Mustafa Yürekli
Mustafa Yürekli
HABER7 YAZARI

5 Şubat Laiklik Günü neden karanlık mahfillerde gizli kutlanır?

GİRİŞ 06.02.2024 GÜNCELLEME 08.02.2024 YAZARLAR

“5 Şubat Laiklik Günü” Batıcı takvimde kutlanması gereken özel günlerden biridir. Ne var ki açıktan kutlanmaz, karanlık mahfillerde, gizlice kutlanır. 

1921 Anayasası’nın ‘Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır.’ şeklinde İslami yönetimle yönetildiği apaçık ifade edilen 2’nci maddesinde, 5 Şubat 1937’de değişiklik yapılmıştır:

“Madde 2. Türkiye devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçıdır. Resmi dili Türkçedir, makarrı(Başkenti) Ankara şehridir.”

Demek ki anayasamıza “Altı Ok” olarak bilinen ilkeler ve onlardan biri olan laiklik, 1937’de, CHP’nin tek parti diktatörlüğü döneminde girmiştir.

******

1923’ten 1937’ye kadar, yaklaşık 15 yıl devlet İslami yönetimle yönetilmiştir.

1937’de Batıcı yönetime geçildi. Bunun anlamı şudur:

Okullarda artık İslami ilimler okutulmayacaktır. Avrupa merkezli pozitivist eğitim anlayışına geçilecektir.

Daha da önemlisi adliyelerde İslam hukukuyla yargılamaya son verilecek, Avrupa’dan ithal edilen, gücü esas alan, pozitivist, Roma hukukunun berbat bir yorumu olan hukukla yargılamaya geçilecektir..

Burada şu husus da dikkatten kaçmamalı: Devletin niteliği cumhuriyet şeklinde Anayasa’da belirtildiği halde ülke faşizmle, tek parti diktatoryası ile yönetilmiştir.

*****

Nedense kimse 1937’de “cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve devrimcilik” olarak anayasada yer alan 5 ilkeden söz etmiyor da, illa sadece “laiklik” üzerinde duruluyor?

Atatürkçü kesimlerce “ilerici” olarak nitelenen 1961 Anayasası’ndan “cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve devrimcilik” çıkarılmış:

“Madde 2. Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.”

Peki Altı Ok’tan beş ilke çıkarılırken Anayasanın 2. Maddesinde ifadesini bulan “laiklik” niçin madde içinde kalmıştır?

Kemalizm’in ilkeleri hani bir bütünlük oluşturuyordu?

Bu ilkelerin biri diğerinin “olmazsa-olmazı” değil miydi?

Birinin diğerine göre önceliği ya da “olmasa da olur”u söz konusu edilebilir miydi?

*******

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Batıcılığı ayakta tutan, besleyen temel güç emperyalizmin varlığıdır.

Cahil, fakir ve teşkilatsız bırakılmış bir halk, on yılda bir askeri müdahalelerle devlet kademelerinde temizlik yapılarak iktidarda tutulan Batıcı kadroların baskısı altında, emperyalizmin ekonomik sömürüsü için çok daha elverişli bir zemin oluşturulmuştur.

Okullardaki pozitivist eğitimle ve dev reklam bütçeleriyle dünya sermayesine bağımlı hale getirilmiş medyayla sosyal uyanışı engelleyen, milletin dirilişini yasaklayan, milli ekonomiyi imkansız kılan Batıcı politikalar, kaynakların yağmalanmasına ve ucuz işgücü sömürüsüne, ülkenin pazar haline gelmesine ortam hazırlamıştır. Emperyalist baskı ve sömürünün engelsiz sürmesi sağlanmıştır, Batıcı yönetimlerle.

Bu nedenle yeni bir sivil demokratik anayasayla ülkede emperyalizmi yıkmadan Batıcılığı ayakta tutan kültürel, sosyal, ekonomik ve politik ilişkileri ortadan kaldırmak da imkansızdır. Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.

*******

ABD ve AB’nin dümen suyuna ülkeyi bırakmak ve emperyalizme göbek bağıyla bağımlılık, Türkiye’de siyaset alanında Batıcılığı hortlatmıştır.

Tarihte hiçbir şey “rastlantı” değildir. Batıcılık, bağımlılık ve laiklik, gizli bir planla Türkiye’ye aşamalı olarak girmiştir.

Yamalı bohçaya dönen 1982 Anayasası baskıyı ve sömürüyü daha da ağırlaştırmıştır. Cumhuriyetin niteliğiyle ilgili ikinci maddenin son şekli şöyledir:

“Madde 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. ”

Türkiye Batıya bağımlılaştıkça, uydulaştıkça; Batıcılık da ona paralel olarak istikrarlı bir şekilde yükselmiştir.

Türkiye’de bütün askeri müdahaleler Batıcıdır; Batıcı baskı ve sömürü sistemini tahkim etmek için yapılmıştır.

Yakın tarihimizin resmi ideolojisi olan Batıcılık, terör, yağma, bağımlılık ve kaynakları dünya sermayesine peşkeş çekme politikasından başka bir şey olmamıştır.

*******

Batıcılık, bağımlılık, bölücülük, terör ve küçük devlet ideolojisidir.

Türkiye’de devrimcilik ilkesiyle şiddeti meşru gören CHP’nin yasa dışı çocuğudur sol terör. Batıcı darbelerin ve terörün arkasında hep CHP vardır.

Bugün Türkiye’de toplumsal muhalefeti siyasal alanda temsil etme iddiasında olan Batıcı siyasal partiler, Batıcılığa ve emperyalizme karşı çıkmak yerine, ne kadar acıdır ki BM’yi, NATO’yu, IMF’yi, Amerika’yı, AB’yi savunarak dünya güçlerine ve Batı’ya sadakat yolunu seçmişler, böylece halkı emperyalizm karşısında seçeneksiz bırakmışlardır.

*******

Batıcı takvime göre karanlık mahfillerde gizli bir şekilde kutlanan “5 Şubat Laiklik Günü” özde İslamofobi, yani Antimüslimizimdir.

Çünkü laiklik, bu millet için demokrasiyle yönetildiği halde yasama yapamama ve sivil anayasa yapmama anlamına gelir. Anayasalar, darbe süreçlerinde yapılmaktadır.

Batıcı partiler, darbe anayasasıyla yönetime razı olurlar, milletin talebi olan yeni sivil demokratik anayasa yapma sorumluluklarından kaçarlar hep.

Laiklik, sosyolojik merkeze ekonominin ve siyasetin merkezini yasaklamak demektir.

Ekonomik ve politik merkez, azınlıkta olan, marjinal olan Beyaz Türklere teslim edilmiştir; kendilerini Beyaz Türk olarak tanımayan dönme, Yahudi, Rum, Ermeni, gayrimüslim ve kozmopolitlerden oluşmaktadır, ülkenin seçkinleri.

Laiklik, İslamofobidir, Antimüslimizimdir; çünkü halkı cahil, bilinçsiz, yoksul, teşkilatsız, sessiz ve iradesiz tutma politikasıdır.

Bu yüzden Batıcı Beyaz Türkler “5 Şubat Laiklik Günü”nü açıktan kutlayamazlar.

Mustafa Yürekli / Haber7

YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • Mete 9 ay önce Şikayet Et
    Millet laiklik demenin dinsizlik demek olduğunu bilmiyor. Ben laik yönetim istiyorum diyen birinin itikadı tehlikeye giriyor. Ama birçok dindar bundn haberdar değil.
    Cevapla
  • Bayram sahn 9 ay önce Şikayet Et
    Ben sahitim yazdıklarınıza aynen dediğiniz gibi iş icabı evlere gidip geliyoruz mason kocalarına bağlı kişiler belli oluyor mason işaret leri bayrakları filamalari heykel büst gibi evlerinde bulunanlar 5 Şubat ve 29 Ekim gibi günlerde kutlama anma yapıyor sadece kendilerinden olanlar geliyor
    Cevapla
  • Semendire 9 ay önce Şikayet Et
    Mustafa hocam güzel bir noktaya temas yapmışsınız. Ellerinize sağlık. Teşekkürler
    Cevapla
  • Semendire 9 ay önce Şikayet Et
    Mustafa hocam güzel bir noktaya temas yapmışsınız. Ellerinize sağlık.
    Cevapla
  • Müslüman 9 ay önce Şikayet Et
    Referandum yapılmalı millet karar vermeli
    Cevapla