Batıcı partiler..

Batıcı muhalefet..

Batıcı akademisyenler, yazarlar ve gazeteciler..

Ülke meselelerine dair görüşleri..

Uluslararası konularda söyledikleri..

Yalana haberler, kahpece yorumlar..

Gerçeğe dayanmayan analizler..

İktidara körü körüne muhalefet..

Dünya güçleri adına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen mesaj..

Onu yerin dibine batırma amaçlı.

Tam tersi sonuç veriyor.

Avrupa merkezli anlayış ve söylem!

Batılı penceresinden bakma ve ağzıyla konuşma!

Ne var ki bu yanlış dil ciddi sıkıntılara yol açıyor..

Bu Batıcı dil, ülke yönetimini etkiliyor, güvenlik sorunu haline geliyor.

KÖRLEŞME

Ulus..

Birleşmiş Milletler, ulus devletler topluluğu..

Sisteme almadıkça ne Filistin devlettir ne de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti..

Ulus, dünya sisteminin alt birimi, yapılandırdıkları coğrafyadaki halklar..

Ulus, dünya güçlerinin vaziyet ve istikamet ettiği modern toplum.

Uluslar olarak hareket ediyor insanlık!

Filistin gözlerdeki perdeleri yırttı:

BM’de meşruiyet aramak çözüm değil!

Gazze, İslam milletinin gerçeğini yüzüne vurdu:

Ümmet özne değil, uluslararası ilişkilerde aktör değil.

Siyonist teröristlerin Filistin işgali yargılanamıyor..

Siyonist teröristlerin Gazze soykırımı cezasız kalıyor.

Uluslararası Adalet Divanı’na gitmek ham hayal.

Ulus, körleşme, sessizleşme ve öğrenilmiş acziyet!

Türkiye ulusçuluktan ve ulusçu dilden kurtulmak zorunda.

DOST TUTUMU DEĞİL

Batıcılar Filistin’i nasıl konuşuyor?

Tespitler hatalı.

Hatadan vaz geçtim, dost tutumu değil!

Dünya sisteminde çözüm aramak çılgınlık.

İsrail, tipik bir ulus devlet ve biçilen rolünü oynuyor.

Gazze meselesine ilişkin ifadelerin bir kısmı bilgisizlikten..
Gelişmeleri izlememekten…
Olayları okuyamamaktan kaynaklı.
Bazıları ise kasıtlı.

Türkiye’yi gerçek dostlarından koparma…
Yalnızlaştırma…
ABD’nin, AB’nin kucağına yönlendirme amaçlı.

Müslümanlar ulusalcı dille konuştukları sürece..

Daha çok işgale uğrar, soykırıma maruz kalır, daha çok ezilir, sömürülür..

Ümmet, böyle uluslara bölündükçe çaresizliğe mahkum.

KİM SÖYLETİYOR?

Dünya gündemini dikkatli takip etmeli..

İktidarın ve muhalefetin söyledikleri..

Günü gününe kayıt edilir..

Hele iktidara yakın isimlerin söyledikleri..

Söylenenden çok söyletene bakarlar!

O nedenle herkes sorumlu davranmalı.
Ucuz övgüler birilerini rahatlatabilir.
Ama Türkiye’ye büyük zarar verir.
Geçmişte yaşanan örnekler ders olmalı.

GERÇEK

Türkiye’nin düşmanı belli.

Afganistan’ı, Irak’ı ve Suriye’yi kim işgal etti?
PKK /PYD’nin arkasında kim var?
Kim binlerce TIR silah verdi?
Kim “kara gücüm” ifadesini kullanıyor?

FETÖ’yü kim koruyor? Merkezi nerede?
15 Temmuz darbe girişimini kim yaptı?
DEAŞ’ı kim kurdu?
ABD Başkanı Trump itiraf etmedi mi?
İşgaller, terör olayları ve askeri darbeler…
Hepsinin arkasında onlar var.
ABD, NATO, CIA, MOSSAD.
Bu gerçeğe rağmen Arap, İran, Müslüman düşmanlığı…
Mısır’ın küçümsenmesi…
Kimin değirmenine su taşınıyor?

NATO GERÇEĞİ

NATO 75’inci yılını kutlamaya hazırlanıyor.
NATO Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Levent Gümrükçü.
AA muhabirine konuşmuş.
NATO’yu öve öve bitiremiyor.
“NATO Türkiye’nin güvenliği için vazgeçilmez öneme sahip” diyor.

Türkiye NATO'ya 1952’de üye oldu.
O günden beri başımız beladan kurtulmadı.
Zararı saymakla bitmez.
Gelişme yolundaki tüm hamlelerimizi durdurdular.
Biz uçak yapıyorduk engellediler.
“Siz üretmeyin biz veririz” tuzağına çektiler.
Hangi birini sayalım.

BM dünya devleti, NATO ordusu..

Hala anlamadık mı?

HANGİ GÜVENLİK?
 

Temsilcimiz iddialı…
NATO’nun Türkiye’nin güvenliğini sağladığından söz ediyor.
12 Eylül darbesi…
15 Temmuz darbe girişimi…
FETÖ, PKK/PYD’ye kalkan olma…
Terörü kışkırtma…
Ekonomimizi çökertme hamleleri…
Hepsi Türkiye’nin güvenliği için mi?
Çok yazık!