Birleşmiş Milletler, 2027’de 75. kuruluş yılını kutlamaya hazırlanıyor olmalı. 2052 yılında da kuruluşunun 100. yılını kutlayacak. Söz konusu kuruluş yıldönümleri, BMGK’da bulunan devletler, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çina açısından önemli. Beş devletin de kısa, orta ve uzun vadeli planları, kurdukları BM’nin 100. yılında ulaşmayı umdukları hedefleri vardır. Daha önce Haber 7’deki bu köşede yayımladığım ‘Dehşet Dengesi Bozuluyor’ başlıklı yazıda BMGK’nda bulunan devletlerin yüzyıllık planlarını anlatmıştım. 20. asır, iki dünya savaşı sonunda, 1952’de kurulan Birleşmiş Milletler ile şekillendi. BM’nin kuruluşundan sonraki ilk çeyrek asırda, 1952 - 1977’ye kadar olan süreçte, ABD , Avrupa’daki İngiltere ve Fransa ve Asya’daki Rusya ve Çin gibi dünya gücünü oluşturan devletler daha çok iç meselelerle uğraştı; adeta dünya savaşının yaralarını sardı.. İkinci çeyrek asırda, 1977 - 2002’ye kadar olan süreçte, dünya sistemi inşa edildi; mekanizmalar kurularak çalıştırılmaya başlandı. Üçüncü çeyrek asırda, 2002 - 2027’ye kadar olan süreçte, dünya sistemi küresel sermayenin daha etkin olduğu, büyük devletlerin ekonomik alanda gücü yeten yetene savaştığı, askeri olarak vekalet savaşlarının devreye sokulduğu bir uluslararası ortam haline getirildi.. Finans ve ticaret mobilizasyonunun gerektirdiği mekanizmalar olarak kurulan banka, iletişim ve ulaşım ağlarında öyle hamleler yapıldı ki insanlık tarihinde görülmemiş sonuçlar elde edildi. BM, son çeyrek asırda 2027 – 2052 arası süreçte, dünya devletini ilan etmeye hazırlanıyor. BM’nin dünya devleti haline gelmesine itiraz edebilecek tek güç var: İslam. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM kürsüsünden ‘Dünya beşten büyüktür!’ diye haykırırken, dünya devleti olama çalışmalarına karşı çıkıyor; insanlığı yeni bir dünyaya çağırıyor.

12 Haziran 2011 genel seçimlerinde Başkan Erdoğan, 2023 hedefini açıkladığında, yine bu köşede ‘Erdoğan'ın 2053 ve 2071 hedefi var mı?’ başlıklı yazıyı yayınlamış, şu tespitte bulunmuştum: ‘Erdoğan, bu aşamada, 2023 hedefini diktikten sonra, 2053 ve 2071 hedeflerini de siyasetin ufkuna koyabilirse, tarihte çok özel bir yer alacaktır’. Çünkü o güne kadar Türkiye kısa, orta ve uzun vadeli hiçbir hedef belirlememişti. ‘2011 genel seçimlerinde 2023’ü konuşarak, siyasi partiler, bir ortak hedef ortaya koydular. Son iki yüzyıllık tarihimizde görünen bir olgu değil bu. Herkesin yöneldiği bir hedefin olması millet hayatında çok önemli; yöntemin ve araçların farklı olması ise kaçınılmaz, hatta yararlı. Önemli olan, hedefe ulaşmak.. İnatçılık değil, kararlılık önemli. Türkiye mutlaka 2023’e hazırlanmalı’ demişim yazıda. Türkiye, 2023 hedefi olarak belirlediği dünyada ilk ‘10 devlet’in içine girmek, daha doğrusu uluslararası ilişkilerde oyun kurucu aktör olmak için çaba sarf etti; başarılı oldu da.. 12 yıl sonra, içinde bulunduğumuz 2023 yılında, 14 Mayıs seçim sürecinde, Türkiye’nin ilan edilen kısa vadeli hedefe ulaşıp ulaşılmadığı meselesinde birkaç tespitimi bu yazıda paylaşmak istiyorum.

TÜRKİYE 2023 HEDEFİNE ULAŞTI

Türkiye, bağımsızlaşıp kendi tarih yolculuğuna çıktı, önemli olan budur. Türkiye’nin küresel aktör olmasını engellemek için çok çalıştılar. Türkiyenin yoluna konulan üç bombayı burada zikredeyim, gerisi anlaşılır: 1.PKK terörüne açıkça destek verdiler. Elebaşları etkisiz hale getirdiğinden örgüt, çökme noktasına geldi. 2.Asya’ya ve Afrika’ya yayılan organizasyonuyla FETÖ 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde bulundu.. ABD ve AB’nin himayesine rağmen FETÖ dağılma noktasına geldi. 3.Ermeni ayaklanmasının 100. yılında, 2015’te dünya çapında organize edilen Ermeni Bombası, dünya güçlerinin elinde patladı. Türkiye ve Azebaycan, emperyalizmin Ermeni oyununa, Karabağ topraklarındaki işgali püskürterek cevap verdi.

Türkiye, ABD’nin işgal ederek Afganistan, Irak ve Suriye’yi parçalama, Hind Denizi ve Doğu Akdeniz’e yerleşme operasyonunu da püskürttü. Türk Devletleri Teşkilatı, İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatının ayak sesidir. Rusya’nın Ukrayna işgalinde aldığı pozisyon da Türkiye’nin yeni rolünü ortaya koydu. Kısaca Türkiye, 2023 hedefine ulaştı.

Türkiye, 2023 hedefine ulaştığından ufukta 2053 ve 2071 hedefleri var. Bu yüzden Türkiye’nin 2053 ve 2071 hedefleri dosta güven ve sevinç verirken, düşmanlara ve işbirlikçilere de korku veriyor.

Devletlerin ideallerinin bir görünen yüzü vardır, bir de görünmeyen, konuşulmayan, sır olan yüzü vardır. Türkiye 2023 hedefi olarak ilk 10 devletin içine girmek dedi, nelerle karşılaştı, neler yaptı?

Nedir 2053 hedefi? Türk Devletleri Teşkilatı’nın ordusunu kurmak, askeri gücünü ortaya koymak. Bu hedef zor olsa da başarılabilir. Böylece  merkez Tahranda bulunan Bağdat Paktı ve CENTO’nun devamı olan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) İslam Birleşmiş Milletleri Teşkilatı’nın güvenlik konseyi haline getirilebilir.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Türkiye, İran ve Pakistan tarafından bölgesel ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla 1964 yılında kurulan Kalkınma için Bölgesel İşbirliği (Regional Cooperation for Development) teşkilatının hukuki zemini üzerine 1985 yılında kurulmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarını kazanan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan ile Afganistan'ın da katılmasıyla Teşkilat, 1992 yılında toplam 8 milyon km2 alan üzerinde yaklaşık 500 milyon nüfusa hitap eden ekonomik ağırlıklı bir bölgesel teşkilat halini almıştır.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın ortak ordu projesinin görünen yüzü hiç kuşkusuz Türkiye Azerbaycan askeri işbirliğidir. Önümüzdeki 30 yılda bu teşkilat inşallah gelişecek,  ordusu da olan bir birlik haline gelecektir. Türk birliği, Arap birliğine, Afrika birliğine de ciddiyet ve ağırlık kazandıracaktır. 

Ekonomik dille ifade edilen Türkiye’nin 2023 hedefi gerçekleşmiştir. Çünkü Türkiye’nin, Türk devletlerinin, onlarca İslam ülkesinin ekonomik sorunu, insan ve doğal kaynağın olmaması değil, teknolojinin, organizasyonun, liderliğin, eğitimli kadronun ve planlamanın olmamasıdır. Türkiye birlik siyasetiyle yeni organizasyonlara liderlik yapıyor. Fas’tan Flipinlere kadar büyük, zengin ve tek ülke gibi birbirine bitişik coğrafyada, 2 milyara yakın insan, İslam birliğiyle kaynaklarını planlı kullanınca, uluslarası ilişkilerde aktör haline gelince ve nükleer tehditi ortadan kaldırınca insanlık için de hayırlı olacaktır.

2023 Depremi, bir yoklama olmuş, Türkiye’nin 2023 hedefinin gerçekleştiğini tescil etmiştir. Çünkü Türkiye hem deprem yaralarını sarabilecek gücü olduğunu göstermiştir, hem de yıllardır insani kriz yaşayan devletlere yaptığı yardımlar nedeniyle yardımsever ülke olarak tanındığından bütün bir dünyanın, özellikle İslam ülkelerinin yardımını almaktadır..

Türkiye’nin 2023 hedefi gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece 2023 hedefini gerçekleştiği için değil, 2053  ve 2071 hedeflerini de Türkiye’nin ufkuna yerleştirdiği için tarihe geçmiştir.