Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI

Deprem Gönüllüleri ve Gönülsüzleri

GİRİŞ 14.02.2023 GÜNCELLEME 15.02.2023 YAZARLAR

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden etkilenen depremzedeler için tüm Türkiye'den ve yurt dışından gelen gönüllüler el birliğiyle çalışıyor ve yardımları en hızlı şekilde ulaştırıyorlar.

Deprem, bir imtihan; kalbi iman dolu erdemlileri ve ölü kalpli rezilleri belirliyor.

Bu yazıda deprem gönüllüsü olmanın nedenlerini ve gönüllülüğün insana kazandırdıklarını büyüteç altına alacağım.

BİR ANLAM ARAYIŞINE GİRENLER

İnsan, doğumdan ölüme kadar bir anlam arayışı içindedir. Her insan, varoluş amacını ve hayatının anlamını bilmek istiyor. Varlığını sürdürmek, varoluş amacına sıkı sıkıya tutunmak ve bütün yaşama enerjisini o yöne aktarmak, insan için doğuştan gelen bir arzu ve irade olarak ortaya çıkan temel yaşama güdüsüdür.

Dolayısıyla insanın boşluğa düşmemek için bir anlam arayışına girmesi, varlığının  bilincinde olması, varlığına bir değer, bir anlam yükleyecek faaliyetlere katılması çok önemli bir hayati süreçtir. Eğer bireyin tutunacak bir inancı, bir amacı, bir işi, bir sevdiği varsa, hayata bakışı ve zorluklarla mücadele edişi daha güçlü olur.

İnançsız, sevgisiz, fikirsiz, amaçsız, işsiz ve itibarsız bireylerin zorluklarla karşılaştıklarında çok kolay savruldukları görülmektedir.

Bireyi anlamsızlık duygusundan kurtaran en önemli faktörlerden biri de gönüllü faaliyetleridir. Gönüllülük olgusu, bizim kültürümüzde hizmet olarak kavramlaştırılmıştır.

GÖNÜLLÜLÜK FAALİYETLERİNİN BİREYE KAZANDIRDIKLARI

Gönüllülük, bireylerin çıkar gözetmeksizin zamanlarını, enerjilerini, bilgi ve becerilerini, kaynaklarını ve birikimlerini, kendi özgür iradeleriyle başkalarının yararına kullanma eğilimi olarak tanımlanabilir.

Gönüllüğün temelinde özgür irade vardır. Bir de başkasının yararına kullanılan bilgi, beceri ve birikim vardır. Gönüllülük, bireyin benmerkezci anlayıştan uzaklaşarak empatik bir yaklaşımla tamamen iyiliğe yönelmesi; fayda amaçlı ve hiçbir kâr gütmeden karşısındakini düşünmesi, onun yararına çaba sarf etmesidir. İşte hayatı değerli kılan önemli amaçlardan biri budur.

Karşılık beklemeden iyilik yapmak olarak gönüllülüğün birey ve topluma kazanımları çoktur.

1.Etkin iletişim: İletişim ve ekip çalışması becerilerini arttırır. Yeni ilişkiler ve ağlar kurmaya yardımcı olur. Sosyal çevresini yeniler ve zenginleştirir.

2.Sosyalleşme: Bireyi çevresine karşı daha duyarlı ve empatik kılar. Bireyleri toplumda var olan sorunları yakından izlemeye ve çözüm üretmeye teşvik eder. Bir gruba mensup olma hissini kuvvetlendirir ve bireyin kendini daha güçlü hissetmesini, yalnız olmadığını düşünmesini sağlar.

3.Kişilik ve kimliği güçlendirme: Sorumluluk duygusu gelişir, duygu, düşünce ve davranış dengesi kazanır, takın çalışmasını öğrenir, yeniliklere açık olur ve bakış açısını genişletir. Bireyin kendi sınırlarını ve gücünü keşfetmesini sağlar, bu sayede kendine olan güveni artar.

4.Dinamizm: Bireyin moral ve motivasyonunu, yaşam enerjisini arttırır. Kaliteli ve aktif bir yaşam sağlar. Rahatlatır, sükuna kavuşturur. Bireyi daha işe yarar, manevi açıdan daha sağlıklı ve mutlu hissettirdiğinden özellikle psikolojik rahatsızlıkların çözümünde ciddi rol oynar.. Sağlıklı toplum ufku, dinamizmi kazandırır.

5.Gelişme: Toplumun kültürünü yeniler. Eğitim, bilim, teknoloji, ekonomi ve siyaset gibi bütün faaliyet alanlarında çıtayı yükseltir. Medeniyet atılımı gerçekleştirir.

6.Devletin ve milletin yükünü hafifletir: Yapılacak katkı ve sağlanacak destek toplumu tek yürek haline getirir, milli heyacanı uyandırır. Devlet, vatan ve millet sevgisi gelişir. Ücretsiz sağlanan destekle mali olarak devlet adamlarında, yöneticilerde rahatlama sağlar.

DEPREMDE GÖNÜLLÜLER VE GÖNÜLSÜZLER

Sivil toplum kuruluşları hedeflerini gerçekleştirmek için gönüllülerden yardım alırlar. Çeşitli alanlardaki uzmanlıkları, verdikleri emekleri ve ayırdıkları vakitleri ile gönüllüler STK çalışmalarında ciddi rol oynarlar. Farklı renk, dil, ırk, din ve özellikler bu bireyleri tek bir amaç doğrultusunda bir araya getirir ki, o da gönüllülük esasıdır.

Gönüllülük, bir başkasının iyiliği için çalışma ve bundan herhangi bir maddi yarar beklememek olduğundan bireyde oluşturduğu iyilik hissi ve kendini faydalı görme durumu, STK’lara ve gönüllü projelere olan katılımı arttırmaktadır. Bireyler artık bir anlam arayışına girmek, manevi doyuma ulaşmak ve hayatlarına bir anlam kazandırabilmek için gönüllülüğün esas alındığı faaliyetlere yönelmektedirler.

Çağdaş dünyada giderek benmerkezcilik yaygınlaşmakta ve yalnızlaşma sürecinde pragmatizm, konformizm ve hedonizm yaygınlaşmaktadır. Refahın ancak maddiyatla sağlanacağı algısı tüm topluma hâkim olmaktadır.

Bir anlam arayışına girmeyen, bencil, asosyal, apolitik tipler üreten sağlıksız toplumların geleceği yoktur. Boşanma oranlarının arttığı, suçların ve intiharın yaygınlaştığı, hastanelerin, hapishanelerin arttığı sağlıksız toplumlarda gönüllülük faaliyetleri güçsüzdür. Başkalarına iyiliğe gönülsüzlük ise psiko sosyal gelişimini tamamlamamış, kişiliği zayıf, sağlıksız insan demektir. İşbirlikçi, vatan haini tipler, menfaatperest olduklarından, kişisel çıkarlarını ülke çıkarının üstünde gördüklerinden bu gönülsüzler arasından çıkar.

Bu deprem süreci, doğru yönetilebildiği takdirde hem bireyin hem toplumun hem de devletin yükünü hafifletmesi, harekete geçirmesi nedeniyle tüm taraflar için önemli faydalar sağlayacaktır. İnsanın gönüllülükle kendini daha yararlı hissettiği ve karşısındakine de bunu hissettirdiği pek çok durumda, daha sağlıklı ve huzurlu bir sosyal yapının tesis edildiğine de şahit olunmaktadır.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL