Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI

Şiir ırmağı kıyısındaki medeniyete çağrı

GİRİŞ 30.11.2023 GÜNCELLEME 02.12.2023 YAZARLAR

Mavera Vakfı vefat yıldönümü vesilesiyle ‘Sezai Karakoç’a Vefa’ etkinliği (22 Kasım 2023) düzenledi. Güzel programda ben, Yüksel Kanar, Temel Hazıroğlu ve Zeynep Karaca birer konuşma yaptık. Üstadımız rahmetli Sezai Karakoç’u çeşitli yönleri ile anlattık. Mavera Vakfı sosyal medyada canlı yayın yaparak etkinliği programa katılamayanlara da ulaştırmaya çalıştı.

Diriliş görüş ve hareketinin lideri, şair Sezai Karakoç’u, sanatçı, eser ve okuyucu yaklaşımlarıyla üç boyuttan değerlendirme yaptığım konuşmamı özetlemek gerekirse şunlar söylenebilir: Seza Karakoç, Cumhuriyet’in ilan edilişinin 10. yılında, 1933’te, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğmuştur. Çocukluk ve gençliğini İkinci Dünya Savaşı yıllarında, CHP’nin tek parti diktatörlüğünde geçirmiştir.

1940’lı yılların başında, Kahraman Maraş’ta aldığı ortaokul eğitimi yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’i tanımış ve çıkardığı Büyük Doğu dergisini İslami yayın organı olduğu için takip etmeye başlamıştır. Yatılı okuduğu Gazi Antep’te lise yıllarında hummalı bir okuma çabasına girmiş, edebiyat çalışmalarına da başlamış, Fransız edebiyatından çeviriler yapmıştır.

1951 yılında Ankara’da Başbakan Adnan Menderes’le görüşme yapan üniversite öğrenci heyetinde görürüz Sezai Karakoç’u; Büyük Doğu Cemiyeti’nin kapatma mücadelesi veren CHP Gençlik Kolları’nın  üniversite öğrencilerinin tamamını temsil etmediğini, öğrencilerin büyük çoğunluğunun farklı düşündüğünü anlatmaktadırlar başbakana. Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek liderliğinde başlayan ve Büyük Doğu Cemiyeti’yle kurumsallaşan İslami hareketin ilk temsilcileri arasında şairliğiyle tebarüz edecektir.

Sezai Karakoç, 1950’li yıllarda birkaç sayı da olsa, bir dergi çıkarır; Büyük Doğu başta olmak üzere çeşitli dergilerde şiir yayınlar; yeteneğiyle ve güçlü sesiyle dikkatleri üzerinde toplar. Diriliş Dergisi’yle (1960 – 1990) düşünce ve edebiyat eserleri 30 yıl toplumda yankılanır. 

Medeniyet, ırmak kıyısında doğar ve yaşar. İslam medeniyeti de kendi şiir ırmağını, dolayısıyla İslami bilinç akışını sağlamıştı. Ne var ki toplum Batılılaştırılarak İslam medeniyetinden koparılıp  karga tulumba Batı uygarlığına taşınmıştır. Medeniyet değiştirmek için şiir ırmağımız da kurutulmaya çalışılmıştır, yazı değiştirilmiş, dille oynanmıştır. Yeryüzü bir arsa değildir; Türkçe’de yaşadığımız gezegene “yer” denilmektedir. Yerin dengesi bozulursa insanın gökle bağı kopar.  Sezai Karakoç, Son İstasyon’a Doğru (Diriliş,1989) yazısında toplumun ölüm trenine bindirildiğini anlatır. Batılılaşma, İslam milletinin medeniyet değiştirerek haymatlos, yani vatansız haline getirilmesidir.

Diriliş görüş ve hareketi, yok oluşa giden yıkılışı durdurmak için toplumu trenden indirip modern bilinç kanallarından çıkararak kendi şiir ırmağıyla buluşturmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Diriliş partileşerek (1990 – 2021) millet iradesi olmaya duracaktır; 30 yıl boyunca  ülkenin vaziyet ve istikametini belirleme çabasına dönüşecektir. Kısaca Sezai Karakoç insanımızı şiir ırmağı kıyısındaki medeniyete çağırmıştır.

Yüksel Kanar, derinlikli konuşmasında Sezai Karakoç’un zaman felsefesini ve yenilenme ilkesini açıkladı. Diriliş görüşünde yenilenme, eskinin hatırlanmasıyla birlikte çağın yaşanmasıdır. Bu anlamda yenilenme, geçmişteki potansiyel gücün bugüne katılması ve geleceğin kurulmasında önemli bir güç oluşturmasıdır. İnsanlık, zamanın bu üç boyutunu birbirinden koparmadan yaşadığı takdirde, hep yenilene yenilene ileriye doğru gider. Sezai Karakoç, yenilenmenin şartı olarak zamanın bu şekilde bölünmezliğinin korunmasını ileri sürmektedir, dedi.

Temel Hazıroğlu da Sezai Karakoç’un hayattayken anlaşılmadığını ve gelecek kuşakların onun çağrısına mutlaka icabet edeceğini söyledi. Diriliş düşüncesinin bu toprakların tezi olduğunu, özgün, derinlikli, problemlerimizin gerçek çözümü olduğunu ve keşfedilmeyi beklediğini anlattı. Zeynep Karaca da şiirlerini okuyarak Sezai Karakoç’un poetik duruşunu, şiirini ve edebiyat tarihindeki yerini anlattı.

İstanbullular adına, milletimiz adına, böyle güzel bir vefa örneği gösteren Mavera Vakfı camiasını; bu kültür sanat olayını organize edenleri, katkıda bulunanları ve emeği geçenleri tebrik ediyorum, onlara teşekkür ediyorum.

 

 

YORUMLAR 1
  • Arif Hakverdi 11 ay önce Şikayet Et
    Güzel bir yazı. Mustafa Beyin konuya hakim olduğu her satırda kendini gösteriyor.
    Cevapla