran, Pakistan, Mısır ve Suudi Arabistan anlaşıp beş İslam ülkesi olarak İslam’ın küresel siyasal sistemini  kurması gerekirdi..

Müslümanlar, birliklerini sağlayacak siyasal sistemler kurmak zorunda..

Türk Devletleri Teşkilatı ile Arap Birliği kuruldu. Bunları küçümsememek lazım.

Endonezya, Malezya ve Filipinler, birleşip “Doğu İslam Birliği” bir an önce kurmalılar.

Fas, Cezayir, Nijerya, Tunus gibi Afrika İslam ülkeleri de “Afrika İslam Birliği” kurmalılar.

Arnavutluk, Bosna, Kosova gibi Balkan ülkeleri ile “Batı İslam Birliği”ni kurmalılar.

Tek kurtuluş yolu budur.

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, yirminci yüzyılın büyük şairlerinden Necip Fazıl Kısakürek ve bayrağı yirmi birinci yüzyıla taşıyan Sezai Karakoç, tek kurtuluş yolunun İslam birliği olduğunu anlattılar.

İSLAM GÜVENLİK KONSEYİ

İslam milleti eli kolu bağlı durmadı.. BM’de 57 İslam devleti temsil ediyor bugün. Milli kuvvetler oluşturup yerel yönetimlerini kurdular.

1969 yılından beri de İslam İşbirliği Teşkilatı faaliyet göstermekte.

Sezai Karakoç, “Bugün, 57 devletin birliği olan İslam İşbirliği Teşkilâtı’nı, kendi düşünce, inanç ve isimlendirmelerimizle, bir nevi İslâm Birleşmiş Milletler Topluluğu (İBMT) olmalı!’ demişti.

Sezai Karakoç’un diğer bir teklifi de 10 devletin kurduğu “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı bir nevi İslam Güvenlik Konseyi yapma” projesi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) karşısında, Bağdat Paktı, CENTO gibi köklü bir geçmişi olan “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın” (ECO) İslam’ın gücünü ve yaptırım kudretini İslam Güvenlik Konseyi olarak temsil etmesi gerektiğini savunuyordu.. Elbette bugünkü statüleriyle değil, değişmiş tüzük ve programlarıyla.

Sezai Karakoç, “Bağdat Paktı’nı küçülte küçülte önce CENTO, sonra RCD, daha sonra da ECO yapmışlardı. Şimdi sadece ekonomik bir birlik olan ECO’yu, askerî ve siyasî bir güç haline getirmek gerekmektedir’’ dedi.

ECO’da Türkiye, İran, Pakistan gibi önemli İslam devletlerinin yanında Türkî cumhuriyetlerin de olduğunu hatırlatan Karakoç, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da birliğe katılımıyla İslâm Güvenlik Konseyi’nin oluşturulabileceğini söyledi.

Karakoç, “Tek millet, iki devlet, üç devlet olmaz. Birlik gerekli’” dedi.

Bu tek millet çok devlet yaklaşımı dağınıklığı meşrulaştırma çabasıdır..

NÜKLEER SAVAŞI DURDURMAK

Nükleer savaşı,  sadece Müslümanlar durdurabilir.

İslâm Birleşmiş Milletler Topluluğu (İBMT) Doğu ve Batı arasında, dünyanın orta kesiminde, insanlık için kalıcı bir barış ve güvenlik gücü olacaktır.

Sezai  Karakoç, “İBMT ile Müslümanlar, kendilerini Doğu’dan, Batı’dan, Kuzey’den gelen tasallutlardan kurtaracakları gibi, insanlığın felaketi olacak olan korkunç Doğu-Batı nükleer savaşını da önlemiş olacaklar! ” dedi. 

Sezai Karakoç, yaklaşan ABD Çin Nükleer Savaşı’nı ancak İslami Birleşmiş Milletler Topluluğu’nun (İBMT) durdurabileceğini söyledi:

“Batı ile Doğu arasında çıkacak bir savaş, insanlığı yeniden taş devrine döndürecektir. Taş üstünde taş kalmayacaktır. Bugün, Batı’daki ve Doğu’daki büyük devletleri yöneten gizli-açık güçlerde sağduyudan, temkinden eser bulunmadığından, geleceği karartan bir görünüş, insanları umutsuzluğa düşürmektedir.” dedi.

Yaklaşan  dünya savaşını, ancak yek vücut olmuş İslam milleti önleyebilir. İslam milleti kendisiyle birlikte insanlığın da güvenliğini sağlayacaktır. İBMT dünya barışının teminatı olacaktır.