Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI

İslami hayat stratejisi: İhlas

GİRİŞ 30.01.2024 GÜNCELLEME 01.02.2024 YAZARLAR

Hz. Adem aleyhisselamdan günümüze kadar insanoğlu hep ihlas imtihanına tabi tutulmuştur. Habil-Kabil olayını hatırlayacak olursak, samimi olan Habil’in duası kabul edilmiş; Kabil ise, ihlassızlığının, samimiyetsizliğinin ve kötü niyetinin kurbanı olmuştur.

İslamın insana belirlediği hayat stratejisi ihlastır. İhlas, bütün söz ve davranışlarda sadece Allah’ın rızâsını gözetmektir. Strateji kelimesini, burada ‘önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve uygulanan yöntemlerin tümü’ anlamında kullanıyorum.

Hak yolunun, sırat-ı müstakimin ihlaslı temsilcileri peygamberler, tebliğ hayatları boyunca, insanları, ihlasa, samimi bir şekilde Allah celle celaluhuna kulluk etmeye, kulluğa engel olacak şirk, kibir ve riya gibi olumsuz sıfatları kişiliklerinden temizlemeye, hayatı ihlasla korumaya davet etmişlerdir.

Kur’an’da ihlâs peygamberlerin başlıca niteliklerinden sayılmıştır: “Kadın Yusuf’u kesinlikle arzulamıştı; eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadını arzulardı. Böylece onu, kötülükten ve ahlâksız bir iş yapmaktan uzak tutmak istedik. Şüphesiz o ihlaslı kullarımızdandı.” (Yusuf Suresi; Ayet: 24) 

Çeşitli vesilelerle Allah rızâsı için ihlâsla amel etmenin önemini ve faziletini vurgulayan Peygamber sallahu aleyhi vesellem duada ihlâslı olmayı öğütlemiş; ihlâslı bir kalple iman etmiş kişinin dünya ve âhiret kurtuluşuna ereceğini müjdelemiştir; kendisi de, “Yâ rabbi! Beni sana karşı ihlâslı bir kul yap” şeklinde dua etmiştir (Ebû Dâvûd, “Vitir”, 25).

Fıkıh kitaplarında ibadetlerin abdest, niyet, tekbir, kıraat gibi zâhirî şartları yanında bir de huşû, hudû ve ihlâs kavramıyla ifade edilen bâtınî şartlarının bulunduğu, meselâ abdestsiz kılınan namaz geçerli sayılmayacağı gibi ihlâssız eda edilen ibadetin de makbul olmadığı belirtilmektedir.

İhlas, hayat stratejisi haline gelince; insanlar arası ilişkiler ihlasla temellendirilince, ilişkiler en sağlam zemin olan güven üzerinde yükselir, taraflar doğruluk, dürüstlük ve samimiyet nitelikleri kazanır, ilişkilerde süreklilik sağlanır, dostluk ve kardeşlik mümkün hale gelir.

Hayat kitabımız ve rehberimiz Kur’an- Kerim, ihlası, kulluğun merkezine yerleştirir; ihlası, insana hayat stratejisi, varoluş tarzı olarak belirler. Müslümanlık, ihlaslı yaşamaktır. İçeriğinde insanın dünya hayatı boyunca karşılaşacağı bütün konuları, durumları, problemleri öz bir şekilde barındıran yüce kitabımız Kur’an- Kerim, yapılan işlerin ancak ihlaslı olunursa değer kazanacağını haber vermektedir; samimiyetin olmadığı bir ibadetin, bir işin, Allah celle celaluhu katında herhangi bir değeri yoktur.  

Sözlükte “arınmak, saflaşmak, kurtulmak” anlamındaki ‘hulûs’ / ‘halâs’ kökünden türetilmiş bir kelime olan, “bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmak” anlamına gelen ihlâs kelimesi, kavram olarak Allah celle celaluhuyu belirlemek, kısaca tevhit ehlinden olmak; “ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” demektir. Yahudilerin düşmüş olduğu teşbih inancından, Hıristiyanların düşmüş olduğu teslis inancından uzak kalarak kullukta Allah celle celaluhu’dan başka her şeyden uzak olmak demektir.

İhlas, kişinin ibadetlerinde Allah celle celauhunun emirlerinin dışında her şeye kapanması; abd ve Mabud münasebetinde sır tutucu olması, sorumluluklarını sadece emredildiği için yapması, bunları yaparken Allah celle celauhunun hoşnutluğunu hedeflemesi demektir.

İhlas kavramı “yalnızca Allah’a yönelip O’na kulluk etme, O’na güvenip O’ndan dilekte bulunma, sadece Allah’ın dinini tanıyıp din konusunda kendini Allah’a adama, tevhid inancının saflığını bâtıl itikadlarla zedelemekten sakınma, saf dindarlık” şeklinde hem şirke hem riyaya zıt bir anlam taşır: “De ki: ‘Rabbim adaleti emretti’. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O’na çevirin, kendisine içten bir inanç ve bağlılıkla O’na yalvarın! İlkin sizi yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”  (A’raf Suresi; Ayet: 29)

Adalet, inançta ve yaşayışta doğruluğu, dengeli ve ölçülü olmayı gerektirir. Bu nedenle Abdullah İbn Abbas bu âyetteki adalet kelimesini “lâ ilâhe illallah”, yani “Allah’tan başka tanrı bulunmadığını kabul ve ikrar etmek” şeklinde yorumlamıştır. Kur’an’daki “ibâdullāhi’l-muhlasîn” ifadesi, “Allah’ın yardımına mazhar olup hâlis dindarlığa ve hidayete ulaştırılmış kullar” anlamına gelmektedir

İhlas, ibadetin özüne aykırı olan her türlü gösterişten, şirkten, dünyalık kaygılardan, çıkar hesaplarından onu arındırmak, saf ve tertemiz bir şekilde ibadeti Allah (cc)’a arz etmektir; ibadetleri insanların beğenmesi için değil sadece Allah rızası için yapmak demektir.

İhlâs, şirk ve riyadan, bâtıl inançlardan, kötü sıfatlardan, yanlış düşüncelerden ve rezil duygulardan, çıkar hesaplarından ve genel anlamda gösteriş arzusundan kalbi temizlemeyi, her türlü hayırlı faaliyete iyi niyetle yönelmeyi ve her durumda yalnızca Allah’ın rızâsını gözetmeyi, istikamet üzere yaşamayı, insanda kökleşen iyilik yönelimini ifade eder. Cüneyd-i Bağdâdî’ye göre ihlâs o kadar gizlidir ki melek onu bilmediği için sevap hanesine yazmaz, şeytan bilmediği için bozamaz, nefis bilmediği için şımarmaz..

İhlas, düşünce, duygu ve davranışı inancın emrine vermektir; istikamet üzere ölçülü yaşamak ve Allah’ın rızasına erme çabasıdır. Allah bir kulunun ihlâsını makbul kılmak istediği zaman onun ihlâsını görmesine engel olur; o zaman kul “muhlis” değil Kur’an’daki tabiriyle “muhlas” olur (Meryem Suresi, Ayet: 51). Muhlis kendi iradesi ve gayretiyle ihlâsa kavuşan, muhlas ise Allah tarafından kendisine ihlâs bağışlanan kimsedir.

İbadetin ruhu ihlâstır. İslami hayatın ruhu ihlastır. İhlâssız amelin de amelsiz ihlâsın da kula bir faydası yoktur; ihlâssız amel, amelsiz ihlâstan daha kötüdür. Çünkü her şeye değer kazandıran ihlâstır. Çok ibadetle değil ibadetteki ihlâsla kurtuluşa erileceğini söyleyen İslam alimleri insanın ihlâslı ve samimi olmasını, ancak ihlâslı olduğunu iddia etmemesini bir ilke olarak benimsemişlerdir.

 

YORUMLAR 2
  • Nizametdin 9 ay önce Şikayet Et
    Hocam yazın çok güzel güzelde Bizim zayıf imanimiza ağır geldi be hocam
    Cevapla
  • Hüdaverdi 9 ay önce Şikayet Et
    Hocam Allah sizden razı olsun sizleri ve bizleri hem dünyada hem de ahirette ihlaslı eylesin
    Cevapla