Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Türkiye Yüzyılı bir Kuran mucizesi olacaktır..

GİRİŞ 29.04.2023 GÜNCELLEME 30.04.2023 YAZARLAR

Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem Mescid-i Nebevî’de toplanan Ashâb-ı Kirâm’a yeni gelen şu âyet-i kerîmeyi okudular:

“Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe aslâ “birr”e (iyilik mertebesine, cömertlik erdemine, yâni güzel ahlakın kemâli­ne) eremezsiniz! Her ne infâk ederseniz, hiç şüphesiz Allâh onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân Suresi; Ayet: 92)

Derin bir vecd hâlinde Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellemi dinleyen Ashâb-ı Kirâm, bu âyet-i ke­rîmeyi de yüreklerinin derinliklerinde hissedebilme ve bu ilâhî dâ­vetin muhtevâsından hareketle ellerinde olandan infâk edebilme düşüncesine dalmışlardı.

Bu âyet indiği zaman sahâbîlerden Ensar’ın en zengini olan Ebû Talha radiyallahu anhın  Mescid-i Nebevî’nin karşısında bulunan, içinde 600 hurma ağacı olan, büyük Beyruhâ Bahçesi vardı, burada Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’i sık sık dâvet edip ikramlarda bulunarak ağırlardı. Ebû Talha radiyallahu anh, Beyruhâ Bahçesi’ni Allah yolunda infak etmek istedi. Hz. Peygamber de bu davranışından dolayı onu tebrik ettikten sonra ona bahçesini fakir akrabaları arasında taksim etmesi tavsiyesinde bulunmuş; o da bu tavsiyeyi yerine getirdi. (Buhârî, “Zekât”, 44).

Hz. Ömer radiyallahu anh da en iyi malının Hayber’deki hissesi olduğunu söyleyerek onu Allah yolunda harcamak için ne yapması gerektiğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da “Aslını tut, meyvesini sadaka ver” buyurmuştur. Bu tavsiye üzerine Hz. Ömer, geliri gereken yerlere harcanmak üzere o bağı vakfetmiştir (Buhârî, “Şürût”, 19).

Ashâb-ı Kirâm her yeni gelen ayetle büyük bir heyecana kapılır, bildirilen ilahi emri yerine getirmek için vakit kaybetmezlerdi..

Bu tür sosyal harcamalar, kişiyi nesne bağımlılığından, cimrilik ve istifçilik hastalığından kurtarır; ona kendisini Allah ve insanlar katında yüceltecek cömertlik vasfını kazandırır. Sahâbîler buna çok önem vermiş ve en çok sevdikleri mallarını Allah yolunda harcamaktan geri durmamışlardır.

Allah’ın rızâsına, cennetine, lutuf ve inâyetine ulaşabilmenin şartlarından biri de kişinin sahip olduğu ve sevip bağlandığı, elinden çıkmasından kaygılandığı nimetleri Allah yolunda kullanmasıdır. Kişi ancak bu takdirde iyiliğe, yani erdemliliğe, ihsan ve sevaba erer, cennete girmeye hak kazanır. Bu sebeple “iman dinin başlangıcı, iyilik (birr) de gayesi” olarak nitelendirilmiştir. Müfessirler kişinin sevdiği şeyleri “servet, makam, mevki, ilim ve beden kuvveti gibi maddî ve mânevî imkânlar” şeklinde yorumlamışlardır. Âyet-i kerîme, sadaka veya Allah yolunda yapılan diğer harcamaların işe yarar, kıymetli şeylerden yapılmasının gereğine işaret etmekte, aksi takdirde yapılan harcamada hedeflenen gayeye ulaşılamayacağını bildirmektedir. Bu tür sosyal harcamalarda verilen şey, bireyin veya toplumun bir ihtiyacını karşılayacak ve onu sıkıntıdan kurtaracak mahiyette olmalıdır. Âyetten, insanın tiksinerek alabileceği nahoş şeyleri (örneğin kullanılmış giysi gibi) sadaka veya zekât olarak vermenin insanların hoşuna gitmediği gibi Allah’ın da hoşuna gitmeyeceği ve böyle bir harcamaya sevap verilmeyeceği anlaşılmaktadır. Nitekim bu durum Bakara Sûresi’nin 177 ve 267. âyetlerinde açıkça ifade buyurulmuştur.

Yahudiler, kibir ve gösterişle değersiz şeylerden az bir bağışta bulunmayı cömertlik sanıyorlardı; bu ayet, Medine’deki Yahudilerin cömertlik ve  iyilik anlayışını eleştirmektedir. Erdemli olmak, cömert olmak, iyi insan olmak, Allah’ı sevip emir ve yasaklarını her şeyden üstün tutarak yaşamaktır. Kişi herhangi bir şeyi Allah’tan daha çok seviyor ve onu Allah yolunda feda edemiyorsa, onun iyiliğe ve erdemliliğe (birr) ulaşması mümkün değildir (Kur'an Yolu Tefsiri; Cilt: 1 Sayfa: 629-631).

AYET GELİNCE SERVET BAĞIŞLADI

Ebû Talha radıyallâhu anh, sözkonusu âyet-i kerîme inince Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek şöyle dedi: 

“Yâ Rasûlallâh! Cenâb-ı Hak kitabında: “Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe aslâ “birr”e eremezsiniz!..” (Âl-i İmrân, 92) buyuruyor. Şüphesiz servetim içinde en kıymetli ve bana en sevimli olanı, Beyruhâ Bahçesi’dir. Şu andan itibâren Beyruhâ Bahçesi’ni Allâh ve Rasûlü’ne bırakıyorum. Umarım ki bu sâyede Rabbim beni birre (cömertliğin kemâline, iyi insan mertebesine) ulaştırır ve onu bana âhiret azığı eyler. Yâ Rasûlallâh, artık bu bahçede Allâh’ın sana gösterdiği istikâmette tasarruf et.”

Rivâyetlere göre bu sözlerinin ardından Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Ebû Talha radıyallâhu anha  Beyruhâ Bahçesi’ni fakir akrabalarına bir başka rivayette de Medine’nin fakirlerine vermesini buyurdular.

Ebû Talha radıyallâhu anha  bu güzel kararını derhal tatbik etmek için bahçeye gitti. Bahçeye vardığında hanımını bir ağacın gölgesinde otururken buldu. Ebû Talha bahçeye girmedi. Eşi sordu: “Yâ Ebâ Talha! Dışarıda ne bekliyorsun? İçeri girsen ya!”

Ebû Talha“Ben içeri giremem, sen de eşyanı toplayıp çıkıver.” dedi.

Beklemediği bu cevâb üzerine hanımı şaşkınlıkla sordu: 

“Neden yâ Ebâ Talha! Bu bahçe bizim değil mi?” 

Ebû Talha: “Hayır, artık bu bahçe Medîne fukarâsınındır.” diyerek, âyet-i kerîmenin müjdesini ve yaptığı fazîletli infâkı sevinç ve neşe içinde anlattı.

Hanımı hemen ayağa kalktı ve eşyasını toplamaya başladı.

“Bahçeyi ikimiz nâmına mı, yoksa şahsın için mi bağışladın?” diye sormaktan da kendini alamadı.

Ebû Talha “İkimiz nâmına” diye cevap verdi.

Bu sefer hanımı da huzur içinde şu değerlendirmeyi yaptı:

“Allâh senden râzı olsun Ebû Talha! Etrafımızdaki fakirleri gördükçe aynı şeyi düşünürdüm de sana söylemeye bir türlü cesaret edemezdim. Allâh hayrımızı kabul buyursun. İşte ben de bahçeyi terk edip geliyorum!” (Osman Nuri Topbaş, Vakıf, İnfak, Hizmet, Erkam Yayınları)   

Ebû Talha’ya bu fedâkârlığı yaptıran ve eşine de kabul ettiren Kuran ahlâkıydı.

Asr-ı Saâdet’te tanıklık edilen bu Kur’an mucizesini, bu Kuran iklimini, çağın ruhu kılacağız inşallah.. Türkiye Yüzyılı, İslam medeniyetinin yeniden ihyası olacaktır.

İslam medeniyeti denilen bu Kuran mucizesine ne kadar çok muhtacız..

Türkiye Yüzyılı bir Kur’an mucizesi olacaktır inşallah..

 

YORUMLAR 5
  • abd-i aciz 2 yıl önce Şikayet Et
    RESULULLAH (SAV) EFENDİMİZİN bu anlattığı tavsiye ettiği şeyle TÜRKİYE YÜZYILININ HELE HELE KURAN MUCİZESİ DEMENİZİN NE ALAKASI VAR ANLAYAMADIM YANİ NE DEMEK İSTİYORSUNUZ TÜRKİYE SAĞA SOLA YARDIM EDİYOR SONRA BU YARDIMLAR SAYESİNDE ÜLKEMİZ KALKINACAK MI DEMEK İSTEDİNİZ
    Cevapla
  • Mehmet Özer 2 yıl önce Şikayet Et
    çok etkilendim. Allah CC bizide onlardan eylesin ve razı olduğu kularına dahil eylesin. Amin, ecmein
    Cevapla
  • Vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    Amin amin amin İNŞALLAH
    Cevapla
  • Hüdaverdi 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah sizlerden razı olsun
    Cevapla
  • cevat 2 yıl önce Şikayet Et
    inşallahhh.
    Cevapla